26 Ağu 2016

ÜSTYAPI-ALTYAPI İLİŞKİSİ ÜZERİNE KISA BİR NOT



ALTYAPI VE ÜSTYAPI BİRBİRİNİ TAMAMLAYANDIR..
BİRBİRİNE ENGEL OLAN DEĞİL...

ENGEL OLDUĞU İMAJINI YARATAN ŞEY; ÜSTYAPI TAKINTISINA KAPILMIŞ ŞÖHRET DÜŞKÜNÜ YÖNETİCİ DAVRANIŞLARIDIR.

"Ben altyapıyı üst yapı için istiyorum" lafı doğru bir laftır. Belki am olması gereken bir cümle değildir ama hedef ve işleyiş bağlamında tutarlıdır.
Ama buna karşın "ben üstyapıyı altyapı için istiyorum" cümlesi ise ilk etapta sevimli ve sempatik bir ifade gibi gelse de, doğru değildir.

Üstyapılar altyapıların rol modelleridirler.
ÜSTYAPILAR ALTYAPILARIN VAR OLMA NEDENLERİDİR.
Ütyapılar hayatın kendisi, altyapılar hayatın devamını sağlayan metebolizmadır.
Üstyapınızın varlığı altyapılarınızın amaç ve hedeflerini oluşturmalıdır. Üstyapılar motivasyon ve çalışma gerekçeleridirler.

Bizde altyapı ve üstyapı hep karşı karşıya düşünülen kurum ya da birimlermiş gibi gösterilir. Sanki bu birimlerin birisinin varlığı diğerinin yok olmasının ya da önemsenmiyor oluş nedeni gibi algılanmaktadır.
Tabi bunun nedeni kulüplerimizin tüm ekonomik olanaklarını üstyapı için kullanıyor olmalarıyla ilgilidir. Üstyapıların popüler olmaya ve belli bir statü edinmeye ilişkin sunduğu imkanlardır.

Bunu daha karlı bir yatırım olarak gören kulüp yöneticileri biraz daha akıllı, sağduyulu ve geleceğe ilişkin düşünseler asıl yatırımın altyapılar olduğunu anlayacaklardır.

Özetle kulüp yönetim ve anlayış politikalarındaki yanlışlığı altyapı ve üstyapı ile ilgili bir tamlayan- tamlanan ilişkisi yerine birisini diğerini değersiz ve önemsiz kılmasına yol açan tutum ve davranışlar sergilemektedirler.
Altyapı ve üstyapı ilişkisinde sonuç olarak;
Birisi diğeri içindir. Diğeri ise o birisinin varlığı ile kendini devam ettiren ilişkisine dayalı bir bağlaşım olmak durumundadır.

ANTRENÖR ÖZELEŞTİRİSİ


SADECE SİSTEMİ ELEŞTİREREK GELİŞEMEYİZ... BİRAZ DA KENDİMİZİ ELEŞTİRECEĞİZ...

1. Türkiye'de antrenörler, özellikle de altyapı eğitimci antrenörleri olarak Erman Toroğlu ve türevi sözde "futbol adamlarını", bir çok futbolcu geçmişi olan kişilerin televizyonlardaki maç sonrası değerlendirmelerini ciddiye almayı ve amacı tamamen reyting olan programları izlemeyi ve gazetelerdeki hiç bir ölçütü olmayan sözde analizleri okumayı bırakmadıkça ve çok daha önemlisi "futbol birikimlerini ve uzmanlıklarını bunlara göre oluşturmayı reddetmedikçe futbolumuzun düzeyi öyle sanıldığı gibi tesis ve antrenöre iyi maaş vererek yükselmeyecektir.

2. Eleştirileri kabul etmeyi öğrenmedikçe, birileri farklı bir şeyler yazdığında veya söylediğinde hemen atılıp "hadi lan ordan" demeyi bırakmadıkça, tüm görüş ve düşünceleri ciddiye almadıkça ve her gün yeni bir şey öğrenmeyi alışkanlık haline getirmedikçe saha, malzeme ve çocuk iyi futbolcu yetiştirmeye asla yetmeyecektir.
3. Başkalarının başarısını kıskanarak, başkalarının hakkında sürekli olumsuz konuşarak, rekabet etmeyi karalamak ve rencide etmek olarak anladığımız sürece TFF dünyanın en iyi imkanlarını sunsa dahi bu ülkede iyi bir futbol düzeni kurulamaz.

