26 Nis 2013

Altyapı Eğitiminde Koordinatif Özellikler ve Algısal Motor Gelişim



Koordinatif özelliklerin gelişimi (koordinatif özelliği meydana getiren yetiler ve bu yetilerin geliştirilmesi) aslında futbola ilişkin altyapı eğitiminin neredeyse tamamıdır. Diğer bir ifade ile futbol oyununun gereklerini oluşturan tüm davranışların amaçlanan şekilde gerçekleştirilebilmesi tam anlamıyla koordinatif özelliklerin gelişimi ile ilgilidir.
Futbol ile ilgili temel teknik hareketlerin beceri düzeyinde geliştirilemiyor oluşu da yine tamamen koordinatif özeliğe ilişkin yetilerin işlenmemiş ve geliştirilmemiş oluşu ile ilgilidir.
            Koordinatif özellikler zamana bağlı olarak gelişir ve değişen dönemlerde hızlanarak atılım gösterirler. Ancak bu gelişim ve atılımın tamamen kendiliğinden gerçekleşmesi söz konusu değildir. Koordinatif özelliklerin gelişimi de öğrenme süreçleri ve biyolojik olarak da merkezi sinir sistemi ile iskelet kaslarının işbirliğinin mükemmelliğini sağlayan alt sistemler ile ilgilidir.
            Koordinatif özelliklerin kendiliğinden gelişmemesi ama gelişebilir ve geliştirilebilir olması önemlidir. Gelişebilir konuma gelen koordinatif yetilerin geliştirilmesi için sinir kas ilişkisini farklı boyutlarda uyaracak etkinliklerin gerçekleştirilmesi bir zorunluluktur.
Top ile ilgili hareketleri beceri düzeyinde gerçekleştirmenin mekanizması koordinatif özellikleri oluşturan alt özellikleri(yetileri) ya da diğer deyimle koordinatif bileşenleri geliştirmekten geçer.
Son yıllarda çoğu kişi futbolda bir eğitim eksikliği ya da bir altyapı eğitimi sorunu olduğunu dile getirmeye başlamıştır. Ama bu sorunun ne olduğu net olarak ifade edilememektedir. Sorunun nerede olduğu anlaşılmış ama ne olduğu henüz olarak anlaşılamamış görünmektedir.
Görünürdeki sorun daha çok oyuncuların top ile ilişkilerindeki yetersizlikten kaynaklanmaktadır. Örneğin oyuncuların çoğu, oyun içinde rakip baskısı altında ve oyunun gerekli kıldığı değişen durumlarda topu amaca uygun kullanabilme sorunu yaşamaktadırlar. Buna ilaveten bireysel temel taktik becerilerdeki davranış eksikliği, grup ve takım taktiği becerilerine yansımakta ve bütüncül ve akıcı bir oyun anlayışı ortaya çıkamamaktadır.
İşte bu görünür sorunun görünmeyen kaynağı, altyapı eğitiminde özellikle de 8-12 yaş sürecinde koordinatif özelliklerinin yeterince geliştirilememiş olmasında yatmaktadır. Koordinatif özelliklerin geliştirilmesinde temel faktör olan koordinatif bileşenler ve algısal motor yetiler yeterince işlenmemiş ve geliştirilmemiş ise ilerleyen süreçte “fundamental sorun” olarak tanımlanan temel futbol formasyonu eksikliği kaçınılmaz olarak ortaya çıkmaktadır
Bu formasyon eksikliği ya da fundamental sorun denilen şey somut ifade ile temel teknik becerilerin oyun içindeki kullanımı ile ilgili ideal beceri/müsabaka tekniği becerisidir. Ve eksikliği büyük ölçüde koordinatif özelliklerdeki yetersizliğine dayalıdır. Bu sorun giderilmediği sürece ya da altyapı eğitimi süreçlerinde çözümlenmediği sürece üst yapılardaki futbola ilişkin teknik ve taktik hareket becerilerinde “ideal beceri” denilen oyunun gerektirdiği durum ve koşullarda gerekeni gerçekleştirebilme becerisi düzeyi asla arzu edilen düzeylere çıkamayacaktır.
Üst yapı seviyesindeki oyuncularda telafi edilmesi pek mümkün olamayan bu özellikler, söz konusu futbolcuların sistemden elenmelerine veya sadece kondisyonel özelliklere dayalı futbol oynamalarına neden olmaktadır.
Oyun anında oyuna farklı boyut getirebilme ya da oyunda durmadan değişen durumlara uyum sağlayabilme birçok etmene bağlıdır. İşte bu etmenlerin gizemi algısal motor gelişim temelli koordinatif özellikleri oluşturan bileşenlerde gizlidir.
Bu kadar önemli olan algısal motor gelişim temelli koordinatif özellikleri oluşturan bileşenlere(yetilere) bakıldığında söz konusu bu özelliklerin futbol oyunu için ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmaktadır. Futbol altyapı eğitimi süreci için bu özelliklerin gelişimi öyle ki; altyapı eğitiminin kendisini oluşturmalıdır.
Koordinatif özelliği oluşturan bileşenler;

Kinestetik Ayrımlama
(Bedensel Algı Yolu İle Ayırt Etme Yetisi)
Kas ve kirişlerden gelen bilgilendirmeler bir hareketin yapılmasına ilişkin farklılaştırmalara neden olur.  Çocuğun bu bilgilendirmeleri algılaması ve hareket tekrarlarında farklılaştırma yapabilmesi için bildirimleri algılayabilmesi şarttır. Bunun için vücudun veya vücudun bir bölümünün söz konusu hareket için birçok kez değişik şekillerde kullanılmış ve her defasında içsel bir geribildirim yaşanmış olmak gerekir.
Farklılaştırma hareketlerdeki beceri kalitesine ilişkin bir gelişim özelliğidir. Hareketi bedensel olarak duyumsama/hissetme önemli bir koordinatif özellik bileşenidir. Çok küçük yaşlarda oluşmalıdır. Motor öğrenmelerde öğrenme düzeyini etkileyen söz konusu bedensel ayrımlama algısı, bedensel algı gelişimi ile birlikte başlar ve okulöncesi ve ilkokul dönemlerindeki koordinasyon gelişiminin temelini oluşturur.
Futbol altyapı eğitiminde temel teknik becerilerin gerçekleştirilmesinde düzeltme ve iyileştirmelerin nedeni antrenör değil aslında çocuğun kendisidir. Bunun nedeni çocuğun hareket anında ve sonrasında hareketi gerçekleştirme anında bedeninden gelen sinyalleri hissedebiliyor olmasıdır. Antrenörün doğru hareketi göstermesi önemlidir fakat asıl önemlisi çocuğun doğru hareketi vücudu ile hissedebiliyor ve bunun sonucu düzeltme eğilimine giriyor olmasıdır.
Doğru hareket vücut hissinin bir sonucu olduğu kadar, gerçekleştirilen doğru bir hareket vücut hissi ile örtüştüğünde söz konusu beceri öğrenilmiş beceriye dönüşmektedir. Eğitim açısından yapılması gereken ise çocuğun hareketi beceriye dönüştürecek gelişim düzeyini aşmayan hareket deneyimlerine ortam hazırlamak ve deneyimlerini kullanarak hareketi farklılaştırmasını sağlamaktır. Çocuğun eğitim anında kendisiyle ilgili olmasını sağlamak (içsel gerbildirim mekanizmasını kullanmasına izin vermek) demektir. Sürekli dışsal uyaran ve yönerge sanıldığı kadar yararlı bir eğitimci davranışı değildir.

