27 Mar 2015

FUTBOL ALTYAPI EĞİTİMİNDE "TEKRAR YÖNTEMİ"NİN KULLANILMASINA İLİŞKİN BAZI ÖNERİLER

Futbolda temel teknik becerilerin öğretiminde en sık kullanılan ya da kullanılırlığı kolay olan "tekrar" yöntemi, bir hareketin defalarca tekrar ettirilerek öğretilmesi ya da defalarca tekrar edilerek öğrenilmesi yoludur. Alıştırma yöntemi olarak da ifade edilir.
Bir hareketin veya motor bir davranışın beceri düzeyini arttırmak için kullanılan en temel yöntemlerinden birisidir. Tekrarı bir hareketi otomasyon düzeyinde yapmanın yolu olarak da tanımlayabiliriz.
Gerekli ve kullanılması gereken bir yöntem midir? Elbette evet, çünkü insanın yaşamını idame ettireceği ve uğraştığı bir iş için gereken motor davranışları en ekonomik şekilde yapmasını sağlayan öğrenmeler tekrar yaparak gerçekleşebilir.
Futbol oyunu ise oyun için gereken temel teknikleri veya temel taktikleri dışsal koşullar olmadan beceri düzeyinde gerçekleştirmenin yeterli olacağı bir oyun değildir.
Bir temel tekniği durağan, ya da değişmeyen koşullarda çok mükemmel yapıyor olmak futbol oyun koşullarında çoğu zaman yeterli olmaz. Çünkü genel olarak oyunlarda ve futbolda topun durumu, rakibin durumu ve kişinin durumu sürekli değişmektedir. Yani koşullar sürekli farklılaşmaktadır.
İşte bu nedenle sık kullanılan "tekrar yöntemini" futbolun olağan koşullarına göre uyarlamak mümkündür. Bu sayede hem yöntemin sağladığı beceri edinimi ile ilgili avantajları kullanırken hem de futbol oyununun karakteristik gerekleri açısından da kazanımlar elde etmek mümkün olabilecektir.
Sonuç olarak "tekrar yöntemi" elbette kullanılmalıdır. Ama bu;
1. Aynı şeyi tekrar,
2. Aynı şekilde tekrar
anlayışı ile değil,
1. AYNI ŞEYİ FARKLI ŞEKİLLERDE TEKRAR,
2. FARKLI ŞEYLERİ AYNI ŞEKİLDE TEKRAR,
3. FARKLI ŞEYLERİ FARKLI ŞEKİLLERDE TEKRAR
anlayışı ile olmalıdır.
Dolayısıyla TEKRAR yöntemi hem yaratıcılığı engelleyen bir yöntem olmaktan çıkarılmış olur. Hem de futbolun oyun koşulları dediğimiz dışsal koşulların dikkate alınarak kullanıldığı bir yöntem olur.
Çünkü TEKRAR yöntemi kullanılması gereken motor öğrenme yöntemlerinden birisidir.

TEKRAR VE SADECE OYUN YAKLAŞIMI VE SORUN

FUTBOL ALTYAPI EĞİTİM UYGULAMALARINDA "TEKRAR" VE "SADECE OYUN" YAKLAŞIMINA İLİŞKİN BAZI SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİSİ.

