19 Eki 2018

FUTBOLDA ULUSAL DÜZEYDE BİR ALTYAPI MODELLEME ÖNERİSİ

1
Hata aramak kolaydır, çare olmak zordur.
Hata'yı yazmak, göstermek elbette gerekir ama çareyi de yazmak, söylemek ve en önemlisi göstermek gerekir.

2
Sorun değil, çözüm üretmek gerekir.
Sorunu ve sorunun nedenlerini yazmak, söylemek önemlidir. Çünkü teşhis olmadan tedaviye başlanmaz.
Ama çözümün de (tedavinin de) ne olacağını ve nasıl gerçekleşeceğini de yazmak, söylemek ve mümkünse göstermek gerekir.

3
Asıl mesele ve asıl dert ise, yanlışların, hataların ve sorunların ne olduğunun biliniyor, esas itibariyle çarelerin ve çözümlerin de ne olduğunun biliniyor olduğu halde bir şey yapılamıyor olmasıdır.

İşte her şey tam olarak burada düğümlenmektedir.

Demek ki, mesele başka...
Demek ki,mesele düzen ve sistem ile ilgili.

4
O halde sorun veya hastalık spor ve futbol düzeni, işleyişi ve yönetimi ile ilgili ise, çözüm de spor ve futbol düzeni, işleyişi, yönetimi ile ilgili bir meseledir.

5
Özetle spor ve özellikle futbol düzeni ve sistemi olumlu anlamda dönüşmeden ve toplumsal modelleme açısından değişmeden varılacak nokta şu an içinde bulunduğumuz noktadır.

Bu yeterli ise zaten mesele yoktur.

6
ULUSAL ÖLÇEKTE FUTBOL ALTYAPI MODELLEME ÖNERİSİ

Eğer değilse işe başlanacak yerlerden birisi de "futbol altyapı kulüpleri" ağı kurmak ve bunları yerelleştirerek geliştirmek ve çoğaltmaktır.
Dahası ilaveten ve eş zamanlı olarak "bölgesel üst yapı" kulüpleri ile organik işbirliği ve ilişkisini yasal zemine oturtarak sağlamaktır.

Süper lig takımlarının özkaynak ve özkaynak gelişimi ve eğitimini oluşturacak olan kent ve bölgelerindeki futbol altyapı kulüpleri olmalıdır. Keza bu 1. Lig ve diğer profesyonel lig kulüpleri için de geçerlidir. Bu konuda kulüplerin gelirlerinin yasal olarak da belirlenmiş bulunan payları bu altyapı kulüplerine denetlenebilecek şekilde aktarılması sağlanmalı, federasyon bütçesinin ilgili kaleminden de "futbol altyapı kulüplerinin tesisleşmei antrenör eğitimleri ve ücretlendirmeleri ile desteklenmeleri sağlanmalıdır.

Bu modellemede özel futbol okullarının da durumu bu kapsamda yeniden düzenlenerek futbol altyapı kulüpleri bünyesinde ulusal bir futbol altyapı modelinin ve mevcut kulüp altyapılarının da yeniden gözden geçirilerek ele alınması ve her kulübün verimli olmayan altyapı birimleri futbol altyapı kulüpleri bünyesine alınması sağlanmalıdır.

(Ayrıntıdır ama olası bir yaklaşımla "futbol altyapı kulüpleri" kendi içinde performans düzeyleri veya yaş gruplandırmaları açısından sınıflandırılabilir. Altyapı temel eğitim futbol kulübü, Altyapı gelişim eğitimi futbol kulübü ve performans altyapı eğitimi futbol kulübü gibi)..

Kulüplerin ihtisas alanları ve antrenör kadroları ihtisasa dayalı olarak bu modellemenin bir detayı olabilir.

Yereldeki tüm "Futbol altyapı kulüpleri" her çocuğa açık olmak zorundadır. O mahallede, semtte oturan her çocuk o kulüpte yetisi, yeteneği ve becerileri ne olursa olsun istediği sürece eğitimlere ve çalışmalara katılma hakkına sahip olmalıdır. Bu daha çok çocuğa ulaşmanın biricik yöntemidir. Özel ve özellikli çocuklar ise kulübün seviye gruplarında veya ilgili diğer en yakın futbol altyapı kulübüne geçişi sağlanmalıdır.

Bu kulüplerin idaresi, yönetimi ve verimliliği için ilgili yasal düzenlemelere uygun yönetmelik ve yönergeler ile iş, iş verimliliği ve amaca ilişkin düzenlemeler detaylandırılmalıdır.

Türkiye'nin futbolda kurtuluşu veya düzey atlamasının var olan şekliyle mümkün olmadığı görülmüştür.

Avrupa'nın en iyi 6.ligi olmak demek sadece para dolaşımı ve piyasa ile ilgili bir şey demektir. Bu sizi Avrupa ve dünya kupaları ölçeğinde bir yere taşımaya yetmemektedir.

OYUN ALANLARI / PARKLARI

ÇOCUKLAR, İYİ FUTBOLCU OLMAK VE "OYUN PARKLARI".....

OYUN PARKLARI NE ZAMAN VE NİÇİN ÖNEMLİDİR?

Çocukların ilerleyen süreçlerde iyi birer futbol oyuncusu olmalarını istiyorsak, üzerinde önemle durulması gereken konulardan birisi de çocukların 4, 5, 6, 7 yaşlarında futbol eğitimlerine başlamaktan daha çok, her türlü hareket becerisini içeren etkinliklere ve bu etkinlikleri sağlayacak olan oyun parklarında zaman geçirmelerini sağlamak olmalıdır.

2 yaşına kadar süren “ilkel hareketler döneminden” sonraki süreç 3 yaşından itibaren içine girilen “temel hareketler dönemi”dir (Gallahue). 3 ila 7/8 yaşları 8 yaş ve sonraki süreçte başlaması gereken futbol eğitimi için birçok biyomotor özelliğin kazanıldığı ve spor hareketlerine ilişkin asıl temellerin atıldığı süreçtir.

Çocuklar 3 yaşından 7/8 yaşlarına kadar yaşam süreçlerinde pek koşmamış, saklambaç oynamamış, basit elim sende oyunları oynamamış, ipte veya bir ağaç dalında tutunarak sallanmamış, taş atmamış, top yuvarlamamış, naylon toplara tekme atmamış, topaç çevirmemiş, uçurtma uçurmamış, yüzmemiş, bisiklete binmemiş, ip atlamamış, sek sek oynamamış, tırmanmamış, yuvarlanmamış, düşüp kalkmamış bir hayat sürdürmüşlerse onları alıp, futbol eğitimlerine tabi tutmak, iyi birer futbol oyuncusu olmalarına yetmeyebilecektir.

Dahası bu yaş süreçlerinde yine onlara futbol eğitimi vermek onları 8 yaşlarından itibaren futbola hazır hale getirmeye yetmeyecektir.
Çünkü çocuklar 3 yaş ile 8 yaş arasındaki süreçte 8 yaş ve sonrasındaki futbol branşına ilişkin olarak “hazır olma” (hazır bulunuşluk) durumlarını sadece top oynayarak olması gerektiği düzeyde elde edemezler.
Kendi bedenini ve bedeninin bölümlerini kontrol etmeyi ve yönetmeyi, değişik durumlarda bedenini kullanmayı öğrenmemiş,
Alan, mesafe, yön, zaman, yan duyularını hareket halinde iken kullanarak geliştirememiş çocukları alıp futbolcu yapmaya kalkarsanız elinde "yetersiz" veya "yeteneksiz" diye yargıda bulunacağınız çocuklar bulursunuz.
Elbette futbol sadece futbol oynayarak öğrenilir.
Ama futboldan önce öğrenilmesi ve farkındalık oluşturulması gereken şey hareket yeterliliği ve hareket becerilerinin çok yönlü oluşmuş olmasıyla ilgilidir.

