9 Kas 2016

ALTYAPILARDA YAŞ GRUPLARINA YÖNELİK EĞİTİMİNİN GENEL ÇERÇEVESİ NEDİR?



Futbolda ve Sporun tüm dallarında "altyapı eğitimi" ile ilgili iş; Hangi davranışları, ne ölçüde, nasıl ve ne zaman geliştirmek ve hangi özellikleri ne ölçüde ortaya çıkarmak gerektiği ile ilgili bir eğitim sürecidir.

Türkiye'de altyapıya yönelik en önemli ön koşullardan olan insan potansiyeli, uygun mevsim, coğrafya ve ekonomik imkânlar yeterince vardır. Eksik olan tek şey planlı, sistematik ve kurumsal boyutlarda eğitim süreci yapılanması ve bunun için gereken nesnel koşulların sağlanamamış olmasıdır.

Futbola ilişkin altyapı eğitiminde sorunlu olan alanlardan birisi de futbola ilişkin söz konusu davranışların (hareket, teknik beceri, taktik beceri ve biyomotor özellikler) nasıl ve ne zaman öğretileceği ile ilgili olup, yine söz konusu özelliklerin nasıl ve ne zaman geliştirileceği belli olduğu halde bunların göz ardı ediliyor veya farkında olunmuyor olmasıdır.

En azından uygulamalar boyutunda gözlemlendiğinde durum böyledir.
Dolayısı ile "futbolda altyapı eğitim sürecinin" sıkıntıları ve bilindik sorunlarının öncelikle ve özellikle "temel altyapı eğitim" sürecinde daha ağırlıklı olduğunu belirtmek gerekir.
Temel altyapı eğitim sürecinin doğru ve pedagojik bir eğitim standardına kavuşturulması gerektiği çok açıktır. Daha sonra giderek değişecek olan gelişim ve performans altyapı eğitim süreçleri gelir ki; Birbiri üzerine binmiş olan ardışık ve bütüncül bir eğitim yapılanmasının sağlanması açısından önemli ve gerekli bir altyapı modelini zorunlu kılar.

Bu modeldir ki ülke futbolunun ve aynı zamanda üst yapı futbolunun zenginlik ve verimliliği için tek seçenektir.
Futbolda "temel altyapı eğitimi" süreci daha çok çocukların gelişim özelliklerinin yön verdiği ve çocuğa göre eğitim ilkesinin önemsendiği bir süreç olmak zorundadır.

Özetle;
8-9 yaşlara değin devam etmesi gereken süreçte eğitim amacı asla futbola özgü teknik ve taktik davranışların öğretilmesini içermemelidir.
8-9 yaşlarda formal ve sistematik bir eğitimine geçişin ana hatları ve amacı temel hareket becerilerinin futbola transferi ve özelleşmiş hareket becerilerinin geliştirilmesi amaçlı bir "hareket gelişim amaçlı etkinlik/oyun futbolu" formasyonu içerecek şekilde olmalıdır.

10-12 yaşlar ise taktik öğretimin öncellenmediği, asla performans beklentisinin olmadığı bir biçimde futbol temel teknik becerilerinin zorlaştırılmamış koşullarda ve yaratıcılığa olanak sağlayan eğitim ortamlarında yürütülmesi gereken bir süreç olmalıdır.
Çocuklar 9 yaşlarına değin yer değiştirme, dengeleme ve nesne ile ilişkili tem hareketleri beceri seviyesinde yapıyor olmaları yanında, vücut yönetimi, oyun, cimnastik, ritm, zaman, mekan, yönsellik ve yansallık algılarına dayalı görsel temelli uyaranlar ile gerçekleştirilen motor davranışları sergileyebilecek yeterliliğe ulaştırılmalıdırlar.
Büyüklerin oynadığı futbolun küçüklere oynatılmaya çalışılması veya büyüklerin yaptığı çalışmaların çocuklara yaptırılmaya çalışılması temel altyapı eğitimi değildir.