Mekan Uyumu/Oryantasyonu
(Boyutsal Yön Belirleme Yetisi)
Hareketlerin en, boy ve yükseklikten oluşan mekansal boyuta göre gelen bilgiler ışığında gerçekleştirilmesi ve yönlendirilmesi esasına dayanan bir yetidir. Futbol ile ilgili olarak sahada durulan konum ve sahanın eni ve boyu ile ilgili beden konumlandırması temel teknik becerilerin ve taktik davranış becerilerinin yönlendirilmesini ve seçilmesi üzerinde etkilidir.
Örneğin bazı oyuncuların sahayı çok iyi görmeleri, bulundukları konumun farkında oluşlarından kaynaklanmaktadır. “Sahayı geniş görme” özelliği olarak nitelendirilen ve oyunculuk kalitesinde çok önemli bir nitelik olan bu becerinin temeli kişinin koordinatif özellikleriyle ilgili olan mekan oryantasyonu yetisinin gelişmiş olmasıyla doğrudan ilişkilidir.
Sahanın (mekanın) ilgili bir bölümünü etkili kullanan ya da sahanın bütün bölümünü etkili kullanan oyuncuların temel teknik ve taktik becerilerdeki davranışlar genel olarak anlamlıdır. Yani davranışları genel olarak amaca daha uygun davranışlardır. Bu davranışlardaki anlamlılığın nedeni daha çok mekanın (alanın) farkında oluş, alanın(mekanın) gereğini yapma isteği ve eylemliliğine neden olmaktadır. Bazı oyuncuların temel teknik becerileri amaca uygun kullanmada veya taktik becerilere ilişkin doğru davranışları yerine getirmede anlamsız gelebilecek davranışlar sergiliyor olmalarının bir nedeni da mekansızlık yani mekan algısı yetersizliği olabilir.
Mekan algısı ve oryantasyonu ile ilgili yeti, önemli algısal motor bir yeti olup koordinatif özelliğin gelişimi üzerinde çok etkilidir. Söz konusu bu yeti küçük yaşlardan itibaren gelişmeye başlar. Futbol altyapı eğitiminde “alan farkındalığı” ile ilgili eğitim etkinlikler bu yetinin futbola ilişkin olarak geliştirilmesine önemli katkılar sağlayacaktır.
Örneğin bir eğitim gününde ebatları farklı çok sayıda alanda gerçekleştirilecek oyunlar, sınırlandırılmış alanda oyunlar, oyun içinde değişik oyun bölgelerinde o bölgeye mahsus görevlendirmeler ve sorumluluklar vermeye dayalı oyunlar ile top ayağında olan çocuğa oyun içinde veya etkinlik anında işitsel ve görsel uyaranlar vererek topun yönergeye göre mekan (alan) içinde istenilen noktalara kullanılmasını sağlayacak etkinlik ve oyunlar mekan algısı ve uyumu açısından faydalar sağlayacak eğitim etkinlikleridir.
Mekan uyumu ile ilgili yetinin geliştirilmesi adına çok önemli ve sürekli gerçekleştirilmesi gereken eğitim etkinliklerinden birisi de oyun sahasının her bölgesinde o bölgeye uygun temel teknik becerileri taktik davranış bütünlüğü içinde yerine getirme ile ilgili çalışmalardır. Sahanın yanlarında, ortasında, köşelerinde, rakip ceza alanı önünde, içinde, kendi ceza alanı önünde, içinde lokal çalışmalar ile bir bölgeden diğer bölgeye geçiş çalışmaları mekan(saha) oryantasyonu adına faydalı eğitim uygulamalarıdır.

Denge Yetisi
Denge değişen koşul ve durumlarda pozisyonunu koruyabilme demektir. Koordinatif gelişim özelliği için önemli bir yetidir. Ağırlık merkezi değişimleri ve dayanma alanlarının darlığı nedeni ile sürekli bozulma eğiliminde olan vücudun hareketleri yapabilmek için gereken pozisyonunu sağlayabilmesi yetsi olarak da tanımlanabilir.
Çoğu zaman gündelik yaşamda gereken kadar denge yetisi söz konusu ise de, psikomotor etkinliklerde sergilenen motor davranışa ve davranışın niteliğine bağlı olarak ihtiyaç hissedilen denge yetisi farklıdır. Bu anlamda koordinasyon özelliği için belirleyicidir.
Futbola ilişkin olarak geliştirilmesi, tek bir hareketten ziyade çok farklı karakterdeki hareketlerin birleştirilmesine dayalı etkinlikler ile mümkündür.
Futbol altyapı eğitiminde denge ile ilgili hareket becerileri olan eğilme, esnetme, düşme kalkma, dönme, atlama konma, başlama durma gibi hareket becerilerinin yer değiştirme ve nesne (top) ile birleştirilerek gerçekleştirilmesi, amaca yönelik denge yetisinin geliştirilmesinde son derece etkili olacaktır. 
8 yaşındaki bir çocuğun belli bir hızda dribling yaparken uyaran ile veya uyaransız ani durması-360 derece dönmesi- topu vermesi tekrar alması etkinliği denge yetisi ve geliştirilmesi açısından bir uygulama örneği olarak ifade edilebilir.

Karmaşık Tepki Yetisi
Hareketlerin daha önce yapılmış olmasına bağlı olarak ve/veya mevcut olan uyarı durumlarından alınan sinyaller sonucu hareketlerin duruma uygun olarak en kısa sürede tekrar gerçekleştirilmesidir. İçsel geribildirime/uyaran ile tepki hareket arasındaki sürenin kısalığı tepki yetisinin gelişimi ile ilgilidir.   
Çocuğun aynı hareketi benzer durumda da daha kaliteli yapmaya çalışması ile farklı durumda durumun gerektirdiği gibi yapmasına yönelik etkinlikler bu yetinin geliştirilmesine katkı sağlayacak uygulamalardır.

Ritm Yetisi
Öncelikle hareketin akıcı ve aynı frekans boyutu tekrarına dayalı sürdürülebilirliğidir. Buradaki öncelikli ve önemli davranış becerisi zamansal hareket ritmi / hareketin ritmidir.
Hareketler kendi içinde zamansal olarak bir dinamiğe sahiptirler. Bu zamansal dinamiğin algılanması, kaydedilmesi ve uygulanabilir olması koordinatif özelliklerin önemli bir bileşenidir. Bir hareketin ya da harekeler bütününün ritmik olması görsel algılamaya uygun olarak da doğru yapılması demektir.
Ritm yetisi aynı zamanda “zamanın farkında” olma yetisidir. Çünkü ritm hareketlerdeki zamansal boyutu ifade eder. Zaman farkındalığı ya da algısı ritm algısı demektir. Hareketlerdeki ritm aslında hareketleri zamansal boyut içinde gerçekleştirmekten başka bir şey değildir.
Ritm yetisini, futbol oyunu açısından temel teknik becerilerin kullanımındaki ritm olarak düşünmek gerekir. Kesik kesik olmayan hareket becerileri ritm yetisi ile ilgilidir. Belli zaman diliminde gerçekleştirilecek olan temel teknik beceriler ile ilgili parkur çalışmaları ritm yetisinin geliştirilmesi açısından yararlı etkinlik örnekleridir.    

Koordinatif Özellik İle İlgili Bileşenlerin (Yetilerin) Gelişimi; Analizatörler(Ayırıcılar)
Koordinatif özelliklerin gelişmesini sağlayan tüm bu yetilerin oluşması (kinestetik ayrımlama, mekan uyumu, denge, karmaşık tepki ve ritm) sensorik (duyusal) öğrenme olarak tanımlanan bir sistemin işleyişi ile gerçekleşir.
Bu sistem analizatörlerin (ayıraçların) çalışmasına dayalı bir sistem olup, analizatörler sinyallerin informasyon olarak algılanmasını, kodlanmasını, taşınmasını ve sentezlenerek işleme kararı alınmasını sağlayan reseptörlerden(algılayıcılardan)oluşan bir yapıdır.
İşte insan vücudunun çeşitli bölgelerinde bulunan bu algılayıcılar algıladıkları bilgileri beyine gönderirler ve merkezi işlem sonucu davranışlar/hareketler/beceriler dediğimiz motor öğrenmenin sistematiği olan koordinasyon gelişir.
Bir hareketin yönlendirilmesi ve şekillendirilmesinde (beceriye dönüştürülmesinde) motorik koordinasyon denilen olgu, analizatörlerin etkinliğine bağlıdır.
Bir benzetme ile ifade edilecek olursa bilgisayar sistemi ile donatılmış bir otomobilin hareket eden ve etmeye neden olan motorundan, teker ve akslarından ve ilgili diğer mekanizmalarından algılayıcılar ile elde edilen bilgilerin bilgisayar merkezinde değerlendirilerek arabanın hızının, fren mesafesinin, virajlardaki durumunun programlandığı şekliyle otomatik olarak ayarlanmasına benzer.