Futbol karmaşık hareket becerileri gelişimi ve yetkinliği üzerine inşa edilen “özelleşmiş hareket becerileri” çıktılarının futbola transfer süreci ile gerçekleştirilen bir oyundur.

Peki, bu yaşlar arasında çocuklar top oynamasınlar mı? Top ile buluşmasınlar mı?

Oynasınlar ve buluşsunlar elbette... Ama sadece top oynasınlar, futbol değil. Top ile buluşsunlar futbol ile değil...

Futbol, 7/8 yaşlarına kadar çocuklar için sadece ve sadece "nesne ile ilişkili hareket becerileri kapsamında" yer değiştirme hareketleri ve dengeleme hareketleri ile birlikte işin doğallığı ve bileşiminden oluşan "nesne ayak" temasını içerecek şekildeki faaliyetler bütünüdür.

Çocuklar iyi birer futbolcu olacaklarsa eğer, özellikle 4-8 yaş arasında çok yönlü hareket becerilerini ve kendilerini yönetebilmeyi sağlayan "OYUN PARKLARINDA" mutlaka zaman geçirmelidirler.

Oyun parkları dediğimiz şey ise, sadece kaydıraktan ve salıncaktan oluşan bir yer değil, karmaşık ve çok sayıda hareket becerisi gelişimi düşünülerek tasarlanmış, doğa ile bütünleşik araç ve gereçlerin konuşlandırıldığı oyun parklarıdır. İdeal oyun parkları her türlü ve her çeşit hareket uygulamasını içerecek şekilde tasarlanmış olalıdır.

Türkiye oyun alanları ve oyun parkları açısından olması gereken niteliğe ve niceliğe pek sahip bir ülke değildir. Eskinin oyun parkları, şimdinin oyun parklarından daha işlevseldir. Çünkü eskiden görece de olsa bazı oyun parklarında daha fazla araç ve gereç konuşlandırılmış durumdaydı. Dolayısıyla çocuklar araçların oluşturduğu nensek koşullar gereğince, kaymanın ve salıncakta sallanmanın dışında birçok hareketi yapabilecek durumlar ile karşılaşıyorlardı. Örneğin eskinden birçok oyun parkında tırmanma merdivenleri veya barları, denge sırası veya aletleri, dönme araçları, altından-üstünden, yanından değişik şekillerde geçebilme imkanı veren düzenekler ve tutunarak ve el değiştirerek mesafe kat edilen farklı barfiks türevi araçlar vardı. Muhtemelen güvenlik ve alan düzenlemeleri ama daha çok da kolaycılık ve para kazandıran bir sektör olması nedeniyle bu oyun parkı düzenlemeleri birden yok oldu ve bunların yerini plastik çocuk araçları ile sözde fitnes aletleri aldı.

Unutulmaması gereken şey, futbol oyunun “top ile ayak” ilişkisine dayalı becerilere dayalı bir oyun olduğu olsa da diğer tüm hareket becerilerini gerektiren ve bunlara dayalı bir oyun olduğudur. İşte diğer tüm hareket becerilerinin sihirli aleti ve aracı “oyun parkları”dır.

Çünkü oyun parklarında çocuklar öncelikle futbol için de gerekli olan “vücut yönetimlerini” öğrenirler. Vücut yönetimi, vücudu kontrol edebilmeyi gerektirir. Vücut kontrolünü en iyi sağlayan şey aletler ve vücut ilişkisidir. Bunun da en kolay ve en ideal eğitim alanları “oyun parklarıdır….
Futbol altyapı tesislerinde olması gereken eğitim alanlarından birisi de çok gelişmiş ve farklı aletler, araçlar ve materyaller ile zenginleştirilmiş oyun parkları olmalıdır.

GELİŞİM VE EĞİTİM İLİŞKİSİ

BENZETME YOLUYLA ANLATIM "GELİŞİM-EĞİTİM" İLİŞKİSİ NEDİR?

Hayatı bir apartman, eğitimi de apartmanın katlarına çıkan merdiven basamakları olarak düşünelim..

Her kata ulaşmak için katedilen merdiven basamakları eğitim sürecini ifade etsin.

Bebeklikten yetişkinliğe kadar olan süreçte her aşama bir merdiven basamağı, her kat ulaşılmak istenen düzey ve en tepe de amaçlanan düzey olsun...

İlk bakışta çok hoş gibi duran bu örnek "eğitim" için ve "futbol eğitimi için" doğru bir örnek değildir.

Çünkü genel eğitimde olsun, futbol altyapı eğitiminde olsun çocukların gelişmeleri ve başarmaları için merdiven basamaklarında sürekli bir üst basamağa çıkmaları için çabalamaları değildir.

Ya nedir peki?

Doğru benzetme nedir?

Çocuklar bebeklikten itibaren, yetişkin oluncaya kadar her yaş ve eğitim dönemlerinde kendilerine uygun merdivenlerden oluşan, katlara ve o katlardan oluşan apartmana çıkarak gelişirler ve başarırlar.

Yani "eğitimin çocuğa göre olma ilkesi" dediğimiz bir şey vardır ve bu o anlama gelmektedir.
.
Bir ömür çıkmak için her merdivende çıkabilmeyi beklemek değil, çıkılabilecek merdivenleri beklemeden, teklemeden çıkmaktır.

TEKNİK GELİŞİM

FUTBOL TEKNİĞİ ÜZERİNE ÖNEMLİ BİR NOT ve BİR TARTIŞMA KONUSU

Teknik kavramı her şeyden bir şeyi yapabilme şeklini ifade eden bir kavramdır.
Yani örneğin yürümek bir teknik değildir, bir yere ulaşma yöntemidir. Ama yürüme şekli bir tekniktir. Yavaş, yürüme, hızlı yürüme, sekerek yürüme, ritmik yürüme gibi davranışlar ise yürüme tekniğidir.

Koşmak da bir yöntemdir. Ama koşu şekli, biçimi, ritmi, akıcılığı, hızı koşma teknikleridir.

Stil ise daha çok bir tekniği kendine has yapmak demektir. Yani stil bir yere ulaşma, iki nokta arasındaki mesafeyi kat etme veya yer değiştirme yöntemlerinden herhangi birisinin tekniklerini kendine has geliştirmek ve kendine özgü yapabilme becerisine ulaşmış olmaktır.

Buradan futbola gelelim mi?
Yok gelmeyelim..... Daha sonra devam edelim...
Uzun yazılar okunmuyor çünkü....

NOT:
Ama çok önemli başka bir konunun altını çizelim;

Teknik öyle sanıldığı gibi sadece kas-sinir ilişkisi ve onun geliştirilmesine dayalı geliştirilen bir şey değildir. Eğer öyle olsaydı 15 yaşından, 20 yaşından sonra da futbol teknikleri muhteşem düzeyde geliştirilebilirdi...
Çünkü bu yaşlarda kaslar da, sinirler de oldukça gelişmiş ve o işi yapabilecek düzeyde gelişmişlerdir.

AİLELER VE ÇOCUKLAR

Bir ailenin fertlerine bakın, onlarda çocuklarının geleceğini görürsünüz.
Ya da çocuklara bakın, o çocuklarda ailelerinin fotoğrafını görebilirsiniz.

Özetle aileler neyse çocukları odur.
Çocuklar ne olacak ve nasıl olacaksa büyük ihtimalle ailesindeki fertler gibi olacaktır.

Bu durumda ailelerin kalitesi, düzeyi, eğitim yapıları, hayatı algılayışları geleceğimizi teslim edeceğimiz nesli belirlemektedir.

Biz bazen istediğimiz kadar çocuklara "iyi" eğitim verelim.
O eğitimin hayati olması öncelikle aileye ve çevreye bağlıdır.

Aileyi ve çevreyi yani yaşanılan dünyayı düzenlemediğimiz sürece o dünyanın içinde iyi şeyle üretilmesi çok mümkün olamaz.

