Koordinatif özelliklerin gelişimi (koordinatif özelliği meydana getiren yetiler ve bu yetilerin
geliştirilmesi) aslında futbola ilişkin altyapı eğitiminin neredeyse tamamıdır.
Diğer bir ifade ile futbol oyununun gereklerini oluşturan tüm davranışların
amaçlanan şekilde gerçekleştirilebilmesi tam anlamıyla koordinatif özelliklerin
gelişimi ile ilgilidir.
Futbol
ile ilgili temel teknik hareketlerin beceri düzeyinde geliştirilemiyor oluşu da
yine tamamen koordinatif özeliğe ilişkin yetilerin işlenmemiş ve
geliştirilmemiş oluşu ile ilgilidir.
Koordinatif özellikler zamana bağlı
olarak gelişir ve değişen dönemlerde hızlanarak atılım gösterirler. Ancak bu
gelişim ve atılımın tamamen kendiliğinden gerçekleşmesi söz konusu değildir.
Koordinatif özelliklerin gelişimi de öğrenme süreçleri ve biyolojik olarak da merkezi
sinir sistemi ile iskelet kaslarının işbirliğinin mükemmelliğini sağlayan alt sistemler
ile ilgilidir.
Koordinatif özelliklerin
kendiliğinden gelişmemesi ama gelişebilir ve geliştirilebilir olması önemlidir.
Gelişebilir konuma gelen koordinatif yetilerin geliştirilmesi için sinir kas
ilişkisini farklı boyutlarda uyaracak etkinliklerin gerçekleştirilmesi bir
zorunluluktur.
Top
ile ilgili hareketleri beceri düzeyinde gerçekleştirmenin mekanizması
koordinatif özellikleri oluşturan alt özellikleri(yetileri) ya da diğer deyimle
koordinatif bileşenleri geliştirmekten geçer.
Son
yıllarda çoğu kişi futbolda bir eğitim eksikliği ya da bir altyapı eğitimi
sorunu olduğunu dile getirmeye başlamıştır. Ama bu sorunun ne olduğu net olarak
ifade edilememektedir. Sorunun nerede olduğu anlaşılmış ama ne olduğu henüz
olarak anlaşılamamış görünmektedir.
Görünürdeki
sorun daha çok oyuncuların top ile ilişkilerindeki yetersizlikten
kaynaklanmaktadır. Örneğin oyuncuların çoğu, oyun içinde rakip baskısı altında
ve oyunun gerekli kıldığı değişen durumlarda topu amaca uygun kullanabilme
sorunu yaşamaktadırlar. Buna ilaveten bireysel temel taktik becerilerdeki
davranış eksikliği, grup ve takım taktiği becerilerine yansımakta ve bütüncül
ve akıcı bir oyun anlayışı ortaya çıkamamaktadır.
İşte
bu görünür sorunun görünmeyen kaynağı, altyapı eğitiminde özellikle de 8-12 yaş
sürecinde koordinatif özelliklerinin yeterince geliştirilememiş olmasında
yatmaktadır. Koordinatif özelliklerin geliştirilmesinde temel faktör olan
koordinatif bileşenler ve algısal motor yetiler yeterince işlenmemiş ve
geliştirilmemiş ise ilerleyen süreçte “fundamental sorun” olarak tanımlanan
temel futbol formasyonu eksikliği kaçınılmaz olarak ortaya çıkmaktadır
Bu
formasyon eksikliği ya da fundamental sorun denilen şey somut ifade ile temel
teknik becerilerin oyun içindeki kullanımı ile ilgili ideal beceri/müsabaka
tekniği becerisidir. Ve eksikliği büyük ölçüde koordinatif özelliklerdeki
yetersizliğine dayalıdır. Bu sorun giderilmediği sürece ya da altyapı eğitimi
süreçlerinde çözümlenmediği sürece üst yapılardaki futbola ilişkin teknik ve
taktik hareket becerilerinde “ideal beceri” denilen oyunun gerektirdiği durum
ve koşullarda gerekeni gerçekleştirebilme becerisi düzeyi asla arzu edilen
düzeylere çıkamayacaktır.
Üst
yapı seviyesindeki oyuncularda telafi edilmesi pek mümkün olamayan bu
özellikler, söz konusu futbolcuların sistemden elenmelerine veya sadece
kondisyonel özelliklere dayalı futbol oynamalarına neden olmaktadır.
Oyun
anında oyuna farklı boyut getirebilme ya da oyunda durmadan değişen durumlara
uyum sağlayabilme birçok etmene bağlıdır. İşte bu etmenlerin gizemi algısal
motor gelişim temelli koordinatif özellikleri oluşturan bileşenlerde gizlidir.
Bu
kadar önemli olan algısal motor gelişim temelli koordinatif özellikleri
oluşturan bileşenlere(yetilere) bakıldığında söz konusu bu özelliklerin futbol
oyunu için ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmaktadır. Futbol altyapı eğitimi
süreci için bu özelliklerin gelişimi öyle ki; altyapı eğitiminin kendisini
oluşturmalıdır.
Koordinatif
özelliği oluşturan bileşenler;
Kinestetik Ayrımlama
(Bedensel Algı Yolu İle Ayırt Etme
Yetisi)
Kas
ve kirişlerden gelen bilgilendirmeler bir hareketin yapılmasına ilişkin
farklılaştırmalara neden olur. Çocuğun
bu bilgilendirmeleri algılaması ve hareket tekrarlarında farklılaştırma
yapabilmesi için bildirimleri algılayabilmesi şarttır. Bunun için vücudun veya
vücudun bir bölümünün söz konusu hareket için birçok kez değişik şekillerde kullanılmış
ve her defasında içsel bir geribildirim yaşanmış olmak gerekir.
Farklılaştırma
hareketlerdeki beceri kalitesine ilişkin bir gelişim özelliğidir. Hareketi
bedensel olarak duyumsama/hissetme önemli bir koordinatif özellik bileşenidir.