4. İddialı olmak ile hırslı olmayı karıştırmadan, rekabeti etmeyi karşındakini yok etmek ya da bertaraf etmek olarak düşünmeden, başarılı olmayı para kazanmak veya paye elde etmek ile eş anlamlı görmeden ve her şeyden önce bulunduğun ortamda "fark yaratmayı" ve işini "doğru yapmayı" amaçlamadan diplomalarımızın ve belgelerimizin derecesi bizi iyi insan ve iyi eğitimci kılmayacaktır.

5. Haksızlığa ve adaletsizliğe kendi çıkarımıza olsa bile karşı çıkmayı beceremeden tüm payeler tüm şan ve şöhretler bizim olsa da Türkiye Futboluna bir şey kazandırmaz ve katma değer yaratamayız.
Önce insan, önce çocuk, önce adil oyun ve önce ilkeler felsefesini bireysel antrenör ahlakı ve davranışına dönüştürmek zorundayız.

Kalite ya da düzey önemlidir. Sonra kolektif çalışma ve paylaşımcılık esastır. "Ben" değil "biz" zihniyeti önemlidir.
Yani önce antrenör kalitesi ve düzeyi her şeyin başıdır, başlangıcıdır. Bu bir ön koşuldur.

BİR KEZ DAHA "TÜRKİYE FUTBOL ALTYAPI DİREKTÖRLÜĞÜ" ÖNERİSİ ÜZERİNE


Daha önce de bir paylaşımda önermiştik...
Türkiye futbolunun ihtiyacı "Türkiye Futbol Direktörlüğü" unvanı icat edip, buraya birisini atamak değildir.
Bir çok kategoride milli takımın olduğu ama buna rağmen asıl işi A milli takım olan birisine bu unvanı vermek, Türkiye futbolunun atılımı, değişimi veya dönüşümü için bir ivmeyi sağlamaz...

Ama bazı birimler önemlidir eğer önce kuruluşa sonra da kuruma dönüşürse.. O zaman o kuruma ilişkin unvan da hak edilmiş bir unvan olabilir.
İşte "Türkiye Futbol Altyapı Direktörlüğü" böyle bir alan ve işlevi olacak olan bir birim, kuruluş ve kurum olabilecek bir alan boşluğudur.

Bir çok işin ve alanın içi boş unvanını icat etmek ve bunu bir kişiye vermek göstermelik bir anlam taşır.
İşlevi, yararlılığı ve katma değer yaratan farklılıklar için önce kuruluş ve kurum sonra unvan gelmelidir.
İşi sadece temel altyapı, gelişim altyapı ve performans altyapı eğitimleri, seçimleri, pilot uygulamaları ve organizasyonları olan ve direkt TFF başkanlığına bağlı TÜRKİYE ALTYAPI DİREKTÖRLÜĞÜ ve bu direktörlüğe bağlı "Altyapı Eğitim Dönemleri Direktörlüğü"nün kurulması, yetki ve sorumluluk taşıması koşulu ile liyakat sahibi kişilerin buralarda görevlendirilmeleri ve kısa, orta ve uzun vadeli olmak üzere 10 yıllık bir planlamanın hemen devreye sokulmasıyla Türkiye Futbolunun geleceğine ivme kazanacaktır.

Federasyona bağlı FGM (Futbol Gelişim Merkezi) bu anlamda incelendiğinde ve ilgili çalışma alanlarına bakıldığında bu işi yerine getirecek bir birim olmaktan çok uzaktır.

FGM akademik ve program konusunda ve şu anki görevleri konusunda çalışmaya devam edebilir.
Bizim önerimiz ise tamamen altyapılara yönelik pratiğe ve somut uygulamalara yönelik bir yapılanma ve düzenleme ile ilgilidir.

Tam Öğrenme Modeline Giriş


ARDIŞIKLIK NE DEMEKTİR?
(Tam öğrenme modeli üzerine kısa bir giriş)

Ardışık ya da ardışıklık bir hareketin, bir düşüncenin öğretilmesi ve öğrenilmesi ile ilgili olarak kolaydan zora doğru anlamlı bir yakınlık ve ilişkiyle sıralanmasıdır.
Her teknik ya da taktik öğretim için gerekli olmayabilir.
Eğitimde tam öğrenme modeli dediğimiz ve şimdilerde terk ettiğimiz ama çok önemli ve vazgeçilmez bir öğretim ve öğrenme modelidir.