Altyapı eğitim süreçlerinde özellikle başta futbol olmak üzere ailelerin çocukları ile, kulüp ile, antrenörler ile ilişkileri çoğu zaman sıkıntı yaratacak boyutlardadır.

Bu biraz da ailelerin içinde bulunduğu toplumsal yapı, toplumsal tabaka ve futbol kültürü ile ilgili bir yansımadır.

Aileler çoğu zaman antrenörden, kulüpten şikayetçidirler. Bunun nedenlerini bu sayfada çok işledik.

Ama kulüpler ve antrenörler de bazı ailelerden çok şikayetçidirler. Özellikle futbol açısından daha ilgili görünen babalar bu konuda bazı sıkıntılara neden olmaktadırlar.

Örneğin;
Çocuklarına ilişkin aşırı koruyuculuk bunların başında gelmektedir.

Yine tam tersi aşırı duyarsızlık ve ilgisizlik de yanlış bir ebeveyn davranışıdır.

Futboldan anlıyor olmalarının getirdiği güvenle müdahaleci tavırlar sağlıksız ilişkilere neden olmaktadır.

Eğitim uzmanı gibi davranmaları, çocuklarına zarar verecek boyutlara ulaşan veliler vardır.

Daha kötüsü çocuklarını aşırı motive edip, onlardan yeteneklerinin çok üstünde beklentiye girmeleri çocuklarda gereksiz agresifliğe veya kaygıya neden olmaktadır.

Belli sayıda da olsa müsabakalarda hakemlere, antrenörlere karşı kaba davranan veliler, çocukları üzerinde davranış bozukluklarına yol açacak duygulara neden olabilmektedir.

Özetle; Bir toplumda bir işin çok iyi ve çok başarılı olması için o iş ile ilgili tüm aktörlerin de iyi ve başarılı olması gerekiyor.

Futbol yönetimi, antrenörü, velisi ve eğitimi aktörleri ile ilgili bir bütündür. Ayaklardan birisi eksikse problem çıkmaktadır.

Futbolda iyi olmak aile, kulüp, eğitim ve antrenör açılarından da iyi olmayı gerektirir.

(2)
EBEVEYNLER (VELİLER) NE YAPMALI VEYA NE YAPMAMALI

(ALTYAPI DENİLEN KURUM MASAYA BENZER. MASANIN BİR AYAĞI DENK OLMAZSA MASA DURMADAN SALLANIR).

Altyapılar, altyapı müsabakaları ve altyapılardaki bazı eğitim uygulamaları bazı veliler açısından acı, keder ve dert konusu olurken,

Bazı veliler açısından da kendilerini ifade etmenin, olumsuz kişilik yapılarını ortaya koymanın ve her türlü ayrıcalıklı olma fırsatı yakaladığını sandıkları bir yer haline gelmiş durumda.

Velilerin yani ebeveynlerin çocuklarının yanın olmaları demek onlara her türlü desteği vermeleri demek altyapı işleyişlerine, oyunlara, çocuklara, antrenörlere müdahale etmek demek değildir.

Veli- Veli ilişkileri,
Veli- Antrenör ilişkileri,
Veli -Çocuk ilişkileri
Veli- Diğer çocuk ilişkilileri oturtulamamış, yapılandırılamamış ve bunların sonucu kurumsallaşamamış altyapıların en büyük dertlerinden birisidir.

Son yıllarda moda oldu. Sözde demokrasi ve şeffaflık adına ilkokullar başta olmak üzere tüm veliler sınıfların içlerine kadar giriyorlar.

Öğretmenlere fırça atan veliler çoğaldı. Benzeri durum altyapı eğitimleri için de geçerli.

Bu şekilde ne antrenörü ne de öğretmeni daha iyi ve daha verimli kılamazsınız. Sadece onun üzerinde baskı oluşturabilirsiniz.

Elbette öğretmenler ve antrenörler denetlenmeli, sorgulanmalı.
Ama yolu bu değil.
Yolu sistemi iyi kurmak, aktreditasyonu sağlamak ve denetim mekanizmalarını çalıştırmaktır.

Bazı veliler açısından görgüsüzlüğün ve kabalığın tavan yaptığı bir dönem yaşıyoruz.

Veli katılımı demek, velinin her şeye müdahil olması demek değildir.
Velilerin işe katılımı demek kendilerine düşen görevleri okul ve kulüp ile işbirliği halinde yerine getirmesi demektir.

Veliler bu şekilde devam ettikleri takdirde "ilgili veli" değil, "zararlı veli" olmaya devam edeceklerdir.

İlgili veli demek altyapı yönetimi ile eğitimci kadrosuyla toplantı isteyen ve onlara sorularını soran ve onlar ile ne yapabiliriz konusunda iletişim kuran ve çözüm üreten velidir.


ÇOCUKLAR ve TOPA KAFA İLE VURMA SORUNU VE SAĞLIĞI ÜZERİNE

TOPA KAFA İLE VURMANIN OLASI SAĞLIK SORUNLARI KONUSUNDA İKİ NÖROLOG ŞUNLARI İFADE ETMİŞ;

Nörolog Dr. Bennet Omalu, "18 yaşından küçüklerin topa kafa vurması konusunda yasaklanmaya varan önlemler alınmalı" dedi.

Bennet Omalu, "İnsan beyni kafatasının içinde yüzen bir balon gibidir, yani topa kafanızla vurduğunuzda beyin hasarına neden oluyorsunuz ifadelerini kullanarak, Futbol oynamak beyin hasarı riskini artırıyor bu da ilerleyen yaşlarda demans ve kronik travmatik ensefalopati ortaya çıkma riski yaratıyor" dedi.

Futbolda yaklaşımı değiştirmek gerektiğine dikkat çeken Dr. Bennet Omalu, "12-14 yaş grubu için daha temassız bir futbol geliştirilmeli ve 18 yaşından küçük futbolculara topa kafa vurmayı yasaklamalı. Bunun zor olduğunu biliyorum" diyerek, değişim zamanının geldiğini söyledi.

Spor Kulübü Hekimi Cem Ergenç ve Nörolog Dr. Bülent Madi ise konuyla ilgili olarak;

"İstisnai durumlar olsa da böyle durumlarla karşılaşıyoruz ama burda bahsedilen konular daha çok uzun dönemde ortaya çıkan bulgularla ilgili. Sporu bıraktıktan sonra sporcuların, kafa travmalarına maruz kalarak aldığı ve kornik olarak yani uzun vadedeki beyin hasarlarından bahsediliyor.

ABD'de son dönemde özellikle futbol oynayan çocuklarda topa kafayla vurulmasının yasaklanmasının nedenlerinden biri de bunlar. Çünkü bilinçli olarak, hazırlanılmış bir vaziyette, vücut kas ve tendonlarını hazırlamış bir vaziyette topa kafayla vurduğunda herhangi bir kafa travması yaşanmıyor. Daha çok kafa travmaları, kontakt temaslarda, topla değil de rakip oyuncuyla kafa kafaya çarpışmak veya sporcunun kale direğine çarpmasıyle, beklenmedik bir anda, vücudun hazırlanmadığı bir anda kafaya alınan darbeyle oluşan durumlarda ortaya çıkıyor.

ABD'de daha önce spor yapmış kişilerin, ölüm sonrası otopsi bulgularından yararlanılarak yasaklanma yoluna gidildi.
Daha önce premier ligde üst düzey futbol oynamış bir oyuncu, 59 yaşında vefaat etti. Alzheimer teşhisi konulmuştu ve daha sonra bu durumdan şüphelenen bir doktor otopsi talep etti. Otopside Alzheimer bulgusu değil, kronik, travmatik ensefalopati dediğimiz rahatsızlığa bağlı bulgulara rastlayınca, spor geçmişini de bildiği için diğer sporcularda da aynı problemlerin yaşanabileceğini düşünerek uyarılarda bulundu. Alarm zilleri çaldı ve çocuklarda nasıl bir sorun ortaya çıkıyor diye düşünülmeye başlandı.

Boston Üniversitesi'nden bir doktor, 2002 yılında bir çalışma yaptı. Beyin gelişimi tamamlanmamış, özellikle boyun ve ense kaslarının olgunlaşması tamamlanmamış sporcularda (14 yaşın altındakiler) topa kafayla vurmanın ilerde nörolojik problemler yaratacağı düşünüyorum diye açıklama yaptı" dedi.

Küçük yaşlardaki çocuklarda bu problemi önlemek için antrenmanı programladıklarını söyleyen Kasımpaşa Spor Klübü Hekimi Cem Ergenç, daha yüksek topla değil de, alt yaş gruptakilere oyun tarzında antrenmanlar yaptırılıyor. Uygun yaş grubuna uygun top veriliyor. Süper ligdeki toplar 400 ila 450 gr arasındaki toptur ve 14 yaşından sonraki oyuncular bununla oynayabilir. 14 yaş ile 8 yaş arasındakilere 350 ile 400 gr arasındaki toplar veriliyor. 8 yaşın altındakilere de 350 gramdan daha hafif toplarla antrenman yaptırıyoruz" dedi.

"Sadece top değil, kafa darbelerinin çok ciddi bir bölümü beyne hasar verir. Küçük küçük gelen kafa darbeleri, havadan gelen topa kafa vurmak veya özellikle Amerikan futbolunda bu çok önemli. Alınan darbeler, hücrelerin zarar görmesine ve hücreler arasındaki bağlantıların zarar görmesine yol açar. O zaman karşımıza çıkan sorunlar, beyin kanaması, beynin damarlarının tıkanması, milyarlarca hücreleri birbirine bağlayan bağlantıların kopması, kimyasal olayların bozulması gibi sayısız sıkıntıyla karşı karşıya kalınabilir. Bunu korkutmak için söylemiyorum. Kafanın bir yere çarpıyor olmasının risklerini daima göz önünde tutmalıyız." şeklinde konuşarak topa kafa vurma konusunun önemine dikkat çekti.

İzleyenler bilirler, bizim başından beri söylediğimiz ve savunduğumuz ise özetle şudur;

"Sadece travma ve olası sağlık sorunları açısından değil, teknik becerilerin gelişimi açısından da çok önemli bir konudur.

Neden?
Çünkü teknik beceride "top yönetimi" ve "topa güç aktarımı" ve topa hükmedebilmek için top ile ayak ve bacak gelişimi ve olgunluğu arasında doğrudan bir ilişki vardır.

Topun ayak ve bacak sinirleri tarafından doğru algılanması, gereken düzeyde cevabın doğru verilmesinin tek koşuludur.

Yani direnç ile üretilecek kuvvet ilişkisi her şeydir. Bunun da biyolojisi senso-motor gelişimin ideal boyutlara taşıyabilmedir. Duyu-motor gelişim ne kadar mükemmel ise nesne ile üretilecek denge ve güç arasındaki oran da o kadar mükemmel olur. Teknik zaten tam olarak budur.

İşte bunun için alt yaş gruplarından itibaren çok hafif, hafif, az hafif topların giderek büyüyen yaş gruplarına göre tercih edilmesi "futbol gelişim" açısından olağanüstü avantajlar sağlar"..

"TOP ALGISI" TEKNİK BECERİ GELİŞİMİNİN ESASIDIR.

Temel teknik becer gelişiminde "top algısı" demek topu ayak ile hissetmek demektir.

Bu his, yani topun ayak ile temasının boyutu, içeriği, niteliği ve niceliği "top algısını" belirler.

Büyük top, Ağır top, Küçük top, Hafif top çocukların top ile temasının nasıl olacağını belirler.

Dürtme, itme, vurma gibi hareketlerini belirleyen şey temasın sonucundaki algıya göre değişir. Bu algı da topun hacim, ebat ve ağırlığı ile doğrudan ilgilidir.

Teknik becerilerde "top yönetimi" ve "topa güç aktarımı" ve topa hükmedebilmek için top ile ayak kullanımı gelişimi (olgunlaşma) arasında doğrudan bir ilişki vardır.

Topun ayak ve bacak sinirleri tarafından doğru algılanması, gereken düzeyde cevabın doğru verilmesinin tek koşuludur.

Yani direnç ile üretilecek kuvvet ilişkisi her şeydir. Bunun da biyolojisi senso-motor gelişimin ideal boyutlara taşıyabilmedir. Duyu-motor gelişim ne kadar mükemmel ise nesne ile üretilecek denge ve güç arasındaki oran da o kadar mükemmel olur. Teknik zaten tam olarak budur.

İşte bunun için alt yaş gruplarından itibaren çok hafif, hafif, az hafif topların giderek büyüyen yaş gruplarına göre tercih edilmesi "futbol gelişim" açısından olağanüstü avantajlar sağlar".

Teşbihte (benzetmede) hata olmaz derler.
Bir teşbih yaparak şu şekilde bağlayalım;
BÜYÜK VE AĞIR TOP "ISIRIR"...

ÇÜNKÜ ÖZELLİKLE AĞIR TOP ACITIR, GEREKSİZ KUVVET ÜRETMEYE YÖNLENDİRİR..

HEM BÜYÜK HEM AĞIR TOP YÖNETİLMEZ, HÜKMEDİLEMEZ, YETERSİZ HİSSETTİRİR VE VURMA YERİNE İTME VE YUVARLAMA DAVRANIŞINA YÖNELTİR.

TEKNİK BECERİ GELİŞİMİNDE DOĞRU VE AMACA UYGUN DAVRANIŞ PROBLEMİ YARATIRLAR.

TOPA SAHİP OLAN OYUNCUNUN TOP İLE GÖZ TEMASI

Topa sahip olan bir oyuncunun top ile ayağı arasındaki temas ve mesafe ilişkisini sürekli görerek sağlamaya çalışması okulöncesi ve ilkokul dönemlerinde normal sayılmalıdır. Ancak ilerleyen süreçlerde, özellikle 10 yaşlarından itibaren top ile ayak ilişkisi mesafe ve temas açısından "görerek algıdan" "hissederek algıya" dönüşmelidir.

Hissederek algı, tahmin ederek, alışkanlık elde ederek, otomasyon kazanarak ve kısa süreli bakışlar ile algı yeterliliği demektir.

Eğer bu yeterlilik beceriye dönüşmez ise ilerleyen süreçte top ile göz temasının daha sık ve uzun süreli olması devam edecek ve oyun içerisinde bir dejavantaj oluşturacaktır.

Çünkü TOPA BAKARAK OYNAMAK DEMEK, ALANI, RAKİBİ VE ORTAĞINI YETERİNCE GÖRMEMEK VE TAKİP EDEMEMEK DEMEKTİR..

Bunun için küçük yaşlarda eğitici top oyunları fevkalede yararlıdır.
Bir örnek; Sınırlandırılmış alanda herkesin ayağında top varken, birbirlerinin vücutlarına el ile dokunma ve dokundurmama etkinliği...
Burada topa sahip olmaya devam edilirken, asıl olan top ile göz temasını azaltmaya neden olmaktır.

İkinci bir örnek, top ile körebe oyunudur.

Sonuç olarak, Futbolda top ile oynarken fazla sürede ve sıklıkta top ile göz teması kurulmaması gerektiği, nesne, mesafe algısının gelişmiş olmasına bağlıdır ve bu alışkanlığın beceri düzeyine ulaştırılması için en doğru yaş grubu 10-12 yaş olurken,

8-9 yaşlarda da ise oyun ve etkinlikler ağırlıklı olarak nesne ve başka bir şeye odaklanmayı amaçlamalıdır.

Örneğin topla bir yerden bir yere hareket ederken karşıdaki sayıları veya kelimeleri okumaya ve söylemeye yönelik olmalıdır.