Futbol Altyapı Eğitiminde sihirli yıllar olarak tanımlanan 10 -12 yaş dönemi ise gelişim altyapı eğitiminin birinci evresidir ve çocuklar artık burada birçok hareket becerisini futbola transfer edebilir ve koşullar çocuğa göre hazırlandığında performans beklentisi olmaksızın birçok temel teknik beceriyi gerçekleştirebilir. Bu dönemi hareket becerilerinin ve vücut kontrollerinin futbola transferi ve futbola ilişkin hareket dağarcığını genişletme dönemi olarak tanımlayabiliriz.

13,14 ve 15,16 yaşlar ise giderek futbolun, gerçek dünyanın futboluna özgü oynanmaya başlandığı ve temel taktik becerilerde sıçrama ve öğrenmelerin hızlandığı evreleri ve dönemi içerir. Biyomotor gelişimde farklılıkların ortaya çıktığı ve fakat buna karşın çocukların ağır yük altına sokulmamasının önemli olduğu yaş dönemleridir. Çünkü ağır yüklemeler futbola her açıdan tam adaptasyonu engelleyen olumsuz etkiler yaratmaktadır.

17-18 yaş performans altyapı eğitimi ise ağırlıklı olarak taktiğin ve sistemlere ilişkin uygulamaların tamamlandığı, kondisyonel açıdan artan bir gelişimin kaydedildiği ve A takımlara geçişlerin başlaması gereken bir eğitim süreci olarak değerlendirilir.

TECRÜBE VE ÇOCUKLAR


TECRÜBE DENEYİM DEMEK DEĞİLDİR.
TECRÜBE; YAŞADIKLARINLA KARŞILAŞTIĞIN YENİ BİR DURUM KARŞISINDA NE YAPTIĞINDIR.

Bu tanımdan hareketle yaşı daha küçük oyuncular daha tecrübeli olabilirler.
Çünkü tecrübeli oyuncu demek oyun içinde, antrenmanda ve pozisyonlarda yaşadıkları olumlu ve olumsuz deneyimlerden sonraki süreçte yararlanabilen oyuncu demektir.

Bu açıdan altyapı eğitimleri çocuk ve gençlere tecrübe kazandıran içerikte olmalıdır.
Çocuk ve gençlere aynı şeyler yaşatmak ve aynı şeyleri yapmalarını istemek onları tecrübeli kılmaz.
Onların tecrübeli kılınması demek yaşadıkları ile yaşayacaklarını daha amaçlı ve doğru yapmalarını sağlamaya çalışmaktır.
Böyle yap, şöyle yap demek onları tecrübeli kılmaz.

Yanlış yaptıklarını tekrar yapmamalarını sağlamak onları tecrübeli kılar.
Kısaca ve özetle tecrübe yaş ve çok yaşamış olmak yanında çok deneyim ile de elde edilecek bir şey değildir.
Tecrübe her defasında aynı yanlışı yapmamaktır.

Bunun için bir önceki başına gelenlerle, YAŞAMIŞ OLDUKLARINLA , KARŞILAŞMIŞ OLDUĞUN YENİ DURUM KARŞISINDA NE YAPABİLDİĞİNDİR.

Futbolu böyle öğretmek ve böyle öğrenilmesini sağlamak, futbol eğitiminin zaman ve emek açısından boşa gitmesini engelleyecektir.
Eğitimin boşa gitmemesi ve tecrübenin tesadüflere ve bireysel özelliklere bırakılmaması çok önemli bir eğitim anlayışıdır.

Futbol eğitiminde çocuklara yaşattıklarımızla, onların yeni yaşayacakları karşısında yaşamış olduklarını kullanmalarını sağlamak zorundayız. Aksi halde öğretme ve öğrenme çok fazla amacına ulaşmamış demektir.