  • Kinestetik Analizatörler;

Koordinatif özelliğin bileşenlerinden kinestetik ayrımlama ile ilgili analizatördür. Kas kirişlerinde ve eklemlerde bulunan algılayıcıların(reseptörlerin) ektremitelerin durumu ve etki eden kuvvetler hakkında topladığı bilgileri iletmesine dayanır.
Futbol altyapı eğitiminde ayağın top ile ilişkisinin ne kadar doğru olup olmadığına ilişkin içsel geribildirimler bu algıyla gerçekleşir.
Topa uygulanan güç ile ilgili kademelendirme algısının kaynağı kinestetik ayırt edicilerdir. Topa uygulanan gücün ve top ile ilişkilerdeki yumuşaklığın ve amortisör özelliğinin ne kadar önemli olduğu aşikardır. İşte bunların sağlanmasına neden olan ilk aşama söz konusu bu algılayıcıların ayırt edici işlevselliğidir.
Top ile ilgili hareketlerdeki kinestetik ayrımlamaya neden olan kinestetik analizatörler ileri süreçlerdeki top ile ilgili hareket becerilerindeki koordinasyon sorununu veya sorunsuzluğunu belirleyecektir. Bu algılayıcıların derleyeceği ve göndereceği bilgi, çocukların topa hükmedebilme yeteneklerini belirleyecektir.
Hafifliği ve küçüklüğü açısından doğru top seçimi ve top ile temas etmeyi çokça sağlayan etkinlikler yanında topu amaçlı kullanmayı yönelik hedef etkinlikleri bu yetiyi uyararak geliştirecek etkinliklerdir.
  • Taktil Analizatörler;

Derideki algılayıcıların o anki şekil ve yüzey hakkında bilgileri iletmesine dayalı çalışır. Derinin teması (sıcaklık, dokunsallık gibi) ile ilgili aktivitelerde etkin rol oynayan algılayıcılardır. Dokunsal uyaranlar ile ilgili tepki vermeye dayalı etkinlikler bu algılayıcıların etkin çalışmasını tetiklemektedir. Futbolda top teması ve çok ender de olsa ikili teması gerektiren hareket becerilerinin gereği bilinmektedir. Koordinatif özelliğin “karmaşık tepki” yetisi açısından önemli bir algılayıcıdır.
Takım olma duygusunun oluşmasında, biz algısını sağlayacak olan bu duyusal algılayıcı dokunsal grup oyunları ile uyarılmalıdır. Bir etkinliğin çocukların birbirlerine dokunarak sürdürülmesi taktil algılayıcıları aktive eder. Aynı zamanda takım olma duygusunun oluşmasından dokunsal duyu algılayıcıların rolü  (kutlama sarılmaları) unutulmamalıdır. Sahanın ıslaklığı, sıcaklığı ya da soğukluğu gibi dış etkenlere göre tavır ve davranışlar sergileme yine taktil algılayıcıların ayırt edici işlevi ile ilgilidir.
  • Statiko-Dinamik Analizatörler;

İç kulaktaki vestibüler bölümdeki bu algılayıcıların başın hızlanması ve yönü ile ilgili bilgiler vermeye dayalı işlevi vardır. Dengeli olabilme ve dengeli olabilmeyi sürdürebilme açısından önemli algılayıcılardır.
  • Görsel Analizatörler;

Mesafe ile ilgili algı reseptörleridir. Farklı hareket ve nesnelere ilişkin bilgi iletirler. Futbol oyununda rakip oyuncuya ilişkin bir hareketinin ve mesafenin algılanıp ayırt edilmesi ve buna göre karşı bir hareket devreye sokmanın futbol oyununda ne kadar önemli olduğu bilinmektedir. Bunun yanı sıra topun hızının, açısının, yönünün çok iyi ayırt edilebilmesi top ile ilgili hareketlerde sağlayacağı kolaylık hareketlerin beceri düzeyini olumlu etkileyecektir. Yukarıdan sarkaç şeklinde asılı ve sağa sola ters olarak sallanıp duran nesnelere çarpmadan aralarından topsuz ve top sürerek geçebilme etkinliği ya da hareket halindeyken farklı yönlerden ve hızlarda atılan toplara müdahale edebilme etkinliği bu algılayıcıların ayırt edici işlevini geliştirmek adına örnek etkinlikler olarak ifade edilebilir.
  • İşitsel Analizatörler;

Reseptörlerin ses ile ilgili bilgileri ayırt edip merkeze iletmesi koordinatif özelliği geliştiren bir etki yaratmaktadır. Ancak futbol oyunu açısından koordinasyon gelişimi üzerinde dans ya da ritmik jimnastikte olduğu kadar etkili değildir. Ama çocukluk dönemlerinde bu tür uyaranların ayırt edici olarak algılanmasına ve bu algıların merkeze iletilip gerçekleştirilen harekete etki etmesini sağlayacak etkinlikler yapılmaması anlamına gelmemelidir. Çünkü koordinasyon üzerinde etkili olan koordinatif yetilere ilişkin tüm ayırt edicilerin her biri genel koordinasyon özelliğini olumlu etkiler.
Farklı işitsel uyaranlara dayalı farklı hareket biçimlemeleri, müzikal akış içindeki farklı ritmleri ayırt etmeye ilişkin ritmik hareketler, farklı işitsel yönergelere uygun asimetrik hareket etkinlikleri ve ritmik dans etkinlikleri genel koordinatik özellik gelişimine olduğu kadar futbol oyunu ile ilgili oyundaki koordinatif akıcılığa da olumlu etkisi olacak etkinliklerdir.