Çok küçük yaşlarda oluşmalıdır. Motor öğrenmelerde öğrenme düzeyini etkileyen
söz konusu bedensel ayrımlama algısı, bedensel algı gelişimi ile birlikte
başlar ve okulöncesi ve ilkokul dönemlerindeki koordinasyon gelişiminin
temelini oluşturur.
Futbol
altyapı eğitiminde temel teknik becerilerin gerçekleştirilmesinde düzeltme ve
iyileştirmelerin nedeni antrenör değil aslında çocuğun kendisidir. Bunun nedeni
çocuğun hareket anında ve sonrasında hareketi gerçekleştirme anında bedeninden
gelen sinyalleri hissedebiliyor olmasıdır. Antrenörün doğru hareketi göstermesi
önemlidir fakat asıl önemlisi çocuğun doğru hareketi vücudu ile hissedebiliyor
ve bunun sonucu düzeltme eğilimine giriyor olmasıdır.
Doğru
hareket vücut hissinin bir sonucu olduğu kadar, gerçekleştirilen doğru bir
hareket vücut hissi ile örtüştüğünde söz konusu beceri öğrenilmiş beceriye
dönüşmektedir. Eğitim açısından yapılması gereken ise çocuğun hareketi beceriye
dönüştürecek gelişim düzeyini aşmayan hareket deneyimlerine ortam hazırlamak ve
deneyimlerini kullanarak hareketi farklılaştırmasını sağlamaktır. Çocuğun
eğitim anında kendisiyle ilgili olmasını sağlamak (içsel gerbildirim
mekanizmasını kullanmasına izin vermek) demektir. Sürekli dışsal uyaran ve
yönerge sanıldığı kadar yararlı bir eğitimci davranışı değildir.
Mekan Uyumu/Oryantasyonu
(Boyutsal Yön Belirleme Yetisi)
Hareketlerin
en, boy ve yükseklikten oluşan mekansal boyuta göre gelen bilgiler ışığında gerçekleştirilmesi
ve yönlendirilmesi esasına dayanan bir yetidir. Futbol ile ilgili olarak sahada
durulan konum ve sahanın eni ve boyu ile ilgili beden konumlandırması temel
teknik becerilerin ve taktik davranış becerilerinin yönlendirilmesini ve
seçilmesi üzerinde etkilidir.
Örneğin
bazı oyuncuların sahayı çok iyi görmeleri, bulundukları konumun farkında
oluşlarından kaynaklanmaktadır. “Sahayı geniş görme” özelliği olarak
nitelendirilen ve oyunculuk kalitesinde çok önemli bir nitelik olan bu
becerinin temeli kişinin koordinatif özellikleriyle ilgili olan mekan
oryantasyonu yetisinin gelişmiş olmasıyla doğrudan ilişkilidir.
Sahanın
(mekanın) ilgili bir bölümünü etkili kullanan ya da sahanın bütün bölümünü
etkili kullanan oyuncuların temel teknik ve taktik becerilerdeki davranışlar
genel olarak anlamlıdır. Yani davranışları genel olarak amaca daha uygun
davranışlardır. Bu davranışlardaki anlamlılığın nedeni daha çok mekanın
(alanın) farkında oluş, alanın(mekanın) gereğini yapma isteği ve eylemliliğine
neden olmaktadır. Bazı oyuncuların temel teknik becerileri amaca uygun
kullanmada veya taktik becerilere ilişkin doğru davranışları yerine getirmede
anlamsız gelebilecek davranışlar sergiliyor olmalarının bir nedeni da
mekansızlık yani mekan algısı yetersizliği olabilir.
Mekan
algısı ve oryantasyonu ile ilgili yeti, önemli algısal motor bir yeti olup koordinatif
özelliğin gelişimi üzerinde çok etkilidir. Söz konusu bu yeti küçük yaşlardan
itibaren gelişmeye başlar. Futbol altyapı eğitiminde “alan farkındalığı” ile
ilgili eğitim etkinlikler bu yetinin futbola ilişkin olarak geliştirilmesine
önemli katkılar sağlayacaktır.
Örneğin
bir eğitim gününde ebatları farklı çok sayıda alanda gerçekleştirilecek
oyunlar, sınırlandırılmış alanda oyunlar, oyun içinde değişik oyun bölgelerinde
o bölgeye mahsus görevlendirmeler ve sorumluluklar vermeye dayalı oyunlar ile
top ayağında olan çocuğa oyun içinde veya etkinlik anında işitsel ve görsel
uyaranlar vererek topun yönergeye göre mekan (alan) içinde istenilen noktalara
kullanılmasını sağlayacak etkinlik ve oyunlar mekan algısı ve uyumu açısından
faydalar sağlayacak eğitim etkinlikleridir.
Mekan
uyumu ile ilgili yetinin geliştirilmesi adına çok önemli ve sürekli
gerçekleştirilmesi gereken eğitim etkinliklerinden birisi de oyun sahasının her
bölgesinde o bölgeye uygun temel teknik becerileri taktik davranış bütünlüğü
içinde yerine getirme ile ilgili çalışmalardır. Sahanın yanlarında, ortasında,
köşelerinde, rakip ceza alanı önünde, içinde, kendi ceza alanı önünde, içinde
lokal çalışmalar ile bir bölgeden diğer bölgeye geçiş çalışmaları mekan(saha)
oryantasyonu adına faydalı eğitim uygulamalarıdır.
Denge Yetisi
Denge
değişen koşul ve durumlarda pozisyonunu koruyabilme demektir. Koordinatif
gelişim özelliği için önemli bir yetidir. Ağırlık merkezi değişimleri ve
dayanma alanlarının darlığı nedeni ile sürekli bozulma eğiliminde olan vücudun
hareketleri yapabilmek için gereken pozisyonunu sağlayabilmesi yetsi olarak da
tanımlanabilir.
Çoğu
zaman gündelik yaşamda gereken kadar denge yetisi söz konusu ise de, psikomotor
etkinliklerde sergilenen motor davranışa ve davranışın niteliğine bağlı olarak
ihtiyaç hissedilen denge yetisi farklıdır. Bu anlamda koordinasyon özelliği
için belirleyicidir.
Futbola
ilişkin olarak geliştirilmesi, tek bir hareketten ziyade çok farklı
karakterdeki hareketlerin birleştirilmesine dayalı etkinlikler ile mümkündür.
Futbol
altyapı eğitiminde denge ile ilgili hareket becerileri olan eğilme, esnetme,
düşme kalkma, dönme, atlama konma, başlama durma gibi hareket becerilerinin yer
değiştirme ve nesne (top) ile birleştirilerek gerçekleştirilmesi, amaca yönelik
denge yetisinin geliştirilmesinde son derece etkili olacaktır.
8
yaşındaki bir çocuğun belli bir hızda dribling yaparken uyaran ile veya
uyaransız ani durması-360 derece dönmesi- topu vermesi tekrar alması etkinliği
denge yetisi ve geliştirilmesi açısından bir uygulama örneği olarak ifade
edilebilir.
Karmaşık Tepki Yetisi
Hareketlerin
daha önce yapılmış olmasına bağlı olarak ve/veya mevcut olan uyarı
durumlarından alınan sinyaller sonucu hareketlerin duruma uygun olarak en kısa
sürede tekrar gerçekleştirilmesidir. İçsel geribildirime/uyaran ile tepki
hareket arasındaki sürenin kısalığı tepki yetisinin gelişimi ile
ilgilidir.
Çocuğun
aynı hareketi benzer durumda da daha kaliteli yapmaya çalışması ile farklı
durumda durumun gerektirdiği gibi yapmasına yönelik etkinlikler bu yetinin
geliştirilmesine katkı sağlayacak uygulamalardır.
Ritm Yetisi
Öncelikle
hareketin akıcı ve aynı frekans boyutu tekrarına dayalı sürdürülebilirliğidir.
Buradaki öncelikli ve önemli davranış becerisi zamansal hareket ritmi /
hareketin ritmidir.
Hareketler
kendi içinde zamansal olarak bir dinamiğe sahiptirler. Bu zamansal dinamiğin
algılanması, kaydedilmesi ve uygulanabilir olması koordinatif özelliklerin
önemli bir bileşenidir. Bir hareketin ya da harekeler bütününün ritmik olması
görsel algılamaya uygun olarak da doğru yapılması demektir.
Ritm
yetisi aynı zamanda “zamanın farkında” olma yetisidir. Çünkü ritm
hareketlerdeki zamansal boyutu ifade eder. Zaman farkındalığı ya da algısı ritm
algısı demektir. Hareketlerdeki ritm aslında hareketleri zamansal boyut içinde
gerçekleştirmekten başka bir şey değildir.
Ritm
yetisini, futbol oyunu açısından temel teknik becerilerin kullanımındaki ritm
olarak düşünmek gerekir. Kesik kesik olmayan hareket becerileri ritm yetisi ile
ilgilidir. Belli zaman diliminde gerçekleştirilecek olan temel teknik beceriler
ile ilgili parkur çalışmaları ritm yetisinin geliştirilmesi açısından yararlı
etkinlik örnekleridir.
Koordinatif
Özellik İle İlgili Bileşenlerin (Yetilerin) Gelişimi; Analizatörler(Ayırıcılar)
Koordinatif
özelliklerin gelişmesini sağlayan tüm bu yetilerin oluşması (kinestetik
ayrımlama, mekan uyumu, denge, karmaşık tepki ve ritm) sensorik (duyusal)
öğrenme olarak tanımlanan bir sistemin işleyişi ile gerçekleşir.
Bu
sistem analizatörlerin (ayıraçların) çalışmasına dayalı bir sistem olup,
analizatörler sinyallerin informasyon olarak algılanmasını, kodlanmasını,
taşınmasını ve sentezlenerek işleme kararı alınmasını sağlayan
reseptörlerden(algılayıcılardan)oluşan bir yapıdır.
İşte
insan vücudunun çeşitli bölgelerinde bulunan bu algılayıcılar algıladıkları
bilgileri beyine gönderirler ve merkezi işlem sonucu
davranışlar/hareketler/beceriler dediğimiz motor öğrenmenin sistematiği olan
koordinasyon gelişir.
Bir
hareketin yönlendirilmesi ve şekillendirilmesinde (beceriye dönüştürülmesinde)
motorik koordinasyon denilen olgu, analizatörlerin etkinliğine bağlıdır.
Bir
benzetme ile ifade edilecek olursa bilgisayar sistemi ile donatılmış bir
otomobilin hareket eden ve etmeye neden olan motorundan, teker ve akslarından
ve ilgili diğer mekanizmalarından algılayıcılar ile elde edilen bilgilerin
bilgisayar merkezinde değerlendirilerek arabanın hızının, fren mesafesinin,
virajlardaki durumunun programlandığı şekliyle otomatik olarak ayarlanmasına
benzer.
- Kinestetik Analizatörler;
Koordinatif
özelliğin bileşenlerinden kinestetik ayrımlama ile ilgili analizatördür. Kas
kirişlerinde ve eklemlerde bulunan algılayıcıların(reseptörlerin)
ektremitelerin durumu ve etki eden kuvvetler hakkında topladığı bilgileri
iletmesine dayanır.
Futbol
altyapı eğitiminde ayağın top ile ilişkisinin ne kadar doğru olup olmadığına
ilişkin içsel geribildirimler bu algıyla gerçekleşir.
Topa
uygulanan güç ile ilgili kademelendirme algısının kaynağı kinestetik ayırt
edicilerdir. Topa uygulanan gücün ve top ile ilişkilerdeki yumuşaklığın ve
amortisör özelliğinin ne kadar önemli olduğu aşikardır. İşte bunların
sağlanmasına neden olan ilk aşama söz konusu bu algılayıcıların ayırt edici işlevselliğidir.