Ardışık sıralama;
Sadece bir teknik hareketin parçalara ayırıp sonra bunları kolay parçadan başlayarak zora parçaya doğru yapılıp sonra da birleştirmek değildir.
Asıl önemlisi teknik ve taktik bir öğretimde ve öğrenmede öğrenilen hareketin giderek daha kompleks olarak kullanılmasının sağlanmasıdır.

Örneğin;
Uyarılma, Kılavuz denetiminde yapma, Uygulama, Tekrar etme, Duruma uydurma ve Yaratma aşamaları düşünüldüğünde futbola ilişkin teknik ve taktik öğretimde
"at topu maç yapsınlar" "oyun ile eğitim" gibi başıboşluk ve serbestlikler aslında hiç bir şey yapmamak ve işi tesadüfe bırakmak ile neredeyse eş anlamlı yaklaşımlardır.
Oysa sadece oyun ile eğitim yaklaşımını benimsemiş olsanız da oyun içerinden bazı teknik ve taktik konuları uygulanmasını, tekrar tekrar yapılmasını, oyunun içinde değişen koşullara göre uygulanmasını ve çocukların veya gençlerin kendilerine özgü bir şekilde uygulamalarına imkan ve fırsat yaratacak ortamlar hazırlamak demektir.
Çocuk ve gençler bir tekniği tam olarak kullanmadan oyun içinde duruma nasıl uydurabilirler?
O halde oyunu öyle bir hale getirmemiz gerekir ki;
Söz konusu hareketi
-Uygulasınlar
-Tekrar tekrar uygulama fırsatı bulsunlar
-Oyun için nasıl gerekiyorsa öyle yapsınlar
-Kendi istedikleri yerde, şekilde ve amaçla yapsınlar..

ÖZETLE: EĞİTİMCİLİK
1. Ne gösterdiğim gibi yapın demektir,
2. Ne sürekli tekrar edin demektir,
3.Ne de sadece oyun oynayın demektir.
Her uygulamanın bir konusu, bir amacı ve bir sonucu vardır..
Ve mutlaka olmalıdır.

KALİTE-DÜZEY NEDİR?



KALİTE-DÜZEY NEDİR?
BİREYSEL KALİTE İLE KURUMSAL VE OYUN KALİTESİ İLİŞKİSİ NEDİR?

Kalite ve düzey dediğimiz şeyden kastımız davranış, iletişim, üretkenlik ve varlığın olumluluğu ve yararlılığı ile ilgilidir.
Kalite ve düzeyi sadece futbol oyunu açısından değil, bireysel günlük ve iş ile ilgili davranışlar açısından da el almamız en doğru olandır.
Gelelim asıl konumuza..

Bir insanın kaliteli olması demek o insanın varlığı ile ilgili her alanda ve her konuda düzeyli olması demektir.
Düzeyli olmak ise toplumsal standartları yüksek davranışlar sergilemek olarak özetlenebilir.
Futbol kalitesi açısından da durum benzerdir. Futbol kalitesi aslında oyun kalitesidir. Oyun kalitesi ise, futbola ilişkin teknik, taktik ve motor davranışların amaca ilişkin doğru, hızlı ve özellikle yararlı sonuç doğurması ve üretmesi için kullanılması anlamına gelir. Bunlar ne kadar yüksek ise oyun düzeyi yani futbol düzeyi yüksek olur.
Tüm bu saptamalardan sonra kalite ve düzey öncelikle bireyden başlayan ve bireyin işi ile ilgili olan ve ortaya çıkan ürüne yansıyan bir sonuç değil midir?

Bizler antrenörler ve oyuncular olarak bireysel anlamda öncelikle kaliteli ve düzeyli birer kişi olduğumuzda işimiz olan futbolu daha kaliteli ve düzeyli kılma ihtimali artmaz mı?
O halde kalitemizi arttırmak için düzeyimizi arttırmalıyız.
Ardından bu ister istemez yaptığımız işe yansıyacaktır.