 Futbol Altyapı Eğitim Sürecinde Koordinatif Özellik Gelişiminde Kritik Yaşlar
Futbol altyapı eğitim sürecinin özellikle ilk yılları koordinatif özelliğin ve bu özelliğe ilişkin bazı yetilerin (koordinatif özelliğe ilişkin bazı bileşenlerin) gelişiminde sıçramaların yaşandığı yaş dönemleridir.
Çok iyi değerlendirilmesi gereken bir süreçtir. Futbol altyapı eğitim sürecinin başlangıç dönemlerine denk gelen bu yaş dönemleri, tamamen koordinatif özelliklerin geliştirilmesine yönelik eğitim etkinliklerine yer verilmesi gereken yaş dönemlerini kapsar.
Gelecekte kaliteli futbolcu adına ihmal edilmemesi gereken 8-12 yaş dönemi çocukları, altyapı eğitiminin aslında en önemli yaş gruplarıdır. Ama ne var ki, altyapı eğitiminin uzun bir süreç olması nedeniyle daha kısa süreçlerde sonuç alma adına 13-14 yaşlarında başlatılan bir altyapı modeli ile karşı karşıya olunduğunu da belirtmek gerekir.
Oysa iyi gözlemlendiğinde ve incelendiğinde 13 yaşlarından itibaren üst yapılara kadar uzanan süreçlerde yaşanan teknik ve taktik hareket becerilerine ilişkin bazı problemlerin kaynağının 12 yaş ve öncesi koordinatif özellik ile ilgili bazı yetilerin yeterince işlenmemiş ve gelişmemiş olmasıyla ilgili olduğu görülecektir.
Koordinatif özelliği oluşturan yetilerin sonradan geliştirilmesi tam olarak mümkün değildir. Günümüzde üst yapılarda yer alan birçok futbolcunun kondisyonel açıdan eksiklerini belli ölçüde giderme şansı ve olanağı olsa da, koordinatif özellik açısından eksikleri giderme şansı ve olanağı yoktur. Çünkü kritik yaş meselesi en çok koordinatif özelliği oluşturan yetilerin gelişmiş olması ve olmaması üzerinde etkilidir.
Ulusal ve uluslar arası düzeyde kaliteli futbolcular ve yıldız futbolcular iyi analiz edildiğinde onların yüksek standartlarda olmasını sağlayan özellikleri öncelikle top ile ilgili hareket becerilerindeki mükemmelliktir. İşte bu mükemmellik psikomotor gelişim diye adlandırılan motor öğrenmelerin en iyi düzeyde gerçekleşmesi tamaman koordinatf özelliği oluşturan yetiler ile ilgilidir.
Günümüzün futbol idolü olan Messi, iyi analiz edildiğinde, onun kuvvet, dayanıklılık hatta sürat açısından birçok futbolcudan daha iyi olmadığı görülecektir. Ama top ile ilgili hareket becerilerindeki mükemmellik konusunda dünyanın en iyisi olduğu kesindir. Messi’nin top ile ilişkili hareket mükemmelliği onun top ile ilgili hareketlerdeki kinestetik ayrımlama algılayıcılarının, top ile ilgili denge algılayıcılarının, top ile ilgili mekân oryantasyonu algılayıcılarının, top ile ilgili karmaşık tepki algılayıcılarının ve top ile ilgili ritm algılayıcılarının daha gelişmiş olmasıyla ilgisi olduğu muhakkaktır. Algılayıcılar ya nicel ya da nitel olarak daha gelişmiş olabilir. Buna ilaveten bu algılayıcılardan gelen bilgileri işleme ve en doğru motor cevabı/çıktıyı verme ve bu cevapların daha önceden kaydedilmiş olması söz konusu futbolcunun diğerlerinden üstünlüğünün biyolojik açıklaması olabilir.
Elbette bu üstünlüğü sağlayan ve mükemmel olmayı getiren söz konusu biyolojik mekanizmaların bir kısmı doğuştan gelse de herkeste doğuştan gelen aynı mekanizmalar söz konusudur. O halde farkı yaratan bu mekanizmaların kritik yaş dönemlerinde doğru etkinlikler ile uyarılmış ve geliştirilmiş olmasıdır.
Genel olarak herkes iyi futbolcu olur. İyi futbolculuk doğuştan getirilen bir yetenek değil, doğuştan getirilen yetilerin işlenmesine (çalıştırılmasına-öğrenmeye) dayalı yetenekli olma durumu yani yeterlilik kazanma durumundan başka bir şey değildir.

Kritik yaşlar;
Genel olarak koordinatif verimlilik artışı gelişimi 7-11 yaş arasındaki 4-5 yıllık süreçte yüksek bir atılımla gerçekleşir. 8-10 yaşlarında atılımlı bir gelişim gösterir. Bilindiği üzere bu yaş dönemleri futbol altyapı eğitiminin temel gelişim dönemi olarak adlandırılan sürecin tamamı demektir. Yarışma ve kazanmaların değil, eğlenme ve öğrenmelerin, tek bir alana değil çok yönlü alanlara yönelik eğitim etkinliklerinin gerçekleştirilmesi önemli bir gerekliliktir.   
Koordinatif özelliği oluşturan yetilerden birisi olan karmaşık tepki yetisi 7-11 yaşlarında en büyük gelişim seyrine sahiptir. 7-18 yaşlar arası uzun yıllar boyunca yavaşlayarak ve artarak gelişen bir biyolojik mekanizma 16 yaşında tekrar bir gelişim atılımı gösterir. 7-11 yaş dönemlerinde ve tüm altyapı eğitimi boyunca bu yetinin işlenebilmesi adına topsuz ve top ile ilgili hareketin öğrenilmesinde farklı durum ve boyutlarda sınamalar ve denemeler karmaşık tepki yetisinin gelişimi açısından önem taşımaktadır.
Ritm yetisi ve ritm yetisinin geliştirilmesi açısından 7-11 yaş dönemi önemli bir süreci ifade etmektedir. 8-9 yaş müthiş bir yaş dönemidir. 11-15 yaşlarında oransal bir gelişim artışı gösteren ritm yetisi 15 yaşlarında zirve noktaya ulaşır. Ritmik hareket çalışmaları ve hareketlerde ritm etkinlikleri vazgeçilmez eğitim etkinlikleri olmalıdır. Top ile ilgili ritmik hareketler ya da top ile ilgili hareketlerin ritmi bu yaşlarda edinilmelidir. Ancak bu futbol temel teknik becerilerini mükemmel kılma adına tekrar çalışmaları anlamına gelmemelidir. Buradaki ritmik hareketler/hareketlerin ritmi genel(temel) hareket becerilerindeki akıcılık anlamına gelmelidir.  Örneğin, top ile veya topsuz olarak aynı hız ve aynı adım frekansında koşma veya top sürme ya da top sürerken iki adımda bir top temas, üç adımda bir temas etme uygulamalarında olduğu gibi.
Kinestetik ayrımlama yetisi açısından bakıldığında ise 8-10 yaş arasında bu yetinin çok büyük gelişim sıçraması yaptığını görülmektedir. 10-13 yaşlarında ise zirveye ulaşan bir gelişim seyri söz konusudur. Bu yaş dönemine denk gelen süreçte çocukların çok kolay öğreniyor olmalarının bu yetinin gelişim seyri ile ilgili olduğu düşünülmelidir. Çocukların motor öğrenmelerdeki hızı ve kalitesi, top ile ilişkilerdeki artan beceri düzeyleri dikkate değerdir. Kinestetik ayrımlama yetisinin gelişmesi adına planlanacak etkinliklerin içeriği çocuğun gerçekleştirebildiği hareket becerilerini sürekli farklılaştırmasını sağlamak üzere kurgulanmalıdır. Hareket çeşitliliği, hareket dağarcığı açısından çok önemlidir. Hareketleri doğru yapmaya dayalı içsel farkındalık anlamına gelen ayrımlama, ayırıcıların işlevselliğinin bir sonucudur. Algılayıcıların ayırıcı özellikleri ne kadar çok aktive edilirse motor davranışların öğrenilmesi ve  kalitesi o kadar artmaktadır.
Örneğin iki nokta arsındaki mesafede topun en kısa sürede taşınmasına ilişkin top sürme davranışının çocuğun kendi bedeni ile ilgili aldığa bilgilere dayalı olarak farklılaştırılmasını/geliştirmesini sağlamak gerekir. Farklı zeminlerde ve farklı toplar ile gerçekleştirilecek etkinlikler kinestetik ayrımlama yetisi ile ilgili kinestetik ayırt edicileri daha işlevsel hale getirmek demektir. Aynı becerinin farklı durumlarda gerçekleştirilmesi, farklı koşullarda gerçekleştirilmesi ayırt edicilein uyarılması demektir. 
Mekân oryantasyonu yetisi 7-9 yaşlarında sıçramalı bir gelişim, 10-12 yaşlarında devam eden bir gelişim izler. 13-16 yaşlarında tekrar sıçrama gösterir. Mekân oryantasyonu ya da boyutsal yön belirleme yetisi ileriki performans verimliliğine etkileri çok olacak bir yetidir. Genelde iyi olarak tanımlanan tüm futbolcuların sahip olduğu gözlemlenen bir koordinasyon yetisidir. Çocuğun hareketlerdeki becerisi kendisinin mekân içindeki konumunu hissetmesi ile doğru orantılı olarak artar. Nesnenin ve kendisinin ilişkisi aynı zamanda bir mekân ilişkisidir. Nesnenin daha iyi algılanması kendi bedeni ile nesnenin konumlandırılması ile mümkündür. Bu nesnenin daha iyi algılanmasını ve dolayısı ile nesne ilişkisinin daha iyi kurulabilmesini sağlar. Bu bir avantajdır. Çok daha önemlisi mekân oryantasyonu kendini bir mekandan(bölgeden) başka bir bölgeye taşımayı kolaylaştırma ve bunu anlamlı bir şekilde yapabilmeyi sağlar. Bunun oyun içinde taktik davranışlar üzerinde etkisi büyüktür. Yine topu anlamlı kullanılması denilen davranış topun en uygun kişiye atılması yanında topun en doğru yere/bölgeye atılması demektir ki tamamen boyutsal yön belirleme/mekân algısına dayalı bir beceridir. Futbol altyapı eğitimi sürecinin başında mekân algısı ile ilgili etkinliklerin geniş ve uzun olmayan oyun alanları mekan oryantasyonu açısından gerekli olurken çok küçük oyun alanları da sıkıntı yaratır. Bu yaş dönemlerine yönelik mekân oryantasyonu için ideal oyun alanları yorulmaya neden olmayacak kadar büyük, tüm alanı kullanmayı sağlayacak kadar küçük olmalıdır. Sonraki süreçlerde ise bölge alan çalışmaları bu yetinin yaş dönemine uygun etkinlikleridir.
Denge yetisi 7 yaşlarından itibaren gelişmeye başlayan 11 yaşına kadar artış gösteren ve 11-15 yaşlarında ise en iyi gelişim düzeyine ulaşan denge yetisi koordinatif özelliğin belirleyicisi olan diğer önemli bir bileşendir. Dinamik denge hareketleri futbol oyunu için daha önem taşıyan hareketlerdir. Öncelikle altyapı eğitiminin ilk dönemlerinde vücudun tamamını hareket halindeyken kontrol edebilmeye yönelik hareket becerilerinde mükemmelleştirme sağlanmalı sonraki süreçlerde ise, top ile ilgili hareket ve hareket birleştirmelerinde vücudu kontrol edebilme, yönetebilme mükemmelliği geliştirilmelidir.   

       ALGISAL MOTOR YETENEKLER
Algısal motor yetenek (yetiler) yukarıda ifade edilmeye çalışılan koordinatif özelliği oluşturan bileşenleri ve onların gelişimini ifade etmektedir. Algısal motor gelişim (algıya dayalı hareket gelişimi) koordinatif ilgili bileşenlerin doğumdan itibaren gelişimidir.
      Biyolojik sistematiği aşağıdaki şekilde işlemektedir.

duyusal girdi-duyusal alıcı-merkezi işlem-hareket

Burada ilk etapta girdilerin algılanması yani alıcıların iyi çalışıyor olması oldukça önemlidir. Söz konusu girdilerin alınıp beyine iletilmesi de, merkezi işlem denilen değerlendirme ve karar verme, verilen kararı kaslara iletme ve kasların verilen görevi yerine getirmesi süreçleri de bir o kadar önemlidir. Her bir süreç ile ilgili tüm aşamalardaki yeterlilik düzeyi, hareketlerdeki çabukluğu, kaliteyi, gerektiği yerde, gereken koşulda ve gerektiği şekilde gerçekleştirilmesini belirlemektedir. Sistemin her hangi bir yerindeki işleyiş yavaşlığı (gelişim eksikliği), hareketlerin bir şekilde gerçekleştirilmesinde bir problemin nedenidir.
Algısal sürecin hareketlerden bağımsız olarak gelişebileceği, ama hareketlerin algısal süreçlerden bağımsız olarak gelişemeyeceğinin bilinmesi gerekir. Onun içindir ki, spor alanında söz konusu algısal süreçlerin ve algısal süreç ile ilgili tüm biyolojik mekanizmaların çok iyi geliştirilmesi şarttır.
Algısal süreçlere dayalı hareket ve hareket becerilerin geliştirilmesi, söz konusu sistematiğin işlevselleştirilmesi anlamına gelmektedir. Bunun içinde sistemin işleyişin sağlayacak yaş düzeyine uygun ilgili etkinliklere olabildiğince çok yer vermek gerekir.
Duyusal alıcıların gelişimi, merkezi işlemin (beyin-biliş sistemi) gelişimi, kasların gelişimi için gereken şey sinirsel büyüme ve olgunluktur. Sinirsel büyümeye ve olgunluğa uygun olan etkinlikler ise hareket becerilerinde mükemmelleşmeyi sağlar.

Temel Algısal Faktörlerin Gelişimi
Algısal faktörlerin ve algısal motor yetinin gelişmiş olması koordinatif özelliğin gelişimini belirleyeceğini unutmamak gerekir. “İyi futbolcu” olabilmenin biricik koşulu olan koordinatif yetilerin geliştirilmesi “yetenekli oyuncu” yetiştirmek anlamına gelmektedir.  Günümüzde altyapılara alınacak 12 yaş öncesi çocukları “yetenek seçimi” adı altında güçlü ve iri çocuklardan değil koordinatif yetileri gelişmiş çocuklar arasından seçmek gerekir.
Yetenek denilen şey koordinatif yetilerin futbola özgü hareket yeterliliğine dönüşmesinden başka bir şey değildir. Dolayısı ile “yetenekli” çocuk yoktur, yetenekli hale gelen çocuklar vardır.
Yetenekli hale getirmek “altyapı eğitiminin” var olma nedenidir. Ya da altyapı eğitimi yetenekli çocuk seçmek değil, yetenekli hale getirmek demektir.
Bunun için yetileri gelişmiş çocuk seçmek ve yetileri futbola özgü geliştirerek futbol yeteneği olan çocuklar yetiştirmek birbiri ile çok ilgili şeylerdir.
     
 Temel Algısal Yetiler;
  • Görsel algılama
  • İşitsel algılama
  • Dokunma, Tad alma, Koklama algısı
  • Kinestetik (Devin-Duyum) algı

*Bedenin farkında olma
*Uzaysal farkında olma
*Yönelimsel farkında olma
                        -yansallık
                        -yönsellik
*Zamanın farkında olma’dır.

Söz konusu bu algısal yetilerin gelişimleri doğumdan itibaren başlar. Bu gelişimsel işleyiş algısal faktörlerin gelişmesiyle hareket gelişiminin etkilenmesi, hareket gelişimlerinin etkisi ile algısal gelişim şeklinde karşılıklı ilişki biçiminde gerçekleşir.
Dolayısı ile futbol altyapı eğitim sürecinde algısal faktörler geliştikçe futbola ilişkin hareketler, futbola ilişkin hareketler geliştikçe algısal faktörlerin futbola ilişkin işleyişi ve gelişimi artar. Ama gelişimin geldiği bir nokta/ düzey ve bu gelişimler için kritik yaş dönemleri vardır. Bu konu koordinatif yetilerin gelişimi ile de ilgili olarak ifade edilmişti.
Sağ veya sol kanattan oldukça hızlı bir şekilde hareket halindeyken istenilen noktaya orta yapamayan bir üstyapı futbolcusunu ne kadar antrene ederseniz ediniz o ortalar hiç bir zaman ideal ortalar olamayacaktır. Çünkü sorunun kaynağı algı-motor temelli koordinatif yetilerin gelişmemiş olmasıyla ilgilidir. Ve kötüsü orta yapamayan oyuncu söz konusu hareket becerisi açısından geçmiş dönemlerin bir yerinde kalmış demektir.  