Top
ile ilgili hareketlerdeki kinestetik ayrımlamaya neden olan kinestetik
analizatörler ileri süreçlerdeki top ile ilgili hareket becerilerindeki
koordinasyon sorununu veya sorunsuzluğunu belirleyecektir. Bu algılayıcıların
derleyeceği ve göndereceği bilgi, çocukların topa hükmedebilme yeteneklerini
belirleyecektir.
Hafifliği
ve küçüklüğü açısından doğru top seçimi ve top ile temas etmeyi çokça sağlayan
etkinlikler yanında topu amaçlı kullanmayı yönelik hedef etkinlikleri bu yetiyi
uyararak geliştirecek etkinliklerdir.
- Taktil Analizatörler;
Derideki algılayıcıların o anki şekil ve yüzey
hakkında bilgileri iletmesine dayalı çalışır. Derinin teması (sıcaklık,
dokunsallık gibi) ile ilgili aktivitelerde etkin rol oynayan algılayıcılardır.
Dokunsal uyaranlar ile ilgili tepki vermeye dayalı etkinlikler bu
algılayıcıların etkin çalışmasını tetiklemektedir. Futbolda top teması ve çok
ender de olsa ikili teması gerektiren hareket becerilerinin gereği
bilinmektedir. Koordinatif özelliğin “karmaşık tepki” yetisi açısından önemli
bir algılayıcıdır.
Takım olma duygusunun oluşmasında, biz algısını
sağlayacak olan bu duyusal algılayıcı dokunsal grup oyunları ile uyarılmalıdır.
Bir etkinliğin çocukların birbirlerine dokunarak sürdürülmesi taktil
algılayıcıları aktive eder. Aynı zamanda takım olma duygusunun oluşmasından dokunsal
duyu algılayıcıların rolü (kutlama
sarılmaları) unutulmamalıdır. Sahanın ıslaklığı, sıcaklığı ya da soğukluğu gibi
dış etkenlere göre tavır ve davranışlar sergileme yine taktil algılayıcıların
ayırt edici işlevi ile ilgilidir.
- Statiko-Dinamik Analizatörler;
İç kulaktaki vestibüler bölümdeki bu algılayıcıların başın
hızlanması ve yönü ile ilgili bilgiler vermeye dayalı işlevi vardır. Dengeli
olabilme ve dengeli olabilmeyi sürdürebilme açısından önemli algılayıcılardır.
- Görsel Analizatörler;
Mesafe ile ilgili algı reseptörleridir. Farklı hareket
ve nesnelere ilişkin bilgi iletirler. Futbol oyununda rakip oyuncuya ilişkin
bir hareketinin ve mesafenin algılanıp ayırt edilmesi ve buna göre karşı bir
hareket devreye sokmanın futbol oyununda ne kadar önemli olduğu bilinmektedir.
Bunun yanı sıra topun hızının, açısının, yönünün çok iyi ayırt edilebilmesi top
ile ilgili hareketlerde sağlayacağı kolaylık hareketlerin beceri düzeyini
olumlu etkileyecektir. Yukarıdan sarkaç şeklinde asılı ve sağa sola ters olarak sallanıp duran nesnelere
çarpmadan aralarından topsuz ve top sürerek geçebilme etkinliği ya da hareket
halindeyken farklı yönlerden ve hızlarda atılan toplara müdahale edebilme
etkinliği bu algılayıcıların ayırt edici işlevini geliştirmek adına örnek
etkinlikler olarak ifade edilebilir.
- İşitsel Analizatörler;
Reseptörlerin ses ile ilgili bilgileri ayırt edip
merkeze iletmesi koordinatif özelliği geliştiren bir etki yaratmaktadır. Ancak
futbol oyunu açısından koordinasyon gelişimi üzerinde dans ya da ritmik
jimnastikte olduğu kadar etkili değildir. Ama çocukluk dönemlerinde bu tür
uyaranların ayırt edici olarak algılanmasına ve bu algıların merkeze iletilip
gerçekleştirilen harekete etki etmesini sağlayacak etkinlikler yapılmaması
anlamına gelmemelidir. Çünkü koordinasyon üzerinde etkili olan koordinatif yetilere
ilişkin tüm ayırt edicilerin her biri genel koordinasyon özelliğini olumlu
etkiler.
Farklı
işitsel uyaranlara dayalı farklı hareket biçimlemeleri, müzikal akış içindeki
farklı ritmleri ayırt etmeye ilişkin ritmik hareketler, farklı işitsel
yönergelere uygun asimetrik hareket etkinlikleri ve ritmik dans etkinlikleri genel
koordinatik özellik gelişimine olduğu kadar futbol oyunu ile ilgili oyundaki
koordinatif akıcılığa da olumlu etkisi olacak etkinliklerdir.
Futbol
Altyapı Eğitim Sürecinde Koordinatif Özellik Gelişiminde Kritik Yaşlar
Futbol
altyapı eğitim sürecinin özellikle ilk yılları koordinatif özelliğin ve bu
özelliğe ilişkin bazı yetilerin (koordinatif özelliğe ilişkin bazı
bileşenlerin) gelişiminde sıçramaların yaşandığı yaş dönemleridir.
Çok
iyi değerlendirilmesi gereken bir süreçtir. Futbol altyapı eğitim sürecinin
başlangıç dönemlerine denk gelen bu yaş dönemleri, tamamen koordinatif
özelliklerin geliştirilmesine yönelik eğitim etkinliklerine yer verilmesi
gereken yaş dönemlerini kapsar.
Gelecekte
kaliteli futbolcu adına ihmal edilmemesi gereken 8-12 yaş dönemi çocukları,
altyapı eğitiminin aslında en önemli yaş gruplarıdır. Ama ne var ki, altyapı
eğitiminin uzun bir süreç olması nedeniyle daha kısa süreçlerde sonuç alma
adına 13-14 yaşlarında başlatılan bir altyapı modeli ile karşı karşıya olunduğunu
da belirtmek gerekir.
