17 Oca 2017

Takım Olma ve Bireysel Özellikler


TAKIM OLMA AMAÇLANIRKEN BİREYSEL ÖZELLİKLER VE BECERİLER ASLA İHMAL EDİLMEMELİDİR.
(Bir önceki paylaşıma devamla)

Özetle bir önceki paylaşımda neler ifade edilmişti?
Futbola yeni başlayan çocuklarda;
1. Topa daha fazla sahip olma isteği ve eğilimi,
2. Topa sahip olduğunda direk kaleye odaklanma isteği ve eğilimi,
doğal bir gelişim özelliğinin sonucudur.

Bunu isteği ve eğilimi engellemek yerine bu doğal eğilimden ve özelliklerden faydalanmak gerekir.
"Futbol bir takım oyunudur. Dolayısıyla çocuklar takım oyununa yönlendirilmelidir" düşüncesi yanlış değil ama zaman açısından tartışmalı ve doğru olmayan bir düşünce ve yaklaşımdır.

Çocuklar takım olma bilinci ve eğilimi ile doğmazlar.
Bebeklik ve ilk çocukluk yıllarında hep bireyci ve hep bireyseldirler. Giderek toplumsal olmaya ve giderek takım olma isteği duymaya başlarlar.
Neden?
Çünkü düşünce yapıları başka bir şeye izin vermez de ondan.

Ama zorlayarak, şiddetle, korkutmayla bunu belli ölçüde sağlayabilirsiniz.
Lakin yapay kalır. İçten olmaz.

Oysa öyle davranmaya başlamaları ile ilgili şartları anlamaya başladıkları andan itibaren öyle davranmaya başlarlar zaten.
Bu ortalama 12 sonrası süreçtir.
Çünkü düşünme yapısı bu yaştan sonra takım olmanın gereğini algılamaya başlar.
Bunu algılanması beyin gelişimi ile ilgili bir durumdur.
Beraber olunca, birlikte davranınca, paylaşınca daha kolay oluyor düşüncesi soyut bir düşüncedir. Soyut düşünce ne zaman ki somut uygulamaya yani pratiğe dönüşür işte o zaman çocuklarda "takım" olma gereği, bilincine ve hissine dönüşür.

Peki bu sürece kadar ne yapmalı?
İşte çocuk ve futbol eğitiminde en önemli konulardan birisi de budur.
Bu yaşlara kadar futbolu çocukların doğal gelişim özelliklerine uyarlamak gerekir. Böylece çocuklar bireysel futbol özelliklerini daha çok geliştirme imkanı bulurlar.
Kendilerini bireysel olarak en son sınırlarına kadar kendilerinin belirleyeceği şekilde zorlarlar ve bireysel olarak farklı arayışlara girmeye başlarlar. Buna yaratıcılık ihtiyacı diyoruz.
Peki somut olarak eğitimciler ne yapmalı?
* Çocukların top ile ilişkili hareket becerilerini sınırlandırmamalı.
* Oyunlarda tüm çocuklara bu fırsatları sunmalı.
* Takım oyunu adına çok değerli temel beceri olan "pası" çocukların keşfetmelerini ve ne kadar çözümleyici bir şey olduğunu sabırla beklemeli.
* Çocukların bol bol izlemelerine, görmelerine ve izlediklerini gördüklerini denemelerine ortam hazırlamalı.
* Bireysellikle bencilliği birbirinden ayırt etmeyi oyun içinde hissettirmeden algılatmaya çalışmalı.
* Hazırlayacağı eğitim planlamalarında çocukların topa sahip olma isteklerini ve topu alıp kaleye odaklanma eğilimlerimi giderecek etkinlikler düzenlemeli.
* Grup içinde bireysel beceriler, takım içinde bireysel becerilere ağırlıklı yer verilmeli ve desteklenmelidir.

Günümüz futbolunda topa sahip olma yüzdesinin düşüklüğü ve dikine oynayabilme sorunlarını sadece futbolun sürekli gelişen sistematik futbol anlayışına bağlama doğru değildir.
Bunun nedenlerini futbolculardaki futbol becerilerine ilişkin fundamental (temel becerilerin edinimi ve edinim biçimi) yetersizlikler ile ilgili olduğunu göz ardı etmemek gerekir.
Hangi futbol taktiği veya "kompak oyun" anlayışı Messi'nin veya Hazard'ın veya Mascerano'nun, Eriksen'in ve onlarca diğer benzerlerinin top ile ilgili becerilerini ve direkt kaleye yöneliş davranışlarını tamamen yok edebilir? sorusu aslında yazmaya çalıştığımız konunun da görüntülü cevaplarını oluştururlar.

Hiç yorum yok:

OYUN ALANLARININ YAPISI VE UYARAN İLİŞKİSİ

Oyun alanlarındaki, kazaya sebep olma olasılığı olan nesnelerin kaldırılmasına yönelik eğilim, diğer bir açıdan bakıldığında çocukların sab...