Futbol altyapı eğitimini ilgilendirdiği kadarı ile teme algısal yetilere ve gelişimine kısaca bakmak gerekirse;
Görsel algılama ile ilgili olarak söylenecek şey, hareket eden topun ve rakibin algılanmasının oyun yeterliliğini ve verimini etkileyeceğidir. Topun ve rakibin hareketini algılama topun ve rakibin zamansal ilişkisini kurmayı ve hareketleri buna paralel gerçekleştirebilmeyi etkiler. Topun durumu ve hareketi görsel bir uyarandır. Bu uyaranın yön, mesafe ve zaman ile ilgili olarak algılanmasındaki yüksek düzey top ile ilgili hareketleri olumlu olarak etkiler. Hareket eden nesneleri doğru algılama ve değerlendirme yetisinin yaşa bağlı olarak geliştiği, futbol altyapı eğitimine başlama yaşlarından itibaren 10 yaşlarına değin oldukça iyi noktaya geldikleri ya da gelmeleri gerektiği bilinmelidir.
İşitsel algılama yetisi 8-10 yaş dönemindeki çocukların aynı seslerdeki farklılıkları iyi derecede ayrıştırabildikleri bu yetinin 13 yaşına değin geliştiği bilinmektedir. Bu algı gelişimi futbol ile olan hareket becerileri ilişkisi sınırlıdır. Ancak ritm yeteneği ve hareketlerin ritmik olarak gerçekleştirilebilmesinde iç ritmi uyaracak dışsal bir etken olarak yararlanılabilecek algısal bir faktördür.
 Kinestetik (Devin-Duyum) algı yetisi, motor öğrenme alanı ile ilgili olarak hareket gelişimi ve hareketlerin giderek artan çeşitlilik ve kalitede beceriye dönüştürülmesinde rol oynayan çok önemli algısal bir yetidir. Bu yeti çocukların bedenlerini, bedenlerinin bölümlerini, ekstremitelerini ve bunların hareket yeterliliklerini fark etmeyi, ayrıca bunlar aracılığı ile çevreyi ve çevredeki nesneleri fark etmelerini sağlamaktadır. Daha sonraki süreçte bedeninin ve bölümlerinin verimliliğinin algılanması ve bu bilginin işlenmeye başlaması ile bedenin ve bölümlerinin artan bir doğrulukta kontrol edilmesini ve amaca uygun kullanılmasını sağlayacaktır. Böylece bedensel bir faaliyet olan hareketler ve hareketlerdeki beceri giderek artacaktır. Vücudun top ile ilgili ilişkilerindeki fonksiyonlarını fark etmeye başlama, top ile ilgili hareketlerin belli bir süre sonunda top ile ilgili hareket becerilerine dönüşmesi hep fark etme/algılama ile başlayan değişimlerdir. Bu fark ediş/algılamalarda yoğun olarak rol alan kinestetik algılayıcılar/ayırt ediciler vücudun çeşitli bölgelerinde yer alan kas iğciği, golgi tendon, vestibular  v.b algılayıcılar sayesinde gerçekleşir. Bu algılayıcıların gelişmesi ve işlevselleşmesi hareketlerin beceriye dönüştürülmesindeki ön koşullardır.
Uzaysal (Uzamsal) farkında olma algısı da beden algısının bir uzantısı olup mekân oryantasyonu (boyutsal yön belirleme) olarak da tanımlanır. Daha önce bu yetiden koordinatif yetiler başlığı ile söz edilmiş olup, futbol oyunu açısından önemli bir algı-motor gelişim yetisidir. Futbol açısından geliştirilmesi gereği daha çok nesne olarak topun, kendi bedeninin ve rakip oyuncuların oyun alanında konumlandırılmasıyla ilgilidir. Bu konumlandırma algısı ne kadar doğru yapılırsa hareketlerin anlamlı şekilde gerçekleştirilme düzeyi artar. Hareketlerin anlamlı olması demek hareketlerin amaca uygun gerçekleştirilmesi demektir ki; beceri koşullarından birisi de budur.
Yönelimsel farkında olma (yön duyarlılığı) nesnelerin çevredeki yönünün algılanması yani nesnelerin yönünün farkında olunmasıdır. Daha çok nesnelere (topa) yön verebilme ile gelişmektedir. Yön duyarlılığının veya yönelimsel farkındalığın futbola ilişkin görünümü yönsellik algısı ile ilgili olarak oyun alanı içinde bedensel olarak kendini konumlandırma farkındalığıdır. Sağ-sol, ön arka, önünde ardında, arasında olduğunun farkında olunması gibi. Yönsellik farkındalığı algısının önemi, özellikle orta alan oyuncuları açısından son derece önemlidir. 6-12 yaşlarında gelişen bir algısal yeti olan yönsellik top ile ilgili hareket becerilerinde, topu saklayabilme özelliğini sağlayan yetidir.
Yansallık algısı ise vücudu ve vücudun sağının solunun kullanımı tercih algıları ile ilgili olup futbol oyunu açısından ideal yansallık algısının ve buna bağlı olarak gelişecek tercihin ayakların her ikisini de kullanabilmeyi algılamayı sağlayacak şekilde gerçekleştirilmesidir. Yansallık algısı ve tercihi daha önceden yapılmış olsa da, futbol altyapısı eğitiminin ilk yıllarında çift yönlü yansallık algısının geliştirilmesi mümkündür. Bu söz konusu çocuğun sahanın bütün yönlerinde ve bütün yönlerine doğru aynı beceri düzeyi ile oyun oynayabilme yeterliliğini olumlu etkileyecektir.
Zamanın farkında olma, çocuklardaki zaman kavramı ve zaman algısı gelişim ile ilgili bir yetidir. Bu farkındalık koordineli ritmik hareketler için gereken zaman mekanizmasının algılanmasına dayanır. Futbol oyunu açısından zaman farkındalığı oyun gereklerinin ritmik olarak gerçekleştirilmesi demektir ki bu da hareketlerdeki koordinasyonun bir ifadesidir. Bunu oluşturmanın yollarından birisi, hareketlerin zaman dilimlerine bağlı olarak gerçekleştirilmesinin sağlanmasıdır. Çünkü zamansal boyut ile gerçekleştirilen hareketler ritmik hareketlerdir. Dolayısı ile bu hareketler koordinatif hareketlerdir. Koordinatif hareketler ise beceri düzeyi yüksek hareketlerdir.  Ritmik top aktiviteleri, sallanan toplar arasında çeşitli etkinlikler, belli süre içinde hareket serileri, belli sür içinde sonuçlandırma etkinlikleri zamanın farkında olma algısını geliştirecek etkinliklerdir. 


Konu ile ilgili son söz;
Futbol oyunu öncelikle algısal motor gelişimle başlayan koordinatif özelliklere dayalı hareket becerileri üzerine şekillenen bir oyundur. Koordinatif özelliği oluşturan yetilerin gelişim seyri okulöncesi dönemde başlayan ve 7/8-12 yaşlarında neredeyse doruğa ulaşan bir yaşam sürecini içerir. Futbol altyapı eğitimi sürecinde 8-12 yaşları gelecekte “iyi futbolcu” olmanın temelleri olan koordinatif özelliklerin geliştirilmesi için sihirli yıllardır. Bu yaşlardan sonra “gelecek vaat eden futbolcu” adayı bulmak ya tesadüf ya da şanstır.










13 Nis 2013

Motorik Özelliklerin Gelişiminde Kritik Yaşlar ve Altyapı Eğitimi (Sürat)



            Sürat özelliğinin çabuk kuvvet, patlayıcı kuvvet, sprint kuvveti gibi kuvvet gelişim özellikleri ile de çok yakından ilgisi vardır. Bu bağlamda kuvvet özelliği ile ilgili söz konusu kuvvet özelliklerinin gelişmesi sürat özelliğini, sürat özelliği ile ilgili etkinlikler de söz konusu kuvvet özelliklerinin gelişimini olumlu etkileyeceği bilinmelidir.