Genel olarak tekrarlara dayalı driller ile ve sadece oyun biçiminde gerçekleştirilen futbol altyapı eğitim uygulamaları tamamen yanlış olmasa bile eksik ve verimli sonuçlar doğurmaya engel uygulamalarıdır.
Özellikle Futbol Temel Altyapı Eğitim sürecinde "Futbol Temel Teknik Becerilerinin" ve "Futbol Temel ve Genel Taktik Becerilerinin" hangilerinin hangi yaş gruplarında ne zaman öğretileceği asıl sorun olmakla birlikte, bir o kadar önemli bir sorun da nasıl öğretileceği ile ilgilidir.
Türkiye’de futbol altyapı eğitim süreçlerinde gözlemlenebilen eğitim pratikleri değerlendirildiğinde, neredeyse her temel teknik ve taktik beceri neredeyse her yaş grubunda öğretilmeye çalışılıyor. Bu oldukça yanlış ve yararı olmayan bir eğitim durumu görüntüsüdür.
Bunun yanı sıra çocuklar teknik becerileri ya sürekli tekrar ederek ya da sürekli "maç" yaparak öğrenmeye çabalıyorlar. Her ikisi de bir öğretim yöntemi olmakla birlikte çocuğun yaşı ve futbol altyapı eğitim amacı göz önüne alındığında beceri geliştirmeyi ve becerileri amacına uygun kullanabilmeyi sağlamak için tek başına verim alınamayacak yöntemlerdir.
Örneğin sadece "oyun yöntemini" ele alalım;
Oyun hem eğlenceli olması bakımından hem de çocukları çok yönlü uygulamaya alma bakımından avantajları içinde barındırsa da eğer çocuk hep aynı tür davranışlar ile (aynı teknik beceriler) oynamaya devam ederse bu süreç onda herhangi bir farklılaşmaya yol açmayacaktır.
O zaman yapılması gereken şey oyun yöntemini diğer yöntemler ile birleştirerek çocuğun oyun sürecinde yapageldiği davranışlar dışında farklı davranışlar sergilemesini, farklı teknik becerileri kullanmasını gerektirecek eğitim ortamları oluşturmak gerekir.
O halde oyunu; sadece serbest oyun şeklinde değil,
1. Amaçlı Oyun
2. Kurallı Oyun,
3. İstenilenin Yapılması Zorunlu Oyun,
4. Problemli Oyun,
5. Yönlendirilmiş Oyun
6. Doğal Oyun
7. Farklı Alanlarda Oyun
8. Farklı Materyallerle Oyun
şeklinde düşünmek ve uygulamakta büyük yararlar vardır. Çocuklar yeni öğrenme durumları yaşayarak yeni beceriler elde ederler. Ve yine çocuklar bir beceriyi çoğu kez tekrar ederek mükemmelleştirirler. Ve dahası çocuklar söz konusu becerileri değişen durumlarda kullanmak durumda kalarak çok yönlü olurlar.
Yukarıdaki oyun biçimleri özellikle altyapı eğitim süreçlerinde bu özellikleri geliştirmek için ideal öğretim yöntemleri olarak görülmelidir.

AÇIK BECERİ

FUTBOL ALTYAPI EĞİTİMİNDE TEMEL TEKNİKLERİN VE TEMEL TAKTİKLERİN ÖĞRETİMİNDE AÇIK VE KAPALI BECERİ EĞİTİMİ NEDİR? BU KONUDAKİ ÖĞRETİM SORUNUMUZU NASIL ÇÖZEBİLİRİZ?

Tek boyutlu sisteme göre beceri sınıflamaları dört ana başlıkta toplanır.
1.Kullanılan kas büyüklüğüne göre (küçük ve büyük kas becerileri),
2.Görev organizasyonuna göre ( kesik, seri ve devamlı beceriler),
3.Çevrenin tahmin edilebilirlik düzeyine göre (açık ve kapalı beceriler),
4.Motor ve Bilişsel ögelerin önemine göre (motor ve bilişsel beceriler).

Tek boyutlu sistem uyarınca düzenlenen beceri sınıflamaları iyi incelendiğinde hepsi ile ilgili eğitim sorunlarımız olduğu kesindir. Ama beceri öğretiminde asıl sorunu 3. maddede yer alan açık ve kapalı beceriler konusunda yaşamaktayız.

Çevrenin tahmin edilebilirlik düzeyi demek; futbol oyununun gerektirdiği davranışların ne olduğunun bilindiği ama hangisinin ne zaman, nasıl, niçin, neden ve nerede kullanılması gerektiği konusunun öğrenilmiş olmasının gerekliliği demektir.

Kapalı beceri; bir hareket kalıbının ince detaylarının çalışılması demektir. Yani hareketi sabitleme demektir.

Açık beceri ise; çevrenin değişken koşullarına göre harekette uyum ya da hareketi o koşula göre gerçekleştirme demektir. Diğer bir ifadesiyle söz konusu hareketi çeşitleme anlamındadır.

Futbol oyununun gerekleri bellidir.
Bu gereklerin yani davranışların ya da hareketlerin öncelikle gerçekleştirilmesi şarttır. Ama yetmeyecektir söz konusu hareketlerin üst düzeyde gerçekleştirilmesi yani mükemmelleştirilmesi de gerekir. İşte buna beceri diyoruz.

