21 Nis 2015

FUTBOL TEMEL VE GELİŞİM ALTYAPI EĞİTİM SÜREÇLERİNDE FUTBOL, OYUN VE YARIŞMA ÜZERİNE



Oyunun kendi doğasına müdahale edilerek kazanmanın biricik amaç olarak gerçekleştirilen oyunlarda, özellikle futbol örneğinden yola çıkarak söylenebilir ki, her iki tarafta ter alan çocuklar için söz konusu oyun olması gerektiği kadar eğlenceli olamamaktadır.

Çünkü oyun gitmiş, geriye sadece futbol kalmıştır. Oysa futbol bir oyundur ve oyunlar eğlencelidir.
Oyunların eğlence boyutu azaltıldığında, eğitsel açıdan öğrenme düzeyi ve kalitesi azalırken ve buna ilaveten yaratıcılık da engellenmektedir.

Üstelik sosyal gelişim açısından da karşıdakine saygı duymama, karşıdakine değer vermeme gibi duygusal olumsuzluklar rekabet koşulları nedeniyle belirgin hale gelmektedir.

Özellikle kaybedenler için oyun artık bir oyun değil, bir sonraki sefere kaybetmemek için her şeyi yapması gereken bir "ölüm kalım" meselesi haline gelmektedir ki, günümüzde çoğu altyapı eğitimlerinin durumları bunu yansıtır niteliktedir.
Çocuklar oyunun kendi doğası ve karakteri içinde varsa yarışabilirler ve yarışmalıdırlar da. Ama kazanmak ve kaybetmemek için asla oyun oynamamalıdırlar. Oyunlar çocukların kazanması ya da kaybetmemesi üzerine üretilmiş etkinlikler değildir.

KULÜPLERDEKİ ALTYAPI ÖRGÜTLENMELERİNE RAĞMEN ASLINDA ÇOCUKLAR GÖRÜNDÜĞÜNÜN TAM AKSİNE FUTBOLDAN UZAKLAŞMIŞLARDIR



Şöyle bir hatırlayalım ve bakalım önce;
1. Sokak futbolu,
2. Mahalle arası futbol,
3. Teneffüs arası futbol,
3. Öğle arası futbol,
4. GS- FB takım maçları,
4. Tek kale maçlar,
5. Gazozuna maçlar,
6. Köyler arası maçlar,
Artık bitmiş/bitirilmiştir. Bunun yerine;
1. Halı saha maçları (paralıdır ve ergenlere ve büyüklere hitap eder),
2. Okullar arası maçlar (Toplam okul öğrenci sayısının % 1 ini kapsar),
3. Kulüplerin altyapıları (Toplam çocuk nüfusunun % 1 ila 5 ini kapsar),
futbol faaliyet alanları olmuştur.
Özetle;
Çocukların futbol ile buluşmaları doğal olarak kentlere kaymıştır. Ama kentlerde sokak, mahalle ve hatta okul bahçelerinde "top oynamaya" uygun arsa, arazi, alan ve saha bırakılmamış, var olanlar da ya halı saha ya da kulüp futbollarına ayrılmıştır.
Bir ülkede ve bir toplumda herhangi bir spor dalında başarılı olmanın ön koşullarından birisi de o spor dalının çok sayıda çocuk tarafından seviliyor ve gerçekleştiriliyor olmasını sağlamaktan geçer. Kulüpler ise burada beliren ve öne çıkan çocukların formal olarak eğitim sürecine alınması gereken yerlerdir.
Bir ülkede ne kadar çok sayıda çocuk, ne kadar çok top oynarsa o ülkede o kadar çok futbolcu yetişme fırsatı ve olanağı var demektir.
Bu futbolda önde olan tüm ülkelerde böyledir.
Bu anlamda başta Türkiye Futbol Federasyonu olmak üzere diğer tüm ilgili kurumlar, çocuklara ve ülke futboluna katkı sunmak istiyorlarsa bunun öncelikli işi; her sokağa, her mahalleye boş arsalar, alanlar ve tahsis edilmesini sağlamaları olmalıdır.
Gösterişli tesisler açmak, ulaşılmayacak ve içine girilemeyen futbol alanları yapmak çocuklar için bir şey ifade etmemektedirler.
Bu işin temel esprisi çocukların kolay ulaşabilecekleri ve kolay yararlanabilecekleri futbol oyun alanlarına kavuşturulmalarıdır.