"FUTBOL AKADEMİ" DİYE TANIMLANAN ALTYAPI KURUMLARI ve ALTYAPI EĞİTİM DÖNEMLERİ SİSTEMATİĞİ ÜZERİNE...


"Futbol akademileri" diye tanımlanarak kurumsal modellemesi hayata geçirilmeye çalışılan alt yapıların en büyük açmazları temel altyapı eğitim dönemleri ile ilgili gerçek ve formal bir eğitime geçememiş olmaları ile bu dönem eğitimlerini baştan savma "spor okulları" adı altında göstermelik şekilde sürdürüyor olmalarıdır.
Futbol akademilerinin eğitim dışındaki en büyük sıkıntıları yönetsel işleyişlerini farklı ve kendine özgü kılamamış olmalarıyla ilgilidir.

"Akademi kavramı zaten bağımsızlık vurgusu olan, kendi iç işleyişini kurabilme ve yürütebilme yeterliliği taşıyan, bir grup ya da kişiye bağımlı olmayan ve sürekli arayış ve denenceler peşinde koşan bilim ve uygulama örgütlenmesi demektir.

Şu an itibari ile altyapı kurumlarımızın yönetsel açıdan temel problemi bağımsız ya da özerk olmayışlarıdır. Akademi kavramını kullanıyor olmak bunu çözmeye yetmediği gibi akademi kavramının da içini boşaltan bir nitelik taşımaktadır.
Kendi bütçesi, yönetim kurulu, genel kurulu ve eğitim ve personel kadrosu olmayan bir yapının "akademi" olması mümkün değildir. Artı üretkenliği olmayan ve üretkenliğini somut olarak belirlemeyen bir yapı akademik olamaz.
Akademi kavramı herkesin kullanabileceği bir kavram olmaktan çıkarılması ve lisansiye yani "yeterlilik ölçütlerinin sağlanmış olması" haline getirilmesi şarttır.

Burada birincil önemli konu kendi yönetim ve işleyişini kurmuş olan, bağımsız ya da özerk/katma bütçeli, denetlenebilir ve kapalı/ açık eğitim alanları ile altyapı dönem ve evreleri uzmanlıkları olan eğitmen antrenör kadrolarının tahsis edildiği, sağlık ve sosyal yardım ilişkilerini kurmuş olan, sekreterya ve yardımcı personelin işlevsel hale getirildiği kurumsallığın sağlanmış olmasıdır.

Üst yapı nasıl bir örgütlenme ciddiyeti ve özeni içindeyse altyapılar da aynı özen ve ciddiyetle kurulmalıdır ki; Kurum haline gelebilsinler.

Bu yapılanmanın eğitsel açıdan önemi ve asıl işlevi temel altyapı eğitimlerinden başlayan bir eğitim sistematiğini gelişim altyapı ve performansa dönük altyapı dönemlerine kadar sürdürebiliyor olmasıdır.
Bu yapıların öncelikle okul olmaları yani eğitim verecekleri kompartımanlarının gelişmiş olması ve daha da önemlisi akademi denilen özgünlük ve eğitim uygulama modellerinin alanları olmak durumundadırlar. Aksi halde eğitsel açıdan da akademi olarak ifade edilmelerinin önemi ve gereği yoktur.

Akademilerin olmazsa olmaz eğitim dönemleri "temel altyapı eğitimi" dönem ve evreleridir.
Çünkü başlangıç budur.
Bu başlangıç aynı zamanda "akademinin de başlangıcı" demektir.
Bu anlamda özellikle 10-12 Yaş üzerinde ısrarla durmak gerekir.
Çünkü bu dönem sihirli bir yaş dönemidir.
Sihirli dönem dememizin nedeni ise bu yaş sürecindeki çocukların oyun için gereken birçok FARKLI davranış yeterliliği gösterebiliyor oluşlarıdır.
Çocuklar 3-7 yaş arasında gerçekleştirebildikleri "temel hareket becerileri" sayısı nicel olarak hızla artarken,
8-9 yaşlarında bu temel temel hareket becerilerinde kalitesinde/niteliğinde bir artış meydana gelir.
10-12 yaşlarında ise hızında, farklı durumlara transferinde ve özellikle futbola ilişkin hareket çeşitliliği sayısında bir sıçrama ile kendini gösterir.
Ve dahası birçok hareketi oyunlarda çok rahat ve amaca dönük olarak kullanabilirler. Yeter ki büyük sahalarda ve ağır ve büyük topların yanı sıra kendilerinden daha büyük çocuklar ile boğuşmak zorunda kalmasınlar.
12-15 yaşları ise bu hareketlerin becerisinde/kalitesinde artış gelişirken, bu becerilerin oyuna transferleri en üst düzeye çıkar.