Ama bu da futbol oyunu için yetmeyecektir. Çünkü futbol oyununda bir teknik ve taktik davranışı tek başına beceri düzeyinde yapıyor olmak oyunun gerektirdiği an ve pozisyonlarda yapabiliyor olmayı sağlayamamaktadır.

Dolayısı ile pratikte karşımıza şu uygulama seçenekleri çıkmaktadır.
1. Temel teknikleri en ince detayına kadar çalıştırarak beceri haline getirilmesini sağlamak. Yani tekrar yöntemi ile bir hareketi defalarca yaptırarak beceri düzeyinin yakalanmasını sağlamak
(Yani kapalı beceri öğretimi ve öğrenimi).

2. Sürekli ya da genel olarak oyun oynanmasını sağlayarak oyun içinde çocukların ve gençlerin gerektirdiği davranışları yapmasına imkan vererek amaca uygun beceriler sergilemelerini sağlamak (Açık beceri öğretimi ve öğrenimi).

Eğitim uygulamalarında içine düştüğümüz temel sorun ve açmaz ise şudur;
Kapalı beceri öğretiminde çocukların bir tekniği beceri düzeyinde mükemmel yapabiliyor olmaları aynı tekniği oyun içinde kullanıyor olmalarını sağlayamadığı gibi, öte yandan açık beceri adına devamlı oyun uygulamalarında da oyun için tekniklerin çok sayıda tekrar etme imkanının olmaması nedeni ile, çocuklar bir kaç tekniğin dışında diğer teknikleri beceriye dönüştürememektedirler.
Taktik öğrenme ve öğretim içinde aynı şey söz konusudur. Oyun formundan uzak taktik antrenmanlar ile sadece oyun oynatılarak taktik beceri davranışların yerine getirilmesini beklemek çok sağlıklı sonuçlar vermemektedir.
Bunun genel olarak çözümü kapalı becerilerin açık becerilere dönüştürülmesinin sağlanması ya da kazanılmış becerilerin oyuna transferinin sağlanmasıdır.

Pratikte bunun çözümü ise önce kapalı beceri sonra açık beceri gibi düşünülse de asıl sağlıklı olan beceri öğretimi şudur;
TOP İLE İLİŞKİYİ OLABİLDİĞİNCE ÇOK SAĞLAYAN, TEKRARA İMKAN VEREN, HAREKETLİ, DEĞİŞKEN OYUN, BÖLÜMLENDİRİLMİŞ OYUN, KURALLI OYUN VE AMAÇLI OYUN UYGULAMALARIDIR.

Yani seviyeye uygun olmak koşulu ile kapalı ve açık becerilerin iç içe geçmiş olarak planlanan öğretim uygulamaları esas çözümdür.
Bu bağlamda "Çeşitlemeler" mükemmel teknik beceri öğretim uygulamaları, "Birleştirmeler" ise mükemmel taktik beceri öğretim uygulamalarıdır.

ÖĞRETME VE ÖĞRENME= EĞİTİM DEMEKTİR.