Oysa
iyi gözlemlendiğinde ve incelendiğinde 13 yaşlarından itibaren üst yapılara
kadar uzanan süreçlerde yaşanan teknik ve taktik hareket becerilerine ilişkin
bazı problemlerin kaynağının 12 yaş ve öncesi koordinatif özellik ile ilgili
bazı yetilerin yeterince işlenmemiş ve gelişmemiş olmasıyla ilgili olduğu
görülecektir.
Koordinatif
özelliği oluşturan yetilerin sonradan geliştirilmesi tam olarak mümkün
değildir. Günümüzde üst yapılarda yer alan birçok futbolcunun kondisyonel
açıdan eksiklerini belli ölçüde giderme şansı ve olanağı olsa da, koordinatif
özellik açısından eksikleri giderme şansı ve olanağı yoktur. Çünkü kritik yaş
meselesi en çok koordinatif özelliği oluşturan yetilerin gelişmiş olması ve
olmaması üzerinde etkilidir.
Ulusal
ve uluslar arası düzeyde kaliteli futbolcular ve yıldız futbolcular iyi analiz
edildiğinde onların yüksek standartlarda olmasını sağlayan özellikleri
öncelikle top ile ilgili hareket becerilerindeki mükemmelliktir. İşte bu
mükemmellik psikomotor gelişim diye adlandırılan motor öğrenmelerin en iyi
düzeyde gerçekleşmesi tamaman koordinatf özelliği oluşturan yetiler ile
ilgilidir.
Günümüzün
futbol idolü olan Messi, iyi analiz edildiğinde, onun kuvvet, dayanıklılık
hatta sürat açısından birçok futbolcudan daha iyi olmadığı görülecektir. Ama
top ile ilgili hareket becerilerindeki mükemmellik konusunda dünyanın en iyisi
olduğu kesindir. Messi’nin top ile ilişkili hareket mükemmelliği onun top ile
ilgili hareketlerdeki kinestetik ayrımlama algılayıcılarının, top ile ilgili
denge algılayıcılarının, top ile ilgili mekân oryantasyonu algılayıcılarının,
top ile ilgili karmaşık tepki algılayıcılarının ve top ile ilgili ritm
algılayıcılarının daha gelişmiş olmasıyla ilgisi olduğu muhakkaktır.
Algılayıcılar ya nicel ya da nitel olarak daha gelişmiş olabilir. Buna ilaveten
bu algılayıcılardan gelen bilgileri işleme ve en doğru motor cevabı/çıktıyı
verme ve bu cevapların daha önceden kaydedilmiş olması söz konusu futbolcunun
diğerlerinden üstünlüğünün biyolojik açıklaması olabilir.
Elbette
bu üstünlüğü sağlayan ve mükemmel olmayı getiren söz konusu biyolojik
mekanizmaların bir kısmı doğuştan gelse de herkeste doğuştan gelen aynı
mekanizmalar söz konusudur. O halde farkı yaratan bu mekanizmaların kritik yaş
dönemlerinde doğru etkinlikler ile uyarılmış ve geliştirilmiş olmasıdır.
Genel
olarak herkes iyi futbolcu olur. İyi futbolculuk doğuştan getirilen bir yetenek
değil, doğuştan getirilen yetilerin işlenmesine (çalıştırılmasına-öğrenmeye)
dayalı yetenekli olma durumu yani yeterlilik kazanma durumundan başka bir şey
değildir.
Kritik
yaşlar;
Genel
olarak koordinatif verimlilik artışı gelişimi 7-11 yaş arasındaki 4-5
yıllık süreçte yüksek bir atılımla gerçekleşir. 8-10 yaşlarında atılımlı bir
gelişim gösterir. Bilindiği üzere bu yaş dönemleri futbol altyapı eğitiminin
temel gelişim dönemi olarak adlandırılan sürecin tamamı demektir. Yarışma ve
kazanmaların değil, eğlenme ve öğrenmelerin, tek bir alana değil çok yönlü
alanlara yönelik eğitim etkinliklerinin gerçekleştirilmesi önemli bir
gerekliliktir.
Koordinatif
özelliği oluşturan yetilerden birisi olan karmaşık tepki yetisi 7-11
yaşlarında en büyük gelişim seyrine sahiptir. 7-18 yaşlar arası uzun yıllar
boyunca yavaşlayarak ve artarak gelişen bir biyolojik mekanizma 16 yaşında
tekrar bir gelişim atılımı gösterir. 7-11 yaş dönemlerinde ve tüm altyapı
eğitimi boyunca bu yetinin işlenebilmesi adına topsuz ve top ile ilgili
hareketin öğrenilmesinde farklı durum ve boyutlarda sınamalar ve denemeler
karmaşık tepki yetisinin gelişimi açısından önem taşımaktadır.
Ritm
yetisi ve ritm yetisinin
geliştirilmesi açısından 7-11 yaş dönemi önemli bir süreci ifade etmektedir.
8-9 yaş müthiş bir yaş dönemidir. 11-15 yaşlarında oransal bir gelişim artışı
gösteren ritm yetisi 15 yaşlarında zirve noktaya ulaşır. Ritmik hareket
çalışmaları ve hareketlerde ritm etkinlikleri vazgeçilmez eğitim etkinlikleri
olmalıdır. Top ile ilgili ritmik hareketler ya da top ile ilgili hareketlerin
ritmi bu yaşlarda edinilmelidir. Ancak bu futbol temel teknik becerilerini
mükemmel kılma adına tekrar çalışmaları anlamına gelmemelidir. Buradaki ritmik
hareketler/hareketlerin ritmi genel(temel) hareket becerilerindeki akıcılık
anlamına gelmelidir. Örneğin, top ile
veya topsuz olarak aynı hız ve aynı adım frekansında koşma veya top sürme ya da
top sürerken iki adımda bir top temas, üç adımda bir temas etme uygulamalarında
olduğu gibi.