Eğitimcilerin, oyuncuların konuşmadan tutun da, yürümeye, iletişim kurmaya, iş ahlakından, sorumluluğa ve başkalarına saygı duymadan kendilerini sürekli geliştirmeye yönelik bireysel kalitelerinin artması demek toptan bir düzey artışına neden olacaktır. Bu ise üretilen futbol işine doğrudan yansıyacaktır.
Kalite ve düzey açısından ikinci bir bakış açısı tersine yani tümden gelim bakış açısıdır. Yani kalite ve düzey ile ilgili kuralları, çerçeveyi ve içeriği belirlemek işleyişi standartlaştırmak ve bireyleri buna uymaya mecbur ederek bir süre sonra onların da kalite ve düzey artışlarına neden olmaktadır.
Bireyselden toplumsala, toplumsaldan da bireye yönelik bu kalite ve düzey meselesi bir arada yürütülmek ve işletilmek zorundadır.

Bizim futbolumuzun bir talihsizliği de buradadır.
Futbolu yeniden inşa ederken kalite ve düzey konusuna her iki açıdan da yeniden inşa ihtiyacı bariz olarak ortadadır.
Futbolun kaliteli ve düzeyli insanlara, İnsanların da kaliteli ve düzeyli futbol kurumlarına ihtiyacı büyüktür...

Avrupa nasıl başardı diye soruyorlar bazen?
İşte bu şekilde başardı...

Neden/Niçin? ve Nasıl Soruları


NEDEN?NİÇİN sorusu ve cevabı NASIL? sorusu ve cevabından daha önce gelir...Ve daha önemlidir...

ÖĞRETME İLE İLGİLİ NEDEN SORUSUNUN CEVABI NASIL SORUSUNUN CEVABINI DA DOĞRUDAN ETKİLER)

Altyapılarda bir anda çok şey öğretmek yerine zamana ve programa yayarak sistematik bir sıralama ile az şey öğreterek çok şeye ulaşmak en doğru olandır.
Her çalışmada çocuklara ve gençlere onlarca şey söylemek ve onlarca şey yaptırmak yerine,
Her çalışmada bir konu ve amaç koyup onunla ilgili bir şeyler söylemek ve yaptırmak daha kalıcı öğrenmeye neden olur.
Yapılanların birbiri ile ilişkilendirilmesi ise anlamlı öğrenme demektir ki; Çocuklar ve gençlerin asıl istediği ve beklediği budur.
Bunu neden ya da niçin yapıyorum?
Böyle yaparsam ne olur?
İşte bu duyguları tatmin eden eğitim çalışmaları sporcuları en tatmin eden çalışmalardır.
Çocukları karmaşıklıktan, kararsızlıktan, çözümsüzlükten kurtarmamız gerek. Bu futbol için de böyledir.
Çocuk ve genç teknik ve taktik çalışmalarda netleşmeli... Neden yaptığını anladığı an nasıl yapması gerektiğini daha çabuk daha kaliteli çözümler ve yapar.
Antrenörlerin çoğu çocukların ve gençlerin hatta büyüklerin "düşünemeyen sporcular" olarak görürler ya da öyle davranırlar. Oysa onlar işin içinde olanlar asıl düşünmesi ve düşünerek yapması gerekenlerdir.
O halde "şunu şöyle yap yerine" şunu şundan dolayı şöyle yapmalıyız ya da yapmalısın" demek daha doğru bir öğretici yaklaşımıdır.
Kim olursa olsun bir davranışı için önce "neden yapmalıyım? niçin yapmalıyım?" sorusunun cevabını vermek zorundadır. Nasıl yapmalıyım bundan sonra gelmelidir.
Biz genelde şöyle yap deriz sonra neden öyle yapması gerektiğin asla söylemeyiz.
Oysa sporcular robot değil insandırlar ve insanlar düşünür.
Önce neden ve niçin? sonra nasıl?

Örnek:
Neden?
Rakip savunma derinliği bozulmuşsa topla araya girmek daha kolay olur? Çünkü rakip kaleciyle aranda oyuncu azalmıştır.
Niçin? Daha rahat gol atabilmenin yolu bu olduğu için.
Nasıl?
1:1, 2;1 oyun

ÖZET
Öğrenen açısından hangisi daha öncelikli ise öğreten için de o öncelikli olmalıdır...

8 Ağu 2016

8 YAŞ Futbolda Altyapı Eğitimi Yıllık Planlama (Eylül)


Kaynak: İ.Topkaya "Futbolda Altyapı Eğitimi" 2015, Paradigma Akademi Yay.

EĞİTİM VE ÇALIŞMA PLANLAMALARI ÜZERİNE..