            Süratli olmayan bir kuvvet özelliğinin özellikle futbol oyunu için önemi yoktur. Kuvvetli olmayan bir sürat ise genel olarak mümkün değildir. Ya da süratli olmak belli düzeyde kuvvetli olmayı da gerektirir. Buradan çıkarılacak sonucun süratin önemli olduğuna ilişkindir. Ama elbette ki bu sürat atletik ve düz (simetrik) bir sürat anlamına gelmemelidir ve çok daha önemlisi süratin futbol oyununun temel nesnesi olan top ile ilişkili sürat olması gerektiğidir.
            Sürat en basit ifadesi ile tüm motor davranışları en kısa sürede gerçekleştirebilme anlamında değerlendirilmelidir.
            Futbola ilişkin motor davranışlar, bir noktadan başka bir noktaya en kısa sürede vücudu taşıyabilme özelliği olduğu kadar, top ile ilgili tüm temel teknik becerileri ve bu becerileri ardışık bir şekilde mümkün olan en kısa sürede gerçekleştirebilme yetisidir. Bu durumda farklı bir sürat olan hareket sürati özelliği gündeme gelmektedir ve futbol için “genel sürat” özelliğinden çok daha önemlisi bu sürat özelliği yani “hareket sürati”dir.  
            Sürat bir işi en kısa sürede yapabilme olduğuna göre, söz konusu özelliğin futbol oyunu açısından kullanımdaki genel görünümü şu şekildedir;

·      Reaksiyon sürati( özellikle görsel reaksiyona bağlı)
·      Aksiyon/Hareket sürati(çabukluk-top ile hareket çabukluğu)
·      Devirli hareketler sürati(hızlı koordinasyon)
·      Yer değiştirme sürati
·      Kuvvet sürati(çabuk kuvvet)
·      Hareket frekansı

            Yukarıda genel olarak futbola ilişkin gereken süratler belirtilmiş olsa da, futbol oyununun gerekli kıldığı sürat özellikleri farklı boyutlar içermektedir;
·         Algılama sürati; Oyun konumlarının (oyundaki kendi durumunun, topun durumunun ve rakibin konumlanış durumunun) algılanarak, bu konumların kısa sürelerde değiştirilmesi ile ilgili yeti.
·         Öncelleme/Sezinleme sürati; Oyun akışı, pozisyon değişimi ve gelişiminin, özellikle de rakip oyuncunun hareketinin önceden ya da çok kısa sürede saptanabilmesi ile ilgili yeti.
·         Karar verme sürati; En kısa sürede gerçekleştirilmesi gereken davranışlara karar verme yetisi. (Bu özellik yaşanmış ve kıs süreli bellekten çağrılarak tekrar işlenmiş hareket becerilerinin uzun süreli belleğe yerleşmiş olmasıyla ilgilidir).

·      Tepki sürati; Oyun anında öngörülmeyen değişimlere yani pozisyonlara, akışa ve ani duruma göre doğru ve ani tepki gösterme yetisi.
·      Dönüşümlü ve dönüşümsüz hareket sürati; Topsuz hareketlerin(topsuz temel teknik becerilerin) simetrik ve asimetrik olarak yüksek düzeyde sürat özelliği ile gerçekleştirilmesi yetisi.
·      Hareket sürati; Top ile ilgili hareketleri(top ile ilgili temel teknik becerileri) rakip ve zaman baskısı altında süratle uygulayabilme yetisi.
·      Eylem sürati; Top ile ve topsuz temel teknik becerileri bireysel, grup ve takım taktiği gereği olan davranışları tüm kondisyonel özelliklerin bütünleşik bir biçimde katıldığı şekilde amaçlı olarak en süratli şekilde gerçekleştirebilme yetisi.

            Sürate özelliğine ilişkin böylesine kompleks bir içeriğin birer birer geliştirilmesine yönelik eğitim uygulamaları akılcı ve anlamlı değildir. Eğer sürat özelliğine ilişkin bu içerikler futbol oyununun gerekleri ise, karşılanması ve geliştirilmesi de oyun ya da oyunsal etkinlikler ile olması en doğal olanıdır. Çünkü oyunun kendi karakterinden kaynaklanan bedensel ve psikomotor ihtiyaçlar o oyunu oynayarak giderilebilmektedir. Burada önemli oyun oyunun gerektirdiği ihtiyaçların giderilmesini sağlayacak içeriği taşyıp taşımadığıdır. Bu nedenle amaçlı ve kurallı oyunlar bu tür gereklerin karşılanabilmesi adına iyi bir öğretim yöntemi ve teknikleri anlamına da gelmektedir.
            İdeal futbol oyuncusu olabilmenin ya da kalitesi yüksek oyuncu yetiştirebilmenin ön koşulu top ile ilişkilerdeki beceri ve bu beceriyi oyunda amaçlı kullanabilme yeterliliği olduğunu bir kez daha belirtmek gerekir.
            Böylesi bir anlayıştan hareketle, süratli olmayan ama top ile ilişkilerinde ve topu kullanmadaki hareket sürati iyi düzeyde olan çocukların, sürati (yer değiştirme sürati) yüksek olmasına karşın top ile ilişkilerde ve topu kullanma ile ilgili hareket sürati iyi düzeyde olmayan çocuklara oranla daha kaliteli futbolcu olma olasılıkları yüksektir. Dolayısı ile futbol altyapı eğitiminde sürat özelliğinin geliştirilmesi ile ilgili kritik yaş dönemlerinin bu açıdan iyi değerlendirilmesi çok önemlidir.
            Daha öncede defalarca değindiğimiz gibi büyük ve ağır toplar zamanından önce kullanılmaya başlanması, çocukların top ile ilişkili hareketleri çok çabuk gerçekleştirebilmelerini engelleyen fiziksel bir etki yaratmaktadır. Küçük ve hafif top hareket sürati gelişlimi için olumsuz fiziksel etkileri ortadan kaldırır. Hareketi çabuk yapma davranışı ne kadar kolay ve amaçlı olursa, hareket sürati algısı o kadar güçlenmektedir.
            Bunun için 8-9 yaşlarındaki çocukları naylon ve benzeri toplar ile oyun oynarlarken, birde meşin futbol topları ile oyun oynarlarken gözlemlemek yeterlidir. Top çocuğun ayağına dolanmaması ve tek bir hareket becerisi için top ile ayak teması süresinin uzun olmaması bu açıdan bir ölçüttür.
            Hareket çabukluğu/hareket sürati ile ilgili U14 akademi liglerinde müsabakalara katılan çocuklar üzerinde onar dakikalık üç oyun devresinin her birinde normal futbol topu, 4 numaralı futbol topu ve 3 numaralı futbol topunun kullanıldığı bir gözlem çalışmasında top büyüklüğü ve ağırlığı arttıkça hareket süratinin ne kadar azaldığını belirtmekte yarar vardır.
            Futbol için can alıcı bir öneme sahip olan hareket sürati ve hareket frekansı konusunda daha duyarlı olunması gerektiği açıktır. Futbol altyapı eğitiminde sürat özelliğinin geliştirilmesi açısından özen gösterilmesi gereken konu, futbol oyununa yönelik olarak öncelikle top ile ilgili hareket sürati, top ile ilgili hareket frekansı, top ve rakip ile ilgili görsel reaksiyona dayalı sürat özellikleridir.       

    8-9 Yaş Sürat Özelliği Gelişimi
            8-9 yaş ve bundan sonraki 10-11(12) yaş dönemleri sürat gelişim açısından oldukça kritik yaş dönemleridir. Oldukça iyi değerlendirilmelidir.
            Sürat özelliği ilk etapta 5-7 yaşlarında bir atılım gösterirken, 6-9 yaşlarında oldukça önemli bir gelişim kaydeder. Hareket frekansı açısından gözle görülür bir sıçrama söz konusu olur. Reaksiyon sürati gelişimi de bu dönemin sonuna doğru 9-10 yaşlarında kayda değer bir oranda gelişir.
            Dolayısı ile futbol altyapı eğitiminin başlangıç dönemindeki çocukların eğitim etkinliklerinde sürat özelliği gelişimine ilişkin etkinliklere özel bir önem vermek gerektiği ortaya çıkmaktadır.
            Ama tıpkı dayanıklılık ve kuvvet özelliği gelişiminde olduğu gibi, çocukların herhangi bir özelliğinin gelişimindeki kritik yaşlar o özelliğin geliştirilmesi için şiddetli ve yoğun yüklemeler yapılması anlamına gelmez. Sadece o özelliklerin uyarılması gerektiği anlamına gelir. Futbol altyapı eğitiminde yapılması gereken, söz konusu özelliklerin gelişimi ile ilgili kritik yaşlara denk gelen oyunların ve etkinliklerin niteliğini söz konusu özellikler açısından zenginleştirmek gerekir.
            Çocukların sürat özelliği ya da başka bir özellik açısından kritik yaşlarda olmaları o özelliğe ilişkin yoğunlaşma anlamına gelmemelidir. Çünkü kritik yaş süreci aynı zamanda hassas yaş süreci anlamı da taşır. Hassas yaş, söz konusu bir özelliğin geliştirilmesi açısından olumsuz etkilenmeye de açık olmak demektir. 
            Sürat özelliğinin öncelikle genetik-biyolojik açıdan kalıtsal bir özellik olması bu özelliğin geliştirilmesi adına çalışılmaması anlamına gelmez. Futbol oyununa ilişkin belirleyici süratin top ile ilgili koordinatif ve teknik temelli bir sürat özelliği taşıyor olması futbol altyapı eğitiminde bu özelliğin gelişimine özel bir önem verilmesi anlamına gelmelidir. Çünkü haraket sürati çok geliştirilebilir bir özelliktir.
            Hareketlerin sıklığı ve sürat düzeyinin bu yaşlardaki hızlı gelişimi, reaksiyon sürati süresindeki azalma(tepki süratte gelişim) dikkate alındığında;