İKİ KAVRAMDAN OLUŞAN TEK BİR KAVRAM ÜZERİNE BİR KAÇ SÖZ

Biliyor musunuz hepimiz yaparız bu hatayı.
Örneğin "eğitim-öğretim" lafını genellikle birlikte kullanırız.
Örneğin "eğitim öğretim yılı hayırlı olsun" deriz.
Oysa öğretim; eğitimi kavramı ve bütününün yarısını oluşturan eğitimci ve antrenörün görev, işlev ve sorumluluklarını ifade eder.
Öğrenme ise eğitimin amacını oluşturan diğer yarısıdır. İşin asıl amacı olan öğrenci ya da sporcularda yeni ve doğru kazanımlar ve davranış değişiklikleri oluşması demektir.
Siz ne kadar iyi antrenör ya da iyi öğretici olursanız olun bu iyi bir eğitimci olduğunuz anlamına gelmez.
Çünkü eğitimin diğer yarısı ve asıl işi öğrenmeyi sağlayabilmektir. Eğer öğrenmeyi sağlayamıyor iseniz iyi öğretimci olmanız hiç bir anlam taşımaz.
Peki bu kavramları niye açıklama ihtiyacı duyuyorum?.
Şunun için; İyi eğitimci, iyi antrenör olmak sadece iyi öğreten değil aynı zamanda öğrenmeyi iyi sağlayan kişi demektir.
Siz ne kadar iyi öğrettiğinizi sanırsanız sanın, iyi öğretmenin biricik ölçütü ne kadar ve ne kadar iyi düzeyde öğrenmeyi sağlayıp sağlayamadığınız ile ilgilidir.
O zaman asıl iş ve sonuç öğrenme ile ilgilidir.
Evet... Eğitim öğrenmeyi sağlayabilme işidir.
Futbol altyapı eğitim süreçlerinde sizin çok iyi futbolcu oluşunuz, ya da futbolu çok iyi biliyor oluşunuz veyahutta futbol ile ilgili bir çok öğretim etkinliğini yaptırıyor oluşunuz sizin çok iyi bir eğitici olduğunuzu sağlamaya yetmez.
Bu ürün ile ilgili bir durumdur.
Ürün iyi ise, çiftçi işini iyi yapmıştır.
İyi ve özellikli futbolcu yetişmişse orada altyapı eğitimi iyi demektir.
Çiftçi için yağmur, toprak, ziraat yapma biçimi neyse
Altyapı antrenörü için sağlıklı çocuk, çocuğun düzenli eğitimi ve doğru öğretim uygulamaları o dur.
Unutmamalıyız; doğru öğretim öğrenmeyi sağlar.
Öğrenmenin iyi olduğu durumlar öğretimin iyi olduğu anlamına gelir.
İŞTE BU İKİ OLGUYA EĞİTİM DİYORUZ.

YETİ, YETENEK VE BECERİ NEDİR ? BİRBİRİ İLE İLİŞKİLERİ NELERDİR?