Her eğitim ya da antrenman çalışması günü yapılan çalışmanın konusu, içeriği bir önceki çalışmayla ilintili ve bir sonraki çalışmayla ilişkili değilse,
Haftalar boyu yapılan çalışmalardan elde edilecek bir bütünlük elde edilemez.

Çalışmaların konu ve içerik açısından ardışık bir sıra izlemesi belli süreçler sonunda sizi bir amaca ulaştırır.
Onun için günlük çalışma planları haftalık ve aylık, aylık planlamalar da yıllık plandaki bütünlüğe ulaşmayı sağlamalıdır.

Altyapılarda olsun, üst yapılarda olsun o gün rast gele bir çalışma seçmek, çalışma ne kadar kaliteli ve verimli geçmiş olursa olsun genel amaca ulaşmak için boşuna geçirilmiş bir zaman ve emek olarak kalacaktır.
Sanıyoruz günlük, haftalık aylık ve yıllık çalışma planları hazırlanırken ve özellikle de bunu eğitim alanında uygularken ciddi eksikliklere içerisindeyiz.

Bazı eğitimci antrenörlerin ve yarışmacı antrenörlerin çok çalışkan ve iyi niyetli olmalarına rağmen gerçekleştirdikleri çalışmalardan uzunca bir zaman geçmesine rağmen verim alamıyor olmalarının nedeni, çalışmalarını parçadan bütüne ya da bütünden parçaya doğru anlamlı ve ardışık bir sıralamayla/planlamayla yapmıyor ya da yapamıyor oluşları ile ilgilidir.

Rast gele ve günübirlik çalışmalar elbette hiç bir şey yapmamaktan iyidir.
Ama eğitim hiç bir şey yapmamaktan iyi olan rast gele çalışmalardan oluşmaz.
Eğitim ve çalışma planlamaları ve bu planlamaların programlanması hem uygulamaların verimli olması açısından hem de belirlenmesi gereken yakın ve uzak hedeflere ulaşmak adına olağan üstü öneme sahiptir.
Planlamalarda olmazsa olmaz olan husus; Yakın ve uzak hedeflerin yazılmış olması ve bunların bir takvime bağlanmış olmasıdır.

GÜNLÜK PLAN




GÜNLÜK ÇALIŞMA PLANI ÖRNEĞİ

Altyapı Eğitimi Dönem ve Evresi: Futbol Temel Altyapı Eğitimi 1. Evre
Yaş Grubu: 8 Yaş
Çalışma Süresi: 50 dakika (+ - 5dk.)

BÖLÜM 1
Ünite/ Konu : Algısal Motor Gelişim (Görsel Algı)
İçerik: Görsel Algıya Dayalı Hareket ve Top Hareket İlişkileri
Çalışma Süreci ve Sonu Kazanımları/Çıktıları: Uyaranlara Göre Ayak ve Top İlişkisini Kurar
Uyaranlara Göre En Kısa Sürede Harekete Geçer
Farklı Uyaranlara Farklı Hareket Reaksiyonları Gösterir. Öğretme-Öğrenme Yöntemleri: Problem Çözme Yöntemi,
Alıştırma Yöntemi,
Yönlendirilmiş Buluş Yöntemi
Kullanılan Araç Gereç ve Alan: Renkli Kartlar
Çeşitli Ebat ve Büyüklükte Hafif Toplar
Açık Alan ve/veya Spor Salonu

Öğrenme-Öğretme Etkinlikleri:
• Dikkat Çekme (3dk):
Renklerin bir anlamı olsa o renk için yapmamız gerekeni yapmak için önce neyi görmemiz gerek?
Peki, farklı işaretlerin her birinin bir anlamı olsa, o işaretin anlamını yapmak için öncelikle ne yapmamız gerekir? Gibi soruları sorulur, cevaplar beklenir, sorular güncellenerek tekrar sorulur. Ve her cevabın görsel uyaran-tepki ilişkisi kurulur.
Örneğin: Karşıdan karşıya geçerken otomobilin mesafesini görüp ona göre geçme davranışının gerçekleştiği, top oyunlarında da ne yapılması gerektiği topun geldiği yön ve hızın görülmesi ile gerçekleştiği anlatılır ve canlandırılır.

• Güdüleme (1dk):
Bir işareti veya bir nesneyi ne kadar çabuk görür o işaretin veya nesnenin ne anlama geldiğini ne kadar çabuk anlarsak yapmamız gerekeni daha çabuk yaparız. Eğer ileride iyi bir futbolcu olmak istiyorsak topu ve oyun arkadaşımızın hareketlerine göre en kısa sürede harekete geçebilmeliyiz.