·      Uyaran-tepki,
·      Kısa çıkış koşuları
·      Hareketi çabuk yapma
            temeli üzerine şekillenen oyunlar, etkinlikler ve futbol oyunları kurgulanmalı ve bunlara oldukça sık yer verilmelidir.
            Bu açıdan bakıldığında koşan bir topu yakalama, hareket eden bir topun uyaran olarak kullanılmasına dayalı etkinlik planlamalarının önemi ortaya çıkar.
            Bu yaş dönemlerinde futbola ilişkin temel teknik hareketlerin beceri amaçlı çalışma tekrarlarının anlamsızlığı da ortaya çıkmaktadır. Bu yaşlarda asıl olan top ile ilişkilerde çabuk olabilmeye yönelik gelişime katkı sağlamaktır.
            Laktasit olmayacak sürelerdeki sprint, çabuk kuvvet, çabukluk ile ilgili davranışlar oyunların ve oyunsal etkinliklerin karakterini oluşturmalıdır.
            Dinlenme aralıkları ve sıklıklarına özen gösterilmesi çok önemlidir. Bu yaş dönemindeki çocuklara yönelik futbol oyunlarında topun doğru kullanılması ve beceri düzeyinde kullanılması amacından çok, top ile ilişkili hareketlerdeki sürati daha özenle gözlenmeli ve dikkate alınmalıdır.

               10-11(12) Yaş Sürat Özelliği Gelişimi
            Bilindiği ve daha önce de söz edildiği gibi bu yaş dönemi futbola ilişkin temel teknik becerileri artan bir beceri düzeyi ile gerçekleştirme açısından çok verimli bir yaş dönemidir. Bunun elbette koordinatif yetilerdeki artışla ilgisi vardır. Tüm bunlar biyolojik olarak sinir sisteminin gelişmesi ile bağlantılı gelişim çıktılarıdır.
            İşte yine bu dönemde reaksiyon sürati de neredeyse yetişkin düzeyine ulaşır. Hareket(aksiyon) hızı sürekli artış göstermekte ve futbol oyunu için yine çok önemli olan hareket frekansı 12 yaşın sonlarına doğru en yüksek düzeylere ulaşmaktadır.
            Sürat özelliğine ilişkin tüm bileşenlerin amaca uygun hale gelmeye başlaması 11-12 yaşları ile 14 yaş dönemlerinde gerçekleşmektedir.
            Bu yaş süreçlerinde; aksiyon sürati, reaksiyon sürati, kompleks hareketlerde temel sürat yüksek atılımlar gösterir.
            Bu yaş döneminde sürat özelliğine ilişkin bileşenlerin ağırlıklı bir kısmı gerçekleşmektedir. Sürat özelliği amacına yönelik eğitim etkinliklerine haftanın belli günlerinde mutlaka yer verilmelidir. Ya da eğitim etkinliklerinin bir bölümü mutlaka sürat özelliği yetilerini içerecek şekilde planlanmalıdır.
            Süratte devamlılığın/dayanıklılığın geliştirilmesi bu yaş döneminin eğitim amaçlarından değildir. Bu tür etkinliklerde kaçınılmalıdır.

            Bu dönemde;
·      Çok yönlü reaksiyon oyunları,
·      Çeşitli karakterdeki uyaranlara tepki oyunları,
·      Kısa süreli çıkış ve sprintler,
·      Topun çeşitli şekillerde, yönlerde, açılarda ve hızlarda uyaran olarak kullanıldığı ve top ile ilgili bir hareketi en çabuk ve en kısa sürede gerçekleştirmeye dayalı etkinliklere bol oranda yer verilmelidir.
·      En sık ve yoğun kullanılan futbol temel teknik beceriler ile ilgili çabuk ve süratli olma etkinlikleri.

             (12)13-14 Yaş Sürat Özelliği Gelişimi
            Bu dönemin sonuna doğru latent ve tepki sürat yetişkin değerlerine ulaşmaktadır. 13-15 yaşları hareket sıklığının en üst düzeye ulaştığı yaşlardır.
            Maksimal sürat ve çabuk kuvvet değerlerinde artışlar söz konusudur.
            Laktasit ölçülerde etkinlik düzeylerine giriş yapıldığı yaş dönemlerdir.
            Top ile ilgili temel teknik becerilerdeki beceri düzeyinin süratli temel teknik aşamalarında geliştirilmesi gereken, ancak bunun ölçülü bir baskı(rakip askı) ya da ölçüsüz saha koşullarında (büyük saha,  kötü saha) olmamasına özen gösterilmelidir.
            Bu dönemin sürat özelliğini futbola ilişkin olarak “temel teknik becerilerde bireysel taktik sürat” şeklinde yorumlamak ve adlandırmak yanlış olmaz.
·      Süratin belli sürelerde devam ettirilmesine yönelik etkinlikler,
·      Top ile ilgili hareketlerde çabuk ve süratli olmaya dayalı etkinlikler,
·      Top ile ilgili temel teknik becerilerde hareket halindeyken değişken tekrar sürekliliği (çeşitleme döngüleri),
·      Savunma ile ilgili bazı bireysel temel taktik becerilerin süratli ve çabuk gerçekleştirilmesine yönelik etkinlikler.
·      Hücum ile ilgili bazı bireysel temel taktik becerilerin süratli ve çabuk gerçekleştirilmesine yönelik etkinlikler.

       15-16 Yaş Sürat Özelliği Gelişimi
            Bu yaş dönemi ve bundan sonraki yaş dönemleri sürat özelliğinin koordinatif boyutundan kondisyonel boyutuna yönelik gelişimi çalışmalarının etkin olmaya başlaması gereken dönemlerdir.
            Özel sürat çalışmalarının 20 dakikayı aşmayacak biçimde günlük çalışmaların önünde yer almasının faydalar sağlayacağı bir dönemdir. Bu dönemi futbol oyunu açısından “temel teknik becerilerin taktik uygulama sürati” dönemi olarak adlandırmak yerinde olur.

·      Süratte devamlılık içeren etkinliklere yer verilmelidir.
·      Temel teknik becerilerin grup savunma taktiği kullanımındaki sürat ve çabukluk çalışmaları,
·      Temel teknik becerilerin grup hücum taktiği kullanımındaki sürat ve çabukluk çalışmaları,
·      Temel teknik becerilerin takım taktiği kullanımındaki sürat ve çabukluk çalışmaları,
            Bu yaş döneminin futbol eğitimi açısından amaçlanan sürat eğitim etkinliklerini içermelidir.

OYUN ALANLARININ YAPISI VE UYARAN İLİŞKİSİ

Oyun alanlarındaki, kazaya sebep olma olasılığı olan nesnelerin kaldırılmasına yönelik eğilim, diğer bir açıdan bakıldığında çocukların sab...