Kinestetik
ayrımlama yetisi açısından
bakıldığında ise 8-10 yaş arasında bu yetinin çok büyük gelişim sıçraması
yaptığını görülmektedir. 10-13 yaşlarında ise zirveye ulaşan bir gelişim seyri
söz konusudur. Bu yaş dönemine denk gelen süreçte çocukların çok kolay
öğreniyor olmalarının bu yetinin gelişim seyri ile ilgili olduğu
düşünülmelidir. Çocukların motor öğrenmelerdeki hızı ve kalitesi, top ile
ilişkilerdeki artan beceri düzeyleri dikkate değerdir. Kinestetik ayrımlama
yetisinin gelişmesi adına planlanacak etkinliklerin içeriği çocuğun
gerçekleştirebildiği hareket becerilerini sürekli farklılaştırmasını sağlamak
üzere kurgulanmalıdır. Hareket çeşitliliği, hareket dağarcığı açısından çok önemlidir.
Hareketleri doğru yapmaya dayalı içsel farkındalık anlamına gelen ayrımlama,
ayırıcıların işlevselliğinin bir sonucudur. Algılayıcıların ayırıcı özellikleri
ne kadar çok aktive edilirse motor davranışların öğrenilmesi ve kalitesi o kadar artmaktadır.
Örneğin
iki nokta arsındaki mesafede topun en kısa sürede taşınmasına ilişkin top sürme
davranışının çocuğun kendi bedeni ile ilgili aldığa bilgilere dayalı olarak
farklılaştırılmasını/geliştirmesini sağlamak gerekir. Farklı zeminlerde ve
farklı toplar ile gerçekleştirilecek etkinlikler kinestetik ayrımlama yetisi
ile ilgili kinestetik ayırt edicileri daha işlevsel hale getirmek demektir.
Aynı becerinin farklı durumlarda gerçekleştirilmesi, farklı koşullarda
gerçekleştirilmesi ayırt edicilein uyarılması demektir.
Mekân
oryantasyonu yetisi 7-9 yaşlarında
sıçramalı bir gelişim, 10-12 yaşlarında devam eden bir gelişim izler. 13-16
yaşlarında tekrar sıçrama gösterir. Mekân oryantasyonu ya da boyutsal yön
belirleme yetisi ileriki performans verimliliğine etkileri çok olacak bir
yetidir. Genelde iyi olarak tanımlanan tüm futbolcuların sahip olduğu
gözlemlenen bir koordinasyon yetisidir. Çocuğun hareketlerdeki becerisi
kendisinin mekân içindeki konumunu hissetmesi ile doğru orantılı olarak artar.
Nesnenin ve kendisinin ilişkisi aynı zamanda bir mekân ilişkisidir. Nesnenin
daha iyi algılanması kendi bedeni ile nesnenin konumlandırılması ile mümkündür.
Bu nesnenin daha iyi algılanmasını ve dolayısı ile nesne ilişkisinin daha iyi
kurulabilmesini sağlar. Bu bir avantajdır. Çok daha önemlisi mekân oryantasyonu
kendini bir mekandan(bölgeden) başka bir bölgeye taşımayı kolaylaştırma ve bunu
anlamlı bir şekilde yapabilmeyi sağlar. Bunun oyun içinde taktik davranışlar
üzerinde etkisi büyüktür. Yine topu anlamlı kullanılması denilen davranış topun
en uygun kişiye atılması yanında topun en doğru yere/bölgeye atılması demektir
ki tamamen boyutsal yön belirleme/mekân algısına dayalı bir beceridir. Futbol
altyapı eğitimi sürecinin başında mekân algısı ile ilgili etkinliklerin geniş
ve uzun olmayan oyun alanları mekan oryantasyonu açısından gerekli olurken çok
küçük oyun alanları da sıkıntı yaratır. Bu yaş dönemlerine yönelik mekân
oryantasyonu için ideal oyun alanları yorulmaya neden olmayacak kadar büyük,
tüm alanı kullanmayı sağlayacak kadar küçük olmalıdır. Sonraki süreçlerde ise
bölge alan çalışmaları bu yetinin yaş dönemine uygun etkinlikleridir.
Denge
yetisi 7 yaşlarından itibaren
gelişmeye başlayan 11 yaşına kadar artış gösteren ve 11-15 yaşlarında ise en
iyi gelişim düzeyine ulaşan denge yetisi koordinatif özelliğin belirleyicisi
olan diğer önemli bir bileşendir. Dinamik denge hareketleri futbol oyunu için
daha önem taşıyan hareketlerdir. Öncelikle altyapı eğitiminin ilk dönemlerinde
vücudun tamamını hareket halindeyken kontrol edebilmeye yönelik hareket becerilerinde
mükemmelleştirme sağlanmalı sonraki süreçlerde ise, top ile ilgili hareket ve
hareket birleştirmelerinde vücudu kontrol edebilme, yönetebilme mükemmelliği
geliştirilmelidir.
ALGISAL MOTOR YETENEKLER
Algısal
motor yetenek (yetiler) yukarıda ifade edilmeye çalışılan koordinatif özelliği
oluşturan bileşenleri ve onların gelişimini ifade etmektedir. Algısal motor
gelişim (algıya dayalı hareket gelişimi) koordinatif ilgili bileşenlerin
doğumdan itibaren gelişimidir.
Biyolojik sistematiği aşağıdaki şekilde işlemektedir.
duyusal girdi-duyusal alıcı-merkezi işlem-hareket
Burada
ilk etapta girdilerin algılanması yani alıcıların iyi çalışıyor olması oldukça
önemlidir. Söz konusu girdilerin alınıp beyine iletilmesi de, merkezi işlem
denilen değerlendirme ve karar verme, verilen kararı kaslara iletme ve kasların
verilen görevi yerine getirmesi süreçleri de bir o kadar önemlidir. Her bir
süreç ile ilgili tüm aşamalardaki yeterlilik düzeyi, hareketlerdeki çabukluğu,
kaliteyi, gerektiği yerde, gereken koşulda ve gerektiği şekilde
gerçekleştirilmesini belirlemektedir. Sistemin her hangi bir yerindeki işleyiş
yavaşlığı (gelişim eksikliği), hareketlerin bir şekilde gerçekleştirilmesinde
bir problemin nedenidir.