• Öğretme ve Öğrenme Süreci/ İşleniş
o Isınma/Giriş (5-10dk):
Çocukların her birisine birer küçük top verilir ve bu topları yürüyerek havaya atıp tutmaları istenir.
3-4 Dakika sonra aynı çalışmaya bu kez sınırlandırılmış alanda yapmaları istenir. Ve sorulur: Neye dikkat ediyorsunuz?
Alınan cevaplar “hem topu düşürmemek için topa, hem de çarpışmamak için arkadaşıma bakıyorum” şeklinde olmalıdır. Bu cevap alınamamışsa bu cevabın alınmasına ilişkin sorular sürekli yönlendirici şekilde güncellenir.

o Etkinlik 1 (6k):
Parmaklar ile Gösterilen Sayılara Göre Öne ve Geriye Koşma Etkinliği: 1 işareti öne, 2 işareti geri, geri koşu anlamına gelir. Etkinlik başlatılır. Çok az bir süre sonra 1 işareti ile 2 işaretinin yönergeleri değiştirilir. Bu kez 1 işareti geri, geri, 2 işareti öne anlamına gelir. Kısa bir süre sonra görsel uyaran işareti olan rakamlara 3 eklenir. Onun da yönergesi olduğun yerde 360 derece dönmedir. Etkinlik 1, 2,ve 3 işaretlerinin karışık olarak gösterilmesi ve işaretlere ilişkin gereken hareketlerin yapılmasıyla sürdürülür.
Ara 5 dk

o Etkinlik 2 (6dk):
Çocuklar karşılıklı yüz yüze gelecek şekilde ve aralarında 3 metre mesafe olacak şekilde yerleşirler. Eşlerin ellerinde birer top vardır. Eşlerden birisi eli ile topu yerden yuvarlayarak karşıya atarken, karşıdaki de elindeki topu havadan arkadaşına atar. Bu çalışma eşler rol değiştirerek ritmik bir akıcılıkla sürdürülür.

o Etkinlik 3 (10dk): Eksilen Toplar ile Oyun:
Çocuklar en fazla altışar kişiden oluşacak şekilde takım (grup) yapılır. Takımlar karşılıkla oyun (maç) yaparlar. Ama oyun üç top ile oynanır. Oyun anında üç top ile de karşı takımın kalesine gol yapılabilir. Oyun top sayısı ikiye indirilerek devam edilir.
Ara 3dk.

o Etkinlik 4 (15 dk): Sınırlandırılmış ve fazla büyük olmayan alanın dört bir tarafından, nereden atılacağı belli olmayan toplar iki takım oyuncuları tarafından yakalanarak ve ayak ve el ile pas yapılarak karşı takımın kalesine gol yapılır.

• Özet: Çocuklar bu gün hangi etkinlikleri yaptık? Bugün gerçekleştirdiğimiz etkinlikler sırasıyla topu havaya atıp tutarak düşürmeden ve çarpışmadan yürüme, işaretlere göre öne, geriye koşma ve dönme, karşılıklı yerden top yuvarlama, havadan top tutma, eksilen top ile maç yapma ve çeşitli bölgelerden atılan toplar ile gol yapma oyunları oynadık.

BÖLÜM II
Geri Bildirim Alma:
Çocuklar etkinlik sayısı kadar gruba ayrılır. Her etkinlikteki görsel algı, merkezi işlem ve çıktılara ilişkin olarak:
1. Etkinlikte ne yapıyorduk? Topu düşürmemek için ne yaptık? Söyle ve Göster
2. Etkinlikte ne yapıyorduk? Topu düşürmemek için ne yaptık? Söyle ve Göster
3. Etkinlikte ne yapıyorduk? Topu düşürmemek için ne yaptık? Söyle ve Göster
4. Etkinlikte ne yapıyorduk? Topu düşürmemek için ne yaptık? Söyle ve Göster


Altyapı Antrenörü Futbol Altyapı Eğitim Koordinatörü

OYUN ALANLARININ YAPISI VE UYARAN İLİŞKİSİ

Oyun alanlarındaki, kazaya sebep olma olasılığı olan nesnelerin kaldırılmasına yönelik eğilim, diğer bir açıdan bakıldığında çocukların sab...