Bu konuda esas ders ve bilgi şudur;
TOPA ÇOK BAKARAK OYNAYAN OYUNCU DEMEK, OYUNU VE KENDİ DIŞINDAKİ OLAN BİTEN DEĞİŞİMLERİ ÇOK İYİ TAKİP EDEMEYEN OYUNCU DEMEKTİR.

NORVEÇ... İSVEÇ... İZLANDA... FİNLANDİYA VE BENZERLERİ....

Coğrafyaları futbola elverişsiz...
Mevsimleri futbola elverişsiz...
Nüfusları futbol açısından neredeyse yetersiz....

Ama tüm bunca olumsuzluğa rağmen, futbola dair bir kişilikleri var...
Dahası bir kimlikleri var...
"Kuzey Avrupa Futbolu" diye....

Çünkü ülke olarak olması gereken en doğru şey neyse, onu yapıyorlar.
Olması gereken en verimli iş nasıl olması gerekiyorsa, öyle yapıyorlar.

Ülke dediğin önce üstyapıdır...
Yani yaşama dair düşüncedir, zihniyettir, plandır, projedir, üretimin planlanması ve üretim ilişkilerinin kurgulanması ve buna ilişkin altyapıyı inşa ederek hayatı sürdürülebilir kılmaktır.

Coğrafya kader değildir. Coğrafyayı kader olarak kabul edersen onun kölesi olursun..

Coğrafya hayattır. Hayata göre ne yapman ve nasıl yapman gerektiğini düşünür, bilir ve gerçekleştirirsen, ona uyumlu olur. onun bir parçası olursun... Bu durumda mutlu olursun ve dahası gelişirsin...

Üstyapı yani yönetim biçimleriniz, sistemleriniz, modelleriniz, organizasyonlarınız bilimsel, doğru ve olması gereken en doğruya yönelikse gelişirsiniz...

İnsan olarak, toplum olarak, ülke olarak, spor olarak, ekonomi olarak, kültür olarak...

İLKOKULLAR VE SPOR

İLKOKULLARDA YER ALAN "OYUN VE FİZİKİ ETKİNLİKLER" DERSİ VE ÖĞRETMEN EĞİTİMLERİ ÜZERİNE

İlkokullarda "oyun ve fizik etkinlikler" adında bir ders vardır. Bu ders ilkokul 1, 2 ve 3 sınıflarda haftada 5 saattir. Yanlış okumadınız haftada 5 ders saatidir. Dördüncü sınıfta nedense 2 ders saatine düşer.

Sonra ortaokul başlar ve haftada 2 saat bildiğimiz beden eğitimi dersi başlar. Bu uygulamaya 2012 yılında geçilmiş ve halen bu şekliyle devam etmektedir.

Şimdi gelelim soruna;

1. Bu dersi sınıf öğretmenleri vermektedir. İlkokullarda bilindiği üzere din kültürü ve ahlak bilgisi, görsel sanatlar ve İngilizce derslerini branş öğretmenleri varsa onlar yürütmekte, diğer derslerin hepsini olası gerektiği üzere sınıfın öğretmeni yürütmektedir. Bu bağlamda "Oyun ve fiziki etkinlikler" dersini de sınıf öğretmenleri yürütmektedirler.

Türkiye'deki bütün eğitim fakültelerin temel eğitim bölümleri sınıf öğretmenliği lisans programlarında iki yarıyıl için alınan iki ders vardır. Bu dersler "Beden eğitimi spor kültürü" ve "beden eğitimi oyun öğretimi" dersleridir.

İşte bu dersler ilkokullardaki "oyun ve fiziki etkinlik" dersini verebilecek yeterliliğe ve donanıma sahip olmak için vardır ama Türkiye'de üç, beş fakültenin üç beş sınıf öğretmenliği anabilim dalı dışında, söz konusu bu dersler amaca yönelik olarak verilememekte, sınıf öğretmenleri bu derslerde kendileri için spor yapmaktalar veya pek bir şey yapmadan, üretmeden neredeyse imza atıp çıkmaktadırlar..

Asıl sorun ise şimdi yine ve yeniden başlıyor.

YÖK tarafından yenilenen Eğitim Fakülteleri "öğretmenlik eğitimi" lisans programları 2018-2019 öğrenim döneminden itibaren uygulamaya koyuldu. Bu dönem eğitim fakülteleri, ilgili öğretmenlik bölümlerinden birisini tercih edenler için artık bu yeni program söz konusu olacaktır.

İşte bu yeni lisans programlarından birisi olan sınıf öğretmenliği lisans programında eski programda yer alan iki yarıyıl şeklinde palanlanan dersler kaldırılmış yerine sadece bir yarıyıl olarak planlanmış ve ilgili "oyun ve fiziki etkinlikler öğretimi" dersi koyulmuştur.. Dersin adı tamamen doğru ve amaca yönelik olması açısından tam isabetli olmakla birlikte söz konusu yeni lisans programında ders sadece teorik olarak planlanmış ve üstelik tek yarıyıla indirilmiş bir şekilde yer almıştır.

Düşünün, öğretmen olduğunda haftada 5 saat ilkokulda vereceği bir ders için, öğretmenlik eğitiminde sadece 13 hafta, o da sadece teorik olarak ders görerek yetişecek bir sınıf öğretmeni, bu dersi amaca uygun ne düzeyde verebilir? Üstelik eğitim fakülteleri sınıf eğitimi kadrosunda bu konuda uzmanlaşmış öğretim elemanları da söz konusu değilken...

İşin daha başka bir yüzü daha var.
Madem ilkokullarda en az üç dersi branş öğretmenleri veriyor, "oyun ve fiziki etkinlikler" dersini niçin beden eğitimi öğretmenleri vermiyor? Bu ilgili herkes tarafın sorulan bir soru aslında. İlk bakışta anlamlı ve gerekli de bir soru... Lakin burada da işin "beden eğitim öğretmenliği" branş eğitimi ayağı ile ilgili iki meselesi vardır;

1. Beden eğitimi öğretmenleri tüm okullarda artık neredeyse birer antrenör gibi iş yapmaktadırlar. Beden eğitimi dersleri, etkinlikler, yaşam için spor ve tüm çocukları kapsayan faaliyetler yerine takım sporlarına yönelmiş ve kendilerini bu bağlamda ifade etmeye başlamışlardır. Bu son derece yanlış veya yanlış olmasa da eksik bir durumdur. Antrenörlük ile beden eğitimi öğretmenliği birbiriyle ilgili işlerdir ama aynı işler asla değildir.

2. Beden eğitimi öğretmenliği lisans programlarını ve uygulamalarını iyi incelediğimizde ilkokul çocuklarına yönelik alan ve eğitim becerisi yeterliliği oluşturacak bir eğitim neredeyse yoktur. Yani bir beden eğitimi öğretmeni mezun olduğunda 6,7, 8,9 yaş çocuklarına yönelik neleri, nasıl, ne zaman ve niçin gerçekleştirebileceği konusunda yeterli değildir. Sadece spor branşlarına yönelik bazı teknik çalışmaları bu yaşlarda yaptırmaya çalışmaktadırlar. Oysa bu çocukların hareket eğitimi etkinliklerine ve öğretim ve gelişim amaçlarına uygun tasarlanmış amaçlı oyunlara ihtiyaçları vardır...

Özetle sorunun çözümü için seçenekler elbette vardır;

1. "İlkokul beden eğitimi öğretmenliği" veya "İlkokul oyun ve fiziki etkinlikler" öğretmenliği.... Kesin ve gerekli çözümlerden birisidir...

2. Beden eğitimi öğretmenlerinin ilkokullar "oyun ve fiziki etkinlikler dersi" eğitimine alınarak teorik ve uygulamalı uzun bir yeterlilik projesinden sonra ilkokullara atanmasının sağlanması yine aynı düzlemde bir çözümdür.