Algısal
sürecin hareketlerden bağımsız olarak gelişebileceği, ama hareketlerin algısal
süreçlerden bağımsız olarak gelişemeyeceğinin bilinmesi gerekir. Onun içindir
ki, spor alanında söz konusu algısal süreçlerin ve algısal süreç ile ilgili tüm
biyolojik mekanizmaların çok iyi geliştirilmesi şarttır.
Algısal
süreçlere dayalı hareket ve hareket becerilerin geliştirilmesi, söz konusu
sistematiğin işlevselleştirilmesi anlamına gelmektedir. Bunun içinde sistemin
işleyişin sağlayacak yaş düzeyine uygun ilgili etkinliklere olabildiğince çok
yer vermek gerekir.
Duyusal
alıcıların gelişimi, merkezi işlemin (beyin-biliş sistemi) gelişimi, kasların
gelişimi için gereken şey sinirsel büyüme ve olgunluktur. Sinirsel büyümeye ve
olgunluğa uygun olan etkinlikler ise hareket becerilerinde mükemmelleşmeyi
sağlar.
Temel Algısal Faktörlerin Gelişimi
Algısal
faktörlerin ve algısal motor yetinin gelişmiş olması koordinatif özelliğin
gelişimini belirleyeceğini unutmamak gerekir. “İyi futbolcu” olabilmenin
biricik koşulu olan koordinatif yetilerin geliştirilmesi “yetenekli oyuncu”
yetiştirmek anlamına gelmektedir.
Günümüzde altyapılara alınacak 12 yaş öncesi çocukları “yetenek seçimi”
adı altında güçlü ve iri çocuklardan değil koordinatif yetileri gelişmiş
çocuklar arasından seçmek gerekir.
Yetenek
denilen şey koordinatif yetilerin futbola özgü hareket yeterliliğine dönüşmesinden
başka bir şey değildir. Dolayısı ile “yetenekli” çocuk yoktur, yetenekli hale
gelen çocuklar vardır.
Yetenekli
hale getirmek “altyapı eğitiminin” var olma nedenidir. Ya da altyapı eğitimi
yetenekli çocuk seçmek değil, yetenekli hale getirmek demektir.
Bunun
için yetileri gelişmiş çocuk seçmek ve yetileri futbola özgü geliştirerek
futbol yeteneği olan çocuklar yetiştirmek birbiri ile çok ilgili şeylerdir.
Temel Algısal Yetiler;
- Görsel algılama
- İşitsel algılama
- Dokunma, Tad alma, Koklama algısı
- Kinestetik (Devin-Duyum) algı
*Bedenin farkında olma
*Uzaysal farkında olma
*Yönelimsel farkında olma
-yansallık
-yönsellik
*Zamanın farkında olma’dır.
Söz
konusu bu algısal yetilerin gelişimleri doğumdan itibaren başlar. Bu gelişimsel
işleyiş algısal faktörlerin gelişmesiyle hareket gelişiminin etkilenmesi,
hareket gelişimlerinin etkisi ile algısal gelişim şeklinde karşılıklı ilişki
biçiminde gerçekleşir.
Dolayısı
ile futbol altyapı eğitim sürecinde algısal faktörler geliştikçe futbola
ilişkin hareketler, futbola ilişkin hareketler geliştikçe algısal faktörlerin
futbola ilişkin işleyişi ve gelişimi artar. Ama gelişimin geldiği bir nokta/
düzey ve bu gelişimler için kritik yaş dönemleri vardır. Bu konu koordinatif
yetilerin gelişimi ile de ilgili olarak ifade edilmişti.
Sağ
veya sol kanattan oldukça hızlı bir şekilde hareket halindeyken istenilen
noktaya orta yapamayan bir üstyapı futbolcusunu ne kadar antrene ederseniz
ediniz o ortalar hiç bir zaman ideal ortalar olamayacaktır. Çünkü sorunun
kaynağı algı-motor temelli koordinatif yetilerin gelişmemiş olmasıyla
ilgilidir. Ve kötüsü orta yapamayan oyuncu söz konusu hareket becerisi açısından
geçmiş dönemlerin bir yerinde kalmış demektir.
Futbol
altyapı eğitimini ilgilendirdiği kadarı ile teme algısal yetilere ve gelişimine
kısaca bakmak gerekirse;
Görsel
algılama ile ilgili
olarak söylenecek şey, hareket eden topun ve rakibin algılanmasının oyun
yeterliliğini ve verimini etkileyeceğidir. Topun ve rakibin hareketini algılama
topun ve rakibin zamansal ilişkisini kurmayı ve hareketleri buna paralel
gerçekleştirebilmeyi etkiler. Topun durumu ve hareketi görsel bir uyarandır. Bu
uyaranın yön, mesafe ve zaman ile ilgili olarak algılanmasındaki yüksek düzey
top ile ilgili hareketleri olumlu olarak etkiler. Hareket eden nesneleri doğru
algılama ve değerlendirme yetisinin yaşa bağlı olarak geliştiği, futbol altyapı
eğitimine başlama yaşlarından itibaren 10 yaşlarına değin oldukça iyi noktaya
geldikleri ya da gelmeleri gerektiği bilinmelidir.
İşitsel
algılama yetisi 8-10
yaş dönemindeki çocukların aynı seslerdeki farklılıkları iyi derecede
ayrıştırabildikleri bu yetinin 13 yaşına değin geliştiği bilinmektedir. Bu algı
gelişimi futbol ile olan hareket becerileri ilişkisi sınırlıdır. Ancak ritm
yeteneği ve hareketlerin ritmik olarak gerçekleştirilebilmesinde iç ritmi
uyaracak dışsal bir etken olarak yararlanılabilecek algısal bir faktördür.