Şimdi bu gerçekler ortadayken "futbol akademi" diye tanımlanan bir çok futbol altyapı eğitimlerinde özellikle "temel altyapı eğitimi" dediğimiz süreç ne kadar sağlıklı yürütülmektedir?
Üstelik 8,9 yaşlarında terbiye edilmemiş çocukları alıp, onlardan kurallı oyunlar bekliyor olmanın, 10-12 yaşındaki çocuklardan da büyüklerde olduğu gibi mevki belirleyerek, katı bir disiplin ve bölge oyunları beklemek ve üstelik bunu müsabaka koşulları yaratarak performansa dönük gerçekleştirmeye çalışmak ahlak, vicdan ve bilim ile hiç bir açıklaması yoktur.

8, 9 yaşlarındaki çocukların susma ve dinleme terbiyelerini çözümleyememiş bir ebeveyn ve okul yaklaşımı bir yanda dururken, onlardan büyükler gibi oyun oynamalarını bekleyen ve altyapı eğitimci yaklaşımını bir araya getirdiğinizde karşınıza ne olduğu belli olmayan zaman ve emek kayıpları çıkmaktadır.

"At topu oynasınlar" ve "benim çocuğum en iyisidir" koalisyonu ile varılabilecek nokta "futbol akademileri"ni okul olmayı beceremeden akademi olmayı tasarlamış bir taklitten öteye taşımaz.
Özetle eğitsel açıdan akademilerin özgünlüğü 8 yaşlarından itibaren formal bir eğitim programı ile gelişim psikolojisi ve hareket eğitim modelleri temelinde oyuncu adaylarını ilk evrede iki yıllık genel beceriler, koordinatif özellikler ve algısal motor gelişim açısından mükemmelleştirmeye çalışmasıdır.
18 yaşına değin sürecek bu yolculuk kendini akademi diye adlandıran bir kurumun neleri ne ölçüde başarıp başaramadığının tek ölçütü olacaktır.

FUTBOL ALTYAPI EĞİTİMLERİNE ERKEN YAŞLARDA BAŞLATMAK DEMEK, FUTBOLA ERKEN BAŞLATMAK DEMEK DEĞİLDİR...


Çocuklar 7 yaşına kadar ne yapmaları gerektiğini içgüdüsel, görerek, taklit ederek ve tek şey olarak yaparlar.

8-10 yaşına kadar neler yapmaları gereğini en fazla iki bilemedin üç seçenek üzerinden yapabilirler.

10-12 yaşlarında neleri, niçin yapmaları gereği üzerine düşünmeye ve öyle yapmaya çalışırlar ki; bu da onların teknik becerileri geliştirmelerinin nedenidir.

Özetle 10-12 yaşından önce yapılan hiç bir çalışma ve eğitim uygulaması ne kadar futbol ile ilgili olursa olsun asla futbol amaçlarına yönelik bir çalışma olmaz.
Gerçek anlamda futbol eğitim uygulamaları 10-12 yaş aralığında başlar.
Daha önce yapılan tüm çalışmalar zorlama, dayatma ve sıkıntılı çalışmalardır. Eğer zorlama ve dayatma yoksa bu çalışmalar temel hareket becerileri, özelleşmiş hareket becerileri ve bunların sonucu koordinatif özelliklerin geliştirilmesine katkı demektir.