3. Eğer böyle devam edecekse eğitim fakülteleri sınıf öğretmenliği eğitimi lisan programındaki oyun ve fiziki etkinlikler dersi iki döneme çıkarılmalı, mutlaka uygulama dersi ilave edilmeli ve işin uzman öğretim elemanları tarafından yeterlilik oluşturacak biçimde verilmesi sağlanmalıdır.

Bir işi yaparken ne kadar eksiksiz ve doğru başlarsak, o işin sonucu muhtemelen o kadar eksiksiz ve doğru olacaktır. Yeni bir şey üretmek ve hayata geçirmek demek yeninin bir öncekinden doğan eksikleri tamamlamaya yönelik olması ile ilgili olmalıdır. Dolayısıyla iş işten geçmeden, en doğru ve en gerekli çözümü üretmek ihtiyacı gün gibi açıktır. Bu yazılanlar onlarca öğretmenlik alanının bir tanesinin tek bir dersi için geçerlidir. Kim bilir diğer alanların diğer dersleri için nasıl öneri ve çözüm ihtiyaçları söz konusudur

NOT; BU YAZIYI NEDEN PAYLAŞTIK?
ÇÜNKÜ BİR ÜLKEDE SPORA YÖNELMENİN EN ÖNEMLİ DÖNEMİ OLAN 3-7 YAŞ İLE 8-12 YAŞ KONUSUNA DENK GELEN OKUL ÖNCESİ VE İLKOKUL SÜREÇLERİNİN İLKOKUL AYAĞINDA DURUMU SİZE ANLATABİLMEK İÇİN..

ÇÜNKÜ SONRA BU ÜLKEDE FUTBOLDA NEDEN BÖYLEYİZ? NEDEN OLMUYOR DİYE SORUYOR VE TARTIŞIYORUZ YA.... İŞTE BU SEBEPLER SORUNLARIMIZIN ASIL NEDENLERİNİ OLUŞTURMAKTADIR.

TAKTİK EĞİTİM AŞAMALARI

TAKTİK ANTRENMANLARIN ARDIŞIK AŞAMALARI
VE "TAKTİK ÇALIŞMALARDA" EKSİKLİK PROBLEMİ....

Bir futbol takımında örneğin savunmaya ilişkin taktik antrenmanın önceliği;

Bireysel savunma tekniklerinin ve davranışlarının edinilmesi veya kazandırılması ile ilgilidir. Bu savunma oyuncusunun bireysel savunma becerileri dediğimiz konuları içerir.

İkincisi ve bir öncekinin hemen arkasından ve hatta beraber yürümesi gereken aşamam grup savunma teknikleri, davranışları ve gerekleri ile ilgili basit işbirliği sürecidir.

Esasen ve asıl takım savunma taktiğine giriş süreci başlar ki, burada da savunma hattının savunma ilkelerini uygulayabilmesi becerileri ve yeterliliğidir. Yani savunma ilkelerinin uygulanabilmesinin sağlanmasına dayanır. Yani derinliğin, genişliğin, kademenin, oyalamanın ve diğer klasik ilkelerin uygulanabiliyor olmasına dayanır.

Ama yetmez...

Bir takımda savunma hattı veya grubu takımın bağımsız bir bölümü veya bir bağımsız bir parçası değildir. O halde savunma taktiği çalışmaları savunma-orta alan, savunma-kaleci, savunma-hücum oyuncuları işbirliği ile ilgili de olmak zorundadır.

Elbette daha yetmez...

Bölgelere ayrılmış sahada savunma oyuncularının genelde kendi bölgesi olan birinci bölge alan algısı ile yetişmesi yeterli görülür. Oysa tüm bölgelere göre kendini konumlandırabilme ve o bölgenin gereklerine ve oradaki oyunun koşullarına göre davranabilme becerilerini içeren taktik antrenmanlar da gerekecektir.

Bu arada geçişleri de unutmamak gerek.

Ve dahası kendi takımının savunmacı, hücumcu oyun karakterine göre savunma oyunun nasıl kurgulayacağından tutunuz, rakip takımın savunmacı veya hücumcu oyun karakterine göre kendi savunma oyunun nasıl oynaması gerektiğinin de önceden kazanılmış beceriler olması için uzun taktik çalışmalara ihtiyaç vardır.

Dizilişler, sistemler vesaire... Her birisi için bir savunmacının değişik oyun karakterine ihtiyacı olduğu kesindir. Bunları önce uygulamaya sonra da beceriye dönüştürmek için çok ama çok uzun süreçli taktik antrenmanlar gerekir.

Ve en önemlisi bireysel, grup veya takım kurgusunda en fazla yaşanan problemi görüp, veya bir sonraki müsabaka için rakip takımın zaafların veya üstünlüklerinin analiz edilerek ortaya koyulacak problemin çözümüne yönelik planlanan taktik antrenmanlardır...

Özetle bir futbol takımı tamamen taktik beceri ve taktik becerinin sürdürülebilir olmasıyla iyi bir takım olabilir.

Futbolda taktik antrenmanları hakkıyla, yeterince ve doğru şekilde planladığınızda ve uyguladığınızda elde edeceğiniz verim sizin "takım" olma değeriniz ve düzeyinizle doğrudan ilgilidir.

İş asıl olarak budur.
Yoksa her şey tesadüflere, kestirilemez sonuçlara açık olacağı gibi, bireysel teknik ve kondisyonel özelliklere bağımlı bir takım olursunuz.

Taktik yeterlilik zaten belli düzeyde teknik beceri ve elbette kondisyonel özellikler gerektirir.

Ama belirleyici olan taktik ile birleştirilmiş ve taktiğin gerektirdiği teknik becerilere ve bunu 90 dakika devam ettirebilecek kompleks devamlılık özelliğidir.

Taktik her şey değildir ama çok şeydir.

FUTBOL, 12 yaşından itibaren temel taktikler düzeyinde başlanması gereken 18'li yaşlarda çoğu taktik becerinin elde edilmesi gereken BİR OYUNDUR.

OYUNU GENELDE İYİ OYNAYANLAR KAZANIR.

İYİ OYNAMAK DEMEK TAKIM OLMAK DEMEKTİR.

TAKIM OLMAK İSE TAKTİK AÇIDAN YETERLİ OLMAK İLE DOĞRUDAN İLGİLİDİR.

Türkiye Futbolunun iki önemli eksiğinden birisi 12 yaşlarına kadar olan süreçte altyapı eğitimleri problemleri, diğeri ise 12 yaşlarından sonra üstyapılara kadar uzanan taktik beceri eksikliğidir.

Antrenmanlarımızın çoğu teknik ve kondisyon çalışmalar merkezlidir. Oysa taktik çalışmalar tekniği de kondisyonu da içeren çalışmalardır.

ÇOCUKLAR VE FUTBOL

(1)

3-7 YAŞ ARASINDAKİ HAREKET EĞİTİM SÜRECİ "ARAÇTA HAREKET" EĞİTİMİ İÇERİKLİ VE KAPSAMLI BİR EĞİTİM SÜRECİDİR...

BUNUN DA BİRİCİK YÖNTEMİ OYUN PARKLARI VE ARAÇLARDAN YARARLANILMASININ SAĞLANDIĞI ETKİNLİK SALONLARI VE DOĞADIR...

ARAÇ İLE HAREKET EĞİTİMİ İSE, ARAÇLARIN KULLANILMASININ GEREKTİRDİĞİ EĞİTİMLERDİR... 3 YAŞ İLE BAŞLASA DA ESAS OLARAK 7 YAŞ SONRASINDA ETKİN OLARAK BİR ARACIN VEYA NESNENİN AMAÇLI KULLANILMASI SÜRECİYLE BAŞLAYAN BİR EĞİTİMDİR.