Kinestetik (Devin-Duyum) algı yetisi,
motor öğrenme alanı ile ilgili olarak hareket gelişimi ve hareketlerin giderek
artan çeşitlilik ve kalitede beceriye dönüştürülmesinde rol oynayan çok önemli
algısal bir yetidir. Bu yeti çocukların bedenlerini, bedenlerinin bölümlerini,
ekstremitelerini ve bunların hareket yeterliliklerini fark etmeyi, ayrıca
bunlar aracılığı ile çevreyi ve çevredeki nesneleri fark etmelerini
sağlamaktadır. Daha sonraki süreçte bedeninin ve bölümlerinin verimliliğinin
algılanması ve bu bilginin işlenmeye başlaması ile bedenin ve bölümlerinin
artan bir doğrulukta kontrol edilmesini ve amaca uygun kullanılmasını
sağlayacaktır. Böylece bedensel bir faaliyet olan hareketler ve hareketlerdeki
beceri giderek artacaktır. Vücudun top ile ilgili ilişkilerindeki
fonksiyonlarını fark etmeye başlama, top ile ilgili hareketlerin belli bir süre
sonunda top ile ilgili hareket becerilerine dönüşmesi hep fark etme/algılama
ile başlayan değişimlerdir. Bu fark ediş/algılamalarda yoğun olarak rol alan
kinestetik algılayıcılar/ayırt ediciler vücudun çeşitli bölgelerinde yer alan
kas iğciği, golgi tendon, vestibular v.b
algılayıcılar sayesinde gerçekleşir. Bu algılayıcıların gelişmesi ve
işlevselleşmesi hareketlerin beceriye dönüştürülmesindeki ön koşullardır.
Uzaysal
(Uzamsal) farkında olma algısı da beden algısının bir uzantısı olup mekân
oryantasyonu (boyutsal yön belirleme) olarak da tanımlanır. Daha önce bu
yetiden koordinatif yetiler başlığı ile söz edilmiş olup, futbol oyunu
açısından önemli bir algı-motor gelişim yetisidir. Futbol açısından
geliştirilmesi gereği daha çok nesne olarak topun, kendi bedeninin ve rakip
oyuncuların oyun alanında konumlandırılmasıyla ilgilidir. Bu konumlandırma
algısı ne kadar doğru yapılırsa hareketlerin anlamlı şekilde gerçekleştirilme
düzeyi artar. Hareketlerin anlamlı olması demek hareketlerin amaca uygun
gerçekleştirilmesi demektir ki; beceri koşullarından birisi de budur.
Yönelimsel
farkında olma (yön duyarlılığı) nesnelerin çevredeki yönünün algılanması yani
nesnelerin yönünün farkında olunmasıdır. Daha çok nesnelere (topa) yön
verebilme ile gelişmektedir. Yön duyarlılığının veya yönelimsel farkındalığın
futbola ilişkin görünümü yönsellik algısı ile ilgili olarak oyun alanı içinde
bedensel olarak kendini konumlandırma farkındalığıdır. Sağ-sol, ön arka, önünde
ardında, arasında olduğunun farkında olunması gibi. Yönsellik farkındalığı
algısının önemi, özellikle orta alan oyuncuları açısından son derece önemlidir.
6-12 yaşlarında gelişen bir algısal yeti olan yönsellik top ile ilgili hareket
becerilerinde, topu saklayabilme özelliğini sağlayan yetidir.
Yansallık
algısı ise vücudu ve vücudun sağının solunun kullanımı tercih algıları ile
ilgili olup futbol oyunu açısından ideal yansallık algısının ve buna bağlı
olarak gelişecek tercihin ayakların her ikisini de kullanabilmeyi algılamayı
sağlayacak şekilde gerçekleştirilmesidir. Yansallık algısı ve tercihi daha
önceden yapılmış olsa da, futbol altyapısı eğitiminin ilk yıllarında çift yönlü
yansallık algısının geliştirilmesi mümkündür. Bu söz konusu çocuğun sahanın
bütün yönlerinde ve bütün yönlerine doğru aynı beceri düzeyi ile oyun
oynayabilme yeterliliğini olumlu etkileyecektir.
Zamanın
farkında olma, çocuklardaki zaman kavramı ve zaman algısı gelişim ile ilgili
bir yetidir. Bu farkındalık koordineli ritmik hareketler için gereken zaman
mekanizmasının algılanmasına dayanır. Futbol oyunu açısından zaman farkındalığı
oyun gereklerinin ritmik olarak gerçekleştirilmesi demektir ki bu da
hareketlerdeki koordinasyonun bir ifadesidir. Bunu oluşturmanın yollarından
birisi, hareketlerin zaman dilimlerine bağlı olarak gerçekleştirilmesinin
sağlanmasıdır. Çünkü zamansal boyut ile gerçekleştirilen hareketler ritmik
hareketlerdir. Dolayısı ile bu hareketler koordinatif hareketlerdir.
Koordinatif hareketler ise beceri düzeyi yüksek hareketlerdir. Ritmik top aktiviteleri, sallanan toplar
arasında çeşitli etkinlikler, belli süre içinde hareket serileri, belli sür
içinde sonuçlandırma etkinlikleri zamanın farkında olma algısını geliştirecek
etkinliklerdir.
Konu ile ilgili son söz;
Futbol oyunu öncelikle algısal motor gelişimle başlayan
koordinatif özelliklere dayalı hareket becerileri üzerine şekillenen bir
oyundur. Koordinatif özelliği oluşturan yetilerin gelişim seyri okulöncesi
dönemde başlayan ve 7/8-12 yaşlarında neredeyse doruğa ulaşan bir yaşam
sürecini içerir. Futbol altyapı eğitimi sürecinde 8-12 yaşları gelecekte “iyi
futbolcu” olmanın temelleri olan koordinatif özelliklerin geliştirilmesi için
sihirli yıllardır. Bu yaşlardan sonra “gelecek vaat eden futbolcu” adayı bulmak
ya tesadüf ya da şanstır.