ALTYAPILARDA "İYİ VE ÖZELLİKLİ OYUNCU YETİŞTİRME" İLE İLGİLİ ÖRNEK NİTELİĞİNDE YAŞANMIŞ BİR ANI



Premier Lig ile ilgili bir belgesellerinin birisinde izlediğim bir anıyı sizinle paylaşmak isterim. Çünkü gerçekten futbol altyapı eğitimi adına çok güzel ve çok önemli bir örnek oluşturuyor..
Anı günümüzde Arsenal oyuncusu olan Alexander Mark David
Oxlade-Chamberlainberlain ile ilgili.
Oxlade Chamlerlain Southhompton altyapısından yetişmiş 17 yaşında A takımda 36 maç oynayıp 9 gol atmış bir oyuncudur.
18 yaşında da Arsenal tarafından transfer edilmiştir.
Bakınız Türkiye'de de uzun yıllardır altyapılar ve altyapı eğitimleri var. Peki neden İngilterede, Almanyada, İspanyada veya Fransa ve diğer bazı ülkelerde olduğu gibi bizde de çok sayıda ve sürekli bir şekilde özellikli ve kaliteli futbolcu yetişmiyor diye konuşur dururuz.
Evet oralarda bu işler daha ciddiye alınıyor olabilir. Daha kurumsal ve sistematik bir biçimde yapılıyor da olabilir.
Ama bir şey daha var; O şey altyapı süreçlerinde futbolcu adaylarından antrenör beklentileri ne olmalıdır ve çocuklar altyapılarda neye odaklanmalıdırlar? Takip edenler bilirler bu husus benim de üzerinde çok durduğum ve sürekli işlediğim bir konudur.
Şimdi gelelim anıya;
Chamberlain 12 yaşındadır. Onun da takımda yer aldığı altyapı maçlarından birisinde Southomptan rakibinden tam 8 gol yiyerek maçı bitirir.
Maç sona erdiğinde altyapı antrenörü Chambarleine şu istatistiki bilgiyi sorar;
"Söyle bakalım Oxlade; bugünkü maçta topla kaç kez temasın oldu? Kaç isabetli pasın oldu? ve Kaç top kazandın?
Yani ne altyapı antrenörü ne de Chamberlain'in odaklandıkları şey maçın sonucu değil, iyi ve özellikli futbolcu olmak için nelerin yapılması ve yapılamamış olmasıdır.
İşte bu altyapı eğitimlerindeki yaklaşım farklılığı demektir.
"Bizde aynı şeyleri yapıyoruz neden bizde iyi ve özellikli futbolcu yetişmiyor" sorusunun cevabını ve eksiklerimizin neler olduğu biraz da bu anlatmaya çalıştığım yaşanmış anıda gizlidir.

FUTBOL ALTYAPILARINDA "KAZANAN TAKIM" YARATMA SEVDASI VE "İYİ OYNAYAN" TAKIM YETİŞTİRME İHTİYACI



Futbol altyapı kurumlarında "takım" yaratmak diye bir olgudan söz etmek çok anlamlı ve yerinde bir anlayış değildir doğrusu.
Hele hele altyapılarda "kazanan takım" ya da "şampiyon takım" yaratma hevesleri ve istekleri tartışmalı bir altyapı eğitiminin varlığını gösterir.
"Kazanan takım" ya da "Şampiyon takım" yaratma isteği "iyi" ve "özellikli futbolcu" yaratmayı ve yetiştirmeyi sağlayamamaktadır.
Çünkü kazanma ve şampiyon olmaya odaklanmış bir takımda bireyler/çocuklar için hedef kazanma ve şampiyon olmaktır. Bunun için yapılması gereken sadece karşısındakini yenmiş olmaktan ibarettir. Olumlu davranış ve becerilerden daha çok, yenmiş olmak önemli ve gereklidir. Böyle düşünmeye başlayan bir çocuktan "iyi" ve "özellikli" olmaya çalışmasını bekleyemezsiniz.
Oysa altyapılarda yaş ve dönemlere uygun bir şekilde planlanan eğitimlerde "iyi oynayan" takım yaratma isteği ve hedefi olmalıdır. Çünkü iyi oynayan takım isteği ve hedefi hem bireysel olarak hem de takım olarak "futbola ilişkin gerekenleri iyi yapmaya" odaklanacak olan çocuklar, attıkları ve yedikleri gollere değil gerçekleştirdikleri davranışlara ve becerilere odaklanırlar.
İyi oynayan birey ve iyi oynayan takım eninde sonunda giderek kazanan birey, kazanan takıma dönüşecektir.
Unutmayalım ki;
"Kazanan takım" ve "şampiyon takım" yaratma isteğinin "iyi oynayan" takıma dönüşme ihtimali,
"İyi oynayan" takım yaratma isteğinin "kazanan takım ya da "şampiyon takıma" dönüşme ihtimali kadar yüksek değildir.
Yani altyapı maçlarında kazanma ve şampiyon olmaya değil, iyi oynamaya odaklanmış çocuklar yetiştirmeyi amaçlayan antrenörler ve yöneticiler şunu bilmelidirler ki; geleceğe ilişkin daha doğru bir anlayış içindedirler.

OYUN ALANLARININ YAPISI VE UYARAN İLİŞKİSİ

Oyun alanlarındaki, kazaya sebep olma olasılığı olan nesnelerin kaldırılmasına yönelik eğilim, diğer bir açıdan bakıldığında çocukların sab...