TOP DA BİR ARAÇTIR... YANİ NESNEDİR.
BU NESNENİN AMAÇLI KULLANILMAYA BAŞLANMASI DEMEK, ÇOCUĞUN ÖNCELİKLE NESNEYİ KONTROL ETME GELİŞİM SÜRECİYLE PARALEL GELİŞİR. BUNUN İÇİN DE İDEAL YAŞ GENELDE 8 YAŞ CİVARIDIR..

FUTBOL "ARAÇTA EĞİTİM DEĞİL", "ARAÇ İLE EĞİTİM" DEMEKTİR...
BİR ARACIN=NESNENİN KONTROL EDİLMESİNE VE KULLANIMINA DAYALI BİR EĞİTİMDİR.

ÇOCUKLARDA BİR NESNENİN İDEAL OLARAK KULLANILMASININ VE ONA HÜKMEDİLMESİNİN "OLGUNLAŞMA YAŞI" 8'Lİ YAŞLARDIR.
ÖNCESİ İSTİSNAİ DURUMLARDIR.

ÖZETLE FORMAL VE SAĞLIKLI BİR FUTBOL EĞİTİMİ 8 YAŞLARDA BAŞLAR..
ÖNCESİ TEMEK HAREKETLER, TEMEL HAREKET BECERİLERİ VE ÖZELLEŞMİŞ HAREKET BECERİLERİ EĞİTİMİDİR.

(2)

MOTOR GELİŞİM DÖNEMLERİ VE FUTBOL EĞİTİMİ

1. 4-5 yaş çocukları TEMEL HAREKETLER DÖNEMİ "ilk evresi"ndedirler.

2. 6-7 yaş çocukları TEMEL HAREKETLER DÖNEMİ "olgunluk evresi"ndedirler.

Yani bu yaş çocukları temel hareketler olan dengeleme hareketleri, yer değiştirme hareketleri ve nesne kontrolü gerektiren hareketleri önce amacına uygun ve ihtiyaçlarını giderecek ölçülerde yapma, sonra da olması gereken düzeyde, çoklukta ve netlikte yapabilecekleri dönemdedirler.

3. 8-9 yaş dönemi çocukları ise SPOR İLE İLGİLİ HAREKETLER DÖNEMİ "genel evre"sindedirler.

Ne demek bu?

Bu temel hareketler beceri düzeyinde yapabilme ile "birleştirilmiş" şekilde ve iyi düzeyde yapabilme ve daha önemlisi farklı hızlarda, mesafelerde, açılarda ve mesafelerde gerçekleştirebilme demektir.

Bu evreye "özelleşmiş hareket becerileri" evresi ve aşaması da demek mümkündür.

Ne demek "özelleşmiş hareket becerileri"...
Spor ile ilgili hareketler döneminin "genel evresi" demektir.

Yani Temel hareket becerilerini farklı amaçta yapabilmek demektir.

Peki, bu ne demektir?
Bu da temel hareket becerilerini oyun içinde oyunun gerektirdiği gibi kullanmaya başlamak demektir.

Bakınız hala futbola gelmedik...
Ama futbola yönelmeye geldik..
8-9 yaş futbola yönelme yaşıdır.
Gerçek futbol yaşı değildir.

4. 10-12 yaş çocukları ise SPOR İLE İLGİLİ HAREKETELER DÖNEMİNİN "özel evre"sindedirler .

Bu evrede temel hareket becerilerinin özelleşmiş hareketlere dönüşmesinden sonraki aşama ve gelişim düzeyidir.

Yani bu evre tüm hareket becerilerinin spor branşına transfer edildiği, yeni hareket becerilerinin tasarlandığı ve uygulandığı, hareket becerilerinin spor branşının gerektirdiği ve branş ile ilgili oyunun gerektirdiği şekilde yapılmaya başlanması demektir.

Özetle 10-12 yaş dönemi gerçek futbola başlanılan, gerçek futbola en yakın ve oyunun gereklerinin düşünce ve biyo-motor açıdan neredeyse tam olarak gerçekleştirilmeye başlanması süreci demektir.

Bundan sonrası ise tekniğin temel taktik ile ve giderek taktik ile ve 15 li yaşlardan itibaren kondisyonel özellikler ile birleştirilmesi yaşlarını kapsar...


(3)


BİR KEZ DAHA KÜÇÜK YAŞ GRUPLARINA BAKIŞ

4,5,6 ve hatta 7 yaşlarında "FUTBOL EĞİTİMİ" olmaz...
Yaptığınızı sanırsınız ama olmaz... Yapılan şey esasen tüm zorlamalara rağmen "verimsiz bir hareket eğitimi" olacaktır.

Bilindiği üzere çocuklarda asıl olan ve olması gereken "Hareket Gelişimi"dir...

Hareket Gelişimi ise Hareket Eğitimi ile olur.

Hareket eğitimi etkinlikler ve motor faaliyetlerin amaçlı olarak planlanmasını ve uygulanmasını içerir. Nedir bunlar?
Bunlar temel hareket becerileri denilen tüm yer değiştirme, tüm nesne kullanımı ve tüm dengeleme hareketlerinin bir arada eğlenceli ve güdüleyici şekilde uygulanması demektir.

Bu eğitimlere çocuğun doğal gelişimine uygun onun anlayabileceği ve gerçekleştirebileceği düzeylerde yedirilerek verilen görsel, işitsel uyaranlar yanında zamanlama, yön ve yan algıları ile desteklenen etkinlikler biyo-motor gelişime doğru yönelir ve karşımıza "özelleşmiş hareket becerileri" düzeyine ulaşılır...

İşte özelleşmiş hareket becerileri dediğimiz gelişim düzeyi bir çok hareketi daha farklı boyutlarda yapabilmek, farklı hızlarda ve ritmlerde yapabilmek ve farklı yön, açı ve amaçlarda gerçekleştirebilmek demektir..

Çünkü özelleşmiş hareket becerileri bedenin tamamını ve bölümlerini yönetmek, kontrol etmek ile doğrudan ilgilidir ve sportif hareketlere geçişi ifade eden süreci kapsar...

Özelleşmiş hareket becerileri sürecinde futbol eğitimi değil, futbola yönelik hareket eğitimi olur...

Genel olarak da 6 ve 7 yaş süreçlerini içerir..

Spora yönelik eğitime başlama ve esas olarak spor branşına yönelik ilk iki yıl 8- 9 yaş futbolun daha çok özelleşmiş hareket becerileri konseptinde planlanmasını içermelidir.

10-12 yaş futbol eğitimi ise tüm tüm özelleşmiş hareket becerilerinin top ile ilişkili becerilere ve amaca yönelik top kullanma, topa hükmetme, top kullanma ve top ile yaratıcılık ve düşündüğünü hayata aktarma konseptinde planlamalarını içermelidir.


(4)

Hayat, en iyi olmak için çalışmak demek değildir.

Hayat, kendini geliştirmek için çalışmak ve çalışırken mutlaka mutlu olmayı başarabilmek demektir...

Böylesi hem daha güzel, hem daha sağlıklıdır.

İşte başarmamız gereken en önemli işlerden birisi de budur. Yani hayatı kendini geliştirmek ve mutlu olmak için yaşamayı ve yaşatmayı öğrenmek ve öğretmek.

Aksi halde mutsuzluk çoğu kişi için hayatın bir parçası haline gelir.

Çünkü herkesin "en iyi" olması mümkün değildir. Ama herkesin kendini geliştirmesi ve ve mutlu olması mümkündür.

Futbol eğitimini ve özellikle altyapı eğitimlerini öncelikle bu felsefeyle kavramak gerekir.

Altyapılarda yer alan çocukların kendilerini sürekli geliştirmelerinin sağlanması ve bunu yaparlarken mutlu olmalarını sağlamak doğru ve başarılı bir eğitim demektir.

Özellikli çocuklar ve özellikle "ayrıksı" diye tanımlanan çocuklar ise böylesi bir eğitim sürecinde kendiliğinden "en iyi" olurlar...