İnsanlar bir davranış yapmaları gerektiğinde bu davranışı nasıl gerçekleştirirler?
Bu davranışlar düşünsel, duygusal ve psikomotor (hareket) davranışlar olarak ayrılırlar ve bunlar örneğin;
Düşünme olabilir
Konuşma olabilir,
Gülme, üzülme, sevinme, hüzünlenme olabilir,
Tutma, atma, koşma, çevirme...yani hareket olabilir.
İnsanlarda bu ve benzeri davranışları yapabilme becerileri doğuştan itibaren var mıdır? Yoksa bu beceriler sonradan mı öğrenilir?
Bunlar doğuştan insanda var olan beceriler değildirler.
Yalnızca anne karnından itibaren genlerine yapabilecekleri kodlanmış olan ama öğrenilen ve geliştirilen becerilerdir.
İnsanda genlere kodlanan şeyler ise YETİ'dir. YETENEĞİN önceli olan ve YETENEĞİ oluşturan özelliklere yeti denir.
Bu durumda çocuklarda geliştirilmesi ve yeteneğe dönüşmesi gereken özelliklere yeti dememiz gerekmektedir. Yetenek değil.
Yeti bir davranışı yapabilme kapasitesi olan yeteneği oluşturan özelliklerdir.
Sonuç olarak insanlar YETİ sahibi olarak doğarlar. Yetenek sahibi olarak değil.
YETİLER uyarılarak, işlenerek, çalıştırılarak yani İŞE koşularak gelişirler ve YETENEĞİ oluştururlar.
YETENEK İSE BİR İŞİ YAPABİLME KAPASİTESİ DEMEKTİR. YETİ BU KAPASİTEYİ OLUŞTURMA ÖZELLİKLERİ DEMEKTİR.
Çocukların yetenekli doğmadıklarını yeteneğin geliştirilebilir olduğunu ancak bunun için yeteneği belirleyen özellikler olan yetiler üzerinde durulması gerektiği açıktır.
Bu arada "futbolda yetenek seçimi" lafı ve uygulamalarının ne kadar yanlış olduğunu da bu vesile ile söylemek gerekir.
Çünkü yetenek seçilmez, geliştirilir. Yapılması gereken yeti seçimi ve daha da doğrusu sağlıklı çocukların yetilerini geliştirerek yeteneğe dönüştürmelerinin sağlanması ve nihai amaç olan hareketleri BECERİ düzeyinde yapmalarını sağlamaktır.
Bazı çocuklar bazı yetileri daha önde olarak doğarlar. Bu olağandır. Ancak genel olarak çocukların hepsinde söz konusu yetiler vardır. Önemli olan bu yetilerin işlenmesi ve bir işi yapabilecek kapasiteye yani yeteneğe ulaşmalarının sağlanmasıdır.
Bazı çocukların yetileri, yani yeteneği oluşturan özellikleri daha çabuk geliştirilebilir. Bu tamamen uygun dönemde uygun deneyimler yaşaması ile ilgilidir.
Temel Altyapı Eğitimleri öncelikli olarak yetileri yüksek çocukları seçmek ve daha da önemlisi söz konusu bu yetileri geliştirme süreci olmalıdır.
Bu anlamda özellikle temel altyapı eğitim süreçleri yetilerin geliştirilerek yeteneğe dönüşmesinin sağlanması süreçleridir.
10-12 yaşlarında iki çocuğun aynı hareketleri aynı beceri düzeyinde yapamıyor oluşları onların farklı yetenekler ile doğdukları anlamına gelmez. Birisinin daha yetenekli oluşu ile ilgili yetilerinin çok gelişmiş olduğu ile açıklanabilir. Dolayısı ile gelişmiş yetilerin meydana getireceği yetenek, söz konusu çocuğun beceri düzeyi daha yüksek hareketleri yapabilme sonucunu doğuracaktır.
Somutlarsak;
temel teknik hareketler; beceridir.
temel teknik hareketleri beceri düzeyinde yapabilme yeterliliği; yetenektir.
temel teknik hareketleri beceri düzeyinde yapabilme yeterliliği olan yeteneği oluşturan özellikler ise yetidir.
Örneğin; Mekan algısı bir yetidir. Mekan algısı sayesinde alanı kullanma yetenektir. Boş alan yaratma veya alanı geniş görme bir beceridir.
O halde çocukları birbiri ile ilintili gelişim özellikleri açısından geliştirmek gerekir.
Çocuklar bu doğrultuda yeti-yetenek ve beceri sarmalında ardışık bir gelişim izleme koşulu ile yaşayarak, yaparak, deneyerek öğrenecekleri eğitim ortamlarına sokmamız gerekmektedir.
İsterseniz yetilere sadece başlık olarak bir bakalım;
*Kinestetik ayrımlama (bedensel algı yolu ile ayırt etme)
*Mekan oryantasyonu
*Karmaşık tepki yetisi (Konuma, duruma göre hareketleri seçme, yenileme v.b)
*Ritm yetisi
*Denge yetisi
Son söz:
Günümüzde üstyapılarda profesyonel bir çok futbolcunun temel teknik becerileri müsabaka içinde hızlı, amaca uygun, çok yönlü ve çok akıcı biçimde uygulayamıyor oluşlarının altında yatan onların taktik becerilerdeki eksikleri kadar teknik becerileri edinme süreçlerinde yaşayamadıkları "yetilerinin yeteneğe dönüşmesi eksiklikler ile" ilgilidir. Ve bu sorunun sonradan giderilmesi ise pek mümkün değildir.

DOĞRU İNSAN YOKTUR DOĞRU DAVRANAN İNSAN VARDIR.

FELSEFİ BİR BAKIŞ AÇISI İLE;
DOĞRU BİLDİĞİMİZ AMA ASLINDA DOĞRU OLMAYAN "MASUM YANLIŞ" NEDİR?
FUTBOL EĞİTİMİ ADINA BU "MASUM YANLIŞTAN" KURTULMAK BİZİM İÇİN NEYİ DEĞİŞTİRİR?

Genel olarak doğru olarak bildiğimiz ama aslında doğru olmayan şeylerden örnek vermek gerekirse;
"Doğru insan", "cömert insan", "iyi insan", "dürüst insan" diye bir şey yoktur.
"Doğru davranan", "cömert davranan", "iyi davranan", "dürüst davranan" insan vardır.
Dolayısı ile eylem ve eylemlerdir aslında iyi veya kötü olan.
Yani insanın kendisi değil, eylemleridir yararlı veya zararlı olarak nitelendirilmesi gereken.
Uzun insan, kısa insan, şişman insan, zayıf insan siyahi insan, beyaz insan olur.
Lakin iyi veya kötü ya da edepli yada edepsiz insan olmaz.
İyi davranış, kötü davranış, edepli ya da edepsiz davranış olur.
Örneğin edepsiz davranan bir insan aynı zamanda edepli da davranabilir. Bu durumda o insana ne diyeceğiz? Dememiz o dur ki; insana değil yaptıklarına bir şey demek gerekir.
Dolayısıyla sıfatlandırılan ya da nitelendirilen şeyler insanın kendisiymiş gibi görünse de, gerçekte insanın gerçekleştirdiği olumlu veya olumsuz ya da yararlı veya yararsız davranışlarıdır.
Hayatı bu şekliyle kavramaya ve yaşamaya başlayan kişiler, başta eğitimciler/antrenörler olmak üzere ne elde ederler? ya da yaptıkları iş niteliği nasıl değişir?