Spesifik, special ya da branşa özgü eğitim uygulamaları demek o spor branşının karakteristik özelliklerine göre gerçekleştirilen uygulamalar demektir. Çocuklar 10-12 yaşlarından önce futbolu aslına uygun olarak yani tam olarak asla oynayamazlar...

Çocuklar ayak ve top ilişkisine elbette daha erken başlamalıdırlar.
Ama bu futbol oyunu demek değildir.
Ayak topu oyunu ve etkinliği olarak ele alınması demektir.

Not: 4-6/7 yaşındaki çocuklar kendilerine söylenen iki farklı davranışı ardı ardına asla yapamazlar. Bunu yapmaya biliş/düşünce gelişim özellikleri elvermez.
Hele hale üç farklı şey onlar için üç kural demektir. Üç kurallı, iki kurallı bir etkinliği yapmaları mümkün değildir.
Ardı ardına bağımsız ve içlerinden geldiği gibi davranabilirler. Ama bunu dahi bir kez daha tekrar gerçekleştiremezler.

4 Kas 2016

DENGE (İÇ ALGI) NEDİR? FUTBOLDAKİ DENGE NEDİR?



İçalgı ya da denge normal yaşamımızı sürdürmede ve özellikle sportif eğitimdeki verimliliğin arttırılmasında önemli bir hareket ve gelişim özelliği yeterliliğidir.

Denge vücudu kontrol etme ve yönetme yeterliliğidir.

Çok daha farklı bir tanımla denge, değişen mekan, zemin ve nesne ilişkilerinde vücudun konumunu amaç doğrultusunda tutabilme ve devam ettirebilme yeterliliğidir.

Futbolda altyapı eğitim uygulamalarında "denge çalışmalarını" gözlemlediğimizde bu çalışmaların sadece "ayakta kalabilmek" pozisyonunu sağlamayla ilgili olduğu görülmektedir. Bu yanlış olmasa da eksik ve amaca yönelik bir denge çalışması değildir.

Futbol oyunu esas olarak "top ile ilişkiye dayalı değişen pozisyonları devam ettirebilme esasına dayalı beceri oyunudur.
O halde buradaki denge nedir?
Top ile ilişkili olarak çok farklı koşullarda hareketi devam ettirebilme pozisyonlarında vücudu yönetebilmektir.
Yani futbolda nesne, durum ve beden oryantasyonunun sağlanmasıdır.
Kısaca koordinatif yetiler aynı zamanda DENGE'nin ta kendisidir.
Ama bu koordinatif yetiler top, değişen koşul ve bedenin bir arada olduğu hareket devamlılığı ile gerçekleştirelebilir.
Sadece beden dengesi, sadece top ile denge, sade veya durum dengesi futbola özgü verimliliği arttırmaz ve geliştirmez.
Eğer öyle olsaydı beden ve durum ile ilgili olarak dünyanın en gelişmiş denge özelliğine sahip cimnastikçiler veya sirk cambazları çok iyi futbolcular olurlardı.

Özetle futbolda içalgı yani denge topun, değişen durumların ve bedenin amaca yönelik sürdürülebilir beraberliği demektir.
Basit bir uygulama örneği: 12 yaş ve üstü için,
180 derce dön pas al, gösterilen yöne pas ver, gösterilen yöne koş 360 derece dön pas al.
Aynı işi üst üst üste üç kez tekrarla dinlen..
3-4 set aralar 1dk.
8 yaş için;
Yerde yuvarlan, kalk, koş, dön ve topu tut.

OYUN ALANLARININ YAPISI VE UYARAN İLİŞKİSİ

Oyun alanlarındaki, kazaya sebep olma olasılığı olan nesnelerin kaldırılmasına yönelik eğilim, diğer bir açıdan bakıldığında çocukların sab...