Ama en iyi olmak için diğer çocukların gözden ırak olmaması gerekirken, bazı çocukların da en iyi olması için özel çalışmalara değil, onları engellemeyen ve sıradanlaştırmayan yaklaşımlara ihtiyaçları vardır..


ÖZELLEŞMİŞ HAREKET BECERİLERİ SINIFLAMASI

ÖZELLEŞMİŞ HAREKET BECERİLERİ SINIFLAMASI
ve
TÜRKİYE FUTBOLUNDA EĞİTİM FORMASYONU PROBLEMİ...

Son günlerdeki paylaşımlarda birçok kez kullandığımız bir kavram olan "özelleşmiş hareket becerileri" asılında temel hareket becerileri ile sportif hareket becerileri arsındaki geçiş ve aşama düzeyidir. Temel hareket becerilerinin farklı hız, mesafe, amaç ve koşullarda yapılabilmesi olarak da değerlendirilebilir.

Çok daha önemlisi temel hareket becerilerinin oyun içinde o oyunun gerektirdiği biçimde kullanılmaya başlanmasıdır.

Özelleşmiş hareket becerileri yaş düzeyi açısından (+-) genel anlamda 8 ve 9 yaşlara tekabül eder.

Özelleşmiş Hareket becerileri sınıflaması

1. Vücut Yönetimi

Çabukluk, koordinasyon, denge ve esnekliğin bütünleşmesi olarak tanımlanır.

Örneğin;
Geri dönme etkinlikleri
Araç-gereçlerin güvenli kullanımı
Cimnastik denge aletinde etkinlikler
Çeşitli yükseklikteki nesnelerin üzerinden atlama hareketleri
Merdiven etkinlikleri
Bireysel minderdeki hareketler (her öğrencinin ayrı ayrı minder, küçük halı, hasır vb. üzerinde yaptığı hareketler)
Lastik ip kullanılarak yapılan etkinlikler
Tekerlekli paten vb. araçlarla yapılan hareketler

2. Ritmik Hareketler

Temel ritimler, Yaratıcı ritimler,

Halk oyunları ve dansların temelini teşkil ederler. Ancak futbola yönelme evresi açısından koşularda ritm yakalama, ritmik koşmaya başlama, farklı ritmlerde koşabilme eğilimi yani farklı ritmlerde koşabilme bağlamında da gözlenebilir.

Top ile ritmik temas yani belli aralıklarda periyodik temas edebilme olarak da değerlendirilebilir.

3. Cimnastik

Cimnastik’teki temel becerilerin geliştirilmesi ve bu yolla esneklik, çabukluk, denge, kuvvet ve vücut kontrolünün geliştirilmesi amaçlanır.

Yuvarlanma, denge becerileri, el ve elbaş dengeleri ve düşüş becerileri gibi özelleşmiş motor beceriler bu etkinlikler ile geliştirilir.

Örneğin;
-Temel cimnastik duruşları: Çömelik duruş, düz bank, düz cephe, engel oturuşu, yan cephe, ters cephe, ritmik duruş, öne hamle duruşu, yana hamle duruşu, kartal duruşu, planör, dizüstü planör, mum duruşu, çakı, yarım çakı, ters bank, uzun oturuş, açık bacak oturuş, uçak duruşu vb.
-Serbest cimnastik
Yuvarlanmalar: öne düz yuvarlanma, öne adımlı yuvarlan-ma, öne açık bacak yuvarlanma, geri düz yuvarlanma, geri adımlı yuvarlanma, geri açık bacak yuvarlanma vb.
Dengeler: el dengesi, el-baş dengesi, el-baş dengesi açık bacak, çember vb.


4. Bireysel ve Eşli Mücadeleler

İşbirliği içinde davranmayı amaçlar. Bireysel mücadele becerileri öğrencilere kendi kuvvetini, çabukluğunu ve dengesini sınama fırsatı verir. Grup mücadele becerileri ise işbirliği, yarışma ve sportmenlik gibi sosyal becerilerin öğretilmesinde öğrenciye fırsatlar verir.

5. Oyun

Sosyal becerileri geliştirmek, anlamlı bir bütünün anlamlı bir parçası olmayı hissetmek, motor açıdan temel hareket becerilerini oyunun içeriği ve amacı çerçevesinde kullanabilmeyi keşfetmek ve geliştirmeye istek oluşturmak, farklılıkları fark etmek, kurallara uygun davranabilmek, yaratıcılık ve benzeri duygusal, sosyal, motor ve düşünsel gelişim alanlarını bir arada kullanmayı öğrenme etkinlikleridir oyunlar. Ve bu oyunlar bu yaş düzeyinde çok çeşitli olmalı ve vücudun tüm bölümlerini ve özelliklerini tetiklemeye yönelik olmalıdır.

Peki Futbol?

Yukarıda yazılanların hepsinde futbol vardı... Ama Özelleşmiş Hareket Becerileri kapsamında ve anlamında vardı...

Bizim maalesef anlayamadığımız veya çözemediğimiz ve dolayısıyla ilişkilendiremediğimiz birisi de budur.

"Spor İli İlgili Hareketler Döneminin" GENEL EVRESİ 8- 9 yaşlara tekabül eder ve "Özelleşmiş Hareket Becerileri" nin geliştirilmesi gereken süreçtir.

Bu aşamada sadece futbola yönelme vardır.
Hala başka bir spora da yönelme ilgisi, isteği ve olanağı devam eden evredir.
Yukarıda sınıflanan özelleşmiş hareket becerileri ile futbolun ilişkilendirilmesi ama daha çok tüm spor branşlarının temellendirilmesi sürecidir.

Gerçek Futbol ise "sportif hareketler döneminin" ÖZEL EVRE diye tanımlanan evrede başlar. İnsan hayatının spor branşı ile ilgili öğrenmede ve gelişmede sihirli yaşlarıdır. Bu yaşlar tam olarak 10-12 yaşları arasındaki zaman dilimidir. Bu yaşlarda biyo-motor açıdan oyun olarak artık gerçek futbolu neredeyse tam olarak görmeye başlarsınız.

Geriye kalan 12 yaş sonrasında ise kademeli olarak önce temel taktik eğitimler, sonrasında 15 li yaşlar ile başlayan taktik eğitimler 16,17 ve 18 li yaşlarda sistemler ve dizilişler ve onlara bağlı taktikler ile yine 12 yaşdan itibaren biyomotor özelliklerin geliştirilmesinin performansa dönük kondisyonel gelişme yönelmeye başladığı aşamalı olarak geliştirilmesi ve gelişmesi gereken özellikler başlar.

SONUÇ
Türkiye futbolunun ve hatta Türkiye sporunun bir çok branşta eğitim sorunu, esasında bir eğitim formasyonu sorunudur.

Türkiye futbolunun ve sporunun eğitim formasyonu "GELİŞTİRME" formasyonu üzerine inşa edilmemiştir.

Tam tersine "Yetiştirme" formasyonu üzerine inşa edilmiştir.

Oysa insan yetiştirilmez, geliştirilir.

İşin adını yetiştirme koyarsanız çocuklara ve gençlere hayatı zehir edersiniz. Üstelik ortaya çıkan şey büyük olasılıkla "kaos" olur. Çünkü yetiştirmenin aktörü ebeveyn ve antrenördür. Çocuk veya genç değildir.

Türkiye bir tercih yapmalı ve sporda "geliştirme" formasyonuna geçmelidir. Bu tercihini spor eğitiminde reform veya devrim demektir..

Önce hayatı doğru kılmalıyız ki; O hayat doğru yaşansın.
Çünkü yanlış hayat doğru yaşanmıyor.

OYUN ALANLARININ YAPISI VE UYARAN İLİŞKİSİ

Oyun alanlarındaki, kazaya sebep olma olasılığı olan nesnelerin kaldırılmasına yönelik eğilim, diğer bir açıdan bakıldığında çocukların sab...