Öncelikle çocukların sadece yaptıklarına yani gerçekleştirdiği davranışlara bakarak bir değerlendirme yapma anlayışı başlar. Yapılmamış ya da yapılmayan davranışlarda dolayı değerlendirme ve yargılama durumu ortadan kalkmış olur. Bu gelişim ve eğitim adına çok büyük önem taşır. Pedagojinin ilk basamağı budur zaten.
Bu durumda çocuklar üzerindeki baskı ve stres algısı azalır. Bu onların sinir kas ilişkilerini olumlu etkiler ve sonuçta beceri standartları yükselir.
Dahası eğitim denen önemli süreci "insanı eğitme" işi olarak görmeyiz. Çünkü insanlar eğitilmez. İnsanların doğru ve yararlı eylem/davranışlarda bulunmasına kılavuzluk edilir.
Çünkü eğitim insanların doğru, yararlı, iyi eylemler yapmasını sağlama işidir.
Eğitim iyi insan, doğru insan, yararlı insan yetiştirme işi değildir.
Doğru insan doğru hareketler yapmaz, doğru hareketler yapan doğru insan olur.
Eğitimi bu paradigma üzerinden inşa edebilirsek, eğitim hem daha kolay, hem daha ekonomik, hem daha az sorunlu bir alan olacak, zaman ve emek daha değerli kullanılmış olacaktır.
İşte bu felsefi anlayıştan yola çıkarak işi futbol eğitimine getirirsek;
İyi futbolcu olmaz. İyi futbol oynayan kişi olur.
İyi futbolcu diye bir şey yoktur, futbolun gereklerini iyi uygulayan kişi vardır.
Bir insan futbolun gereklerini ne kadar çok sayıda ve ne kadar çok üst seviyede yerine getirirse o kadar iyi futbolcu olur.
O zaman odaklanılması gereken şey futbol yeterlilikleri dediğiniz futbolun gereklerini yerine getirebilme eğitimi olmalıdır.
Eğitimci iyi futbolculuğa değil futbolun gereklerini iyi uygulamaya/uygulatmaya odaklanırsa zaman ve emek açısından elde edeceği verim artar.
"İyi futbolcu" eğitimi olmadığı gibi "iyi futbolcu" gözlem ve değerlendirmesi de olmaz. Bunlar uygulayageldiğimiz en büyük yanlışlardandır. Onlarca çocuk ve genç bu yanlış bakış ve yaklaşım yüzünden elenmekte, diskalifiye edilmekte ve dışlanmaktadır.
Futbol eğitimi, futbolun tüm gereklerini (yeterliliklerini) yerine getirebilme yani futbol oyununun gereklerini iyi uygulamayı sağlama eğitimidir.
Futbolculuk da bir meslek alanı gibi YETERLİLİK ve o yeterliliklere ulaşma meselesidir. Özellikle altyapı antrenörlerinin işi FUTBOLCU YETERLİLİKLERİ oluşturmak olmalıdır.
Sonuç olarak "iyi futbolcu" yetiştirme peşinde olmak bizi iyi antrenör ve iyi eğitimci yapmaz. Bizi iyi eğitimci ve iyi antrenör yapacak olan şey iyi futbolculuk için gerekenleri geliştirmek peşinde olmaktır.
Türkiye'deki altyapıların en büyük problemlerinden birisi de işte bu nedenle "eğitim modeli" sorunudur.
Biz buna "tam öğrenme modeli"diyoruz.

OYUN ALANLARININ YAPISI VE UYARAN İLİŞKİSİ

Oyun alanlarındaki, kazaya sebep olma olasılığı olan nesnelerin kaldırılmasına yönelik eğilim, diğer bir açıdan bakıldığında çocukların sab...