Futbol oyununun nasıl bir oyun
olduğu, bu oyunun gerçekleştirilebilmesi için hangi davranışlara ve becerilere
ihtiyaç duyulduğu ve oyun için diğer tüm özelliklerin neler olduğu
bilinmektedir.
Bilinmeyen ya da bilindiği halde
eksik ve yanlış uygulanan şey, futbol oyununa ilişkin teknik, taktik ve özellikle
de bedensel gereklerin ve özelliklerin, altyapı denen küçük yaş gruplarına
yönelik eğitim sürecinde nasıl verilmesi ve geliştirilmesi gereğidir.
Altyapı eğitimi demek, futbola
ilişkin gereklerin ve özelliklerin bir an önce kazandırılmaya çalışılması değildir.
Altyapı eğitimi futbol oyununa ilişkin gereklerin ve özelliklerin yaş
gruplarına özgü dizayn edilerek kazandırılmasıdır.
Altyapı eğitimi çocukların evcilik
oyununa benzer. Çocukların evcilik oyunlarında nasıl bir anne, bir baba profili varsa ve bu anne, baba
profilleri gerçek hayattaki anne ve babaların birebir kopyaları değilse ve olamıyorsa,
altyapıdaki futbolda gerçek hayatın gerçek futbolunun bir değildir ve olmamalıdır.
Çünkü küçük yaşlardaki futbol görünümü, algısı ve uygulamaları, çocukların gerçekleştirebileceği,
anlayabileceği ve tasarlayabileceği düzeyde bir futbol görünümü, algısı ve
uygulamasıdır.
Büyüklerin gerçekleştirdikleri işleri
çocuklara gerçekleştirmeye çalışmak eğitim değildir. Yalnızca eziyettir.
Çocuklar büyüklerin yaptığı işi kendilerine göre dönüştürerek dramatize
ederler. Ve burada beklenilmesi gereken şey ne beceri, ne de olması gereken bütünlüktür.
Bütünsel bir anlamlılık çerçevesinde, sadece yaş düzeyine özgü bir rolü
oynayabilme “işini” yapabiliyor olmadaki
eylemlilik halidir. Çocuklar büyüklerin küçültülmüş kopyaları olmadığına göre, çocukların
gerçekleştirebildikleri işler de büyüklerin gerçekleştirdikleri işlerin küçültülmüş
kopyaları olmamalıdır.
Futbol oyunu da küçültülmüş bir
futbol oyunu olarak düşünmek ve tasarlamak ve ondan sonra da çocuklara eğitim uygulamaları
olarak sunmaya çalışmak her açıdan sağlıksız bir eğitim uygulamasıdır. Böylesi
bir yaklaşımın yanlış bir eğitim anlayışı olması yanında, biyolojik ve
psikolojik gelişim özellikleri açısından da zararlı bir yaklaşım olduğunu
belirtmek gerek. Büyüklerin ve büyüklerin işlerinin kopya edildiği, bu yetmezmiş
gibi bir de benzer ölçülerde beceri performanslarının beklendiği eğitim
yaklaşımlarını “bütüncül”, “yapılandırmacı” yaklaşım olarak savunmak ve
eğitimin “hayatilik” ilkesine uygunluğu olarak sunmak mümkün değildir.
Çocuklar kendi düzeyleri, gelişim
özelliklerine göre düzenlenmiş ve dönüştürülmüş bir bütünselliği
gerçekleştirebilirler ve dolayısı ile gerçekleştirebildikleri ölçüde yapılanabilirler.
Hayatilik denilen eğitim ilkesi de, çocuğun gelecekteki hayatına ilişkin
değilş, bulunduğu yaş özelliğinin hayata uygun olması ile ilgilidir.
Futbolu çocuklara özgü yeniden dizayn
ederek, çocukların da yeniden düzenlenmiş bu futbolu oynamalarını sağlamak
(oynamaya çabalamaları değil!) gerçek bir futbol alt yapı eğitimi demektir.
Çocuklar altyapı eğitiminde bir şeyi
yapmaya çabalamalıdırlar. O şeyi yaparlar. Çünkü o şey her ne ise onların
yapmaya çalıştıklarında yapabilecekleri bir şey olmalıdır. Çünkü
gerçekleştirilemeyen hiçbir şey öğrenilemez. Bunun yanı sıra öğrenilmiş bir
şeyi sürekli gerçekleştirmek de eğitim olmaz.
O halde futbol altyapı eğitiminde
büyüklere ilişkin hiçbir şeyi kopyalayıp çocuklara öğretmeye çalışmamak
gerekir. Büyüklere ilişkin birçok şeyi ya da çocukların büyüdüklerinde onlara
gerekli olan birçok şeyi onlara göre tekrar üretmemiz ve gerçekleştirmelerini
sağlamak gerekir.
Futbol oyununun sadece sahasını
küçülmek futbol oyununu çocuklara özgü kılmak değildir. Ya da pas veya dribling
tekniğini sadece küçük numara toplar ile yaptırmaya çalışma da çocuklara özgü
bir teknik öğretim değildir.
Çocukların oynayabildikleri
basitlikte ve ilkel bir futbol oyunu ile onların söz konusu oyun için gereken basit
ve teknik beceriden yoksun pas ve dripling davranışları altyapı eğitiminin
olumlu örneklerindendir.
Ne öğreteceğinin veya nelerin
öğrenileceğinin belli olduğu bir altyapı eğitiminde geriye kalan şey bunların ne
zaman ve nasıl öğretileceği ve öğrenileceğidir. Yani altyapı eğitiminin sorunu budur.
Altyapı eğitimine ilişkin “eğitim
sorunlarının” yanı sıra altyapı eğitim sürecini “eğitim” sürecinden ziyade
çocuğun bir an önce “futbolcu” olabilmesi adına değerlendirilmesi gereken çalışmalar/antrenmanlar
süreci olarak görüp, uygulamaları da buna göre şekillendirme sorunu ise
fevkalede ciddi bir sorundur.
Türkiye’deki altyapı eğitimi
sorunlarımızın temel kaynağı budur. Birçok futbolcu adayının geleceğe ilişkin
gelişiminin önünü kapatan yüksek düzeyde teknik, taktik ve özellikle de
kondisyonel çalışmalar üzerine gidilmesi ve önü alınması gereken bir sorun, kanayan
bir yaradır.
Genel olarak altyapı eğitimine ilişkin eğitim
uygulaması sorunları şunlardır;
1.Küçük
yaş gruplarına yönelik futbol eğitimini temel teknik becerilerin öğretilmesi olarak görmek.
2.Alt
yapıya girişten itibaren yaş grup ve dönemlerine aldırmadan aynı biçimde, benzer uygulamalar ile tekrara dayalı temel
teknik becerileri öğretme çabası.
3.Son
zamanlarda “moda” olan sadece “oyun” oynatarak geliştirme anlayışı, kısa ve uzun vadeli hedefleri olmayan oyun yöntemi tercihi. (Eksiğine
rağmen sadece oyun anlayışı ve yöntemi ile gerçekleştirilen altyapı eğitim
uygulamaları en zararsız olarak kabul edilebilecek örneklerdendir).
4.Yarışmacı
anlayışın getirdiği taktik öğretime erken başlama.
5.Çocukları
mevkilere gereğinden önce yönlendirilme eğilimleri.
6.En
kötüsü de erken performans beklentileri ve bu amaçla gerçekleştirilen
kondisyonel çalışmalar.
7.Özel kondisyonel çalışmaların gereksizliğine ilaveten bir de bu tür çalışmalarda ek ağırlıklar kullandırma yanlışları.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder