Bir
insan anne karnında başlayan hareket etme yetisi ve yetinin hareket
becerilerine dönüştürülebilmesi 15’li yaşlarda doruk noktaya ulaşır.
Yani
bir kişi 15 yaşlarına kadar (artı eksi 1 yaş) genetik özelliklerinin de izin
veriyor olması koşulu ile futbola ile ilgili bütün teknik becerileri
mükemmeliyet ölçüsünde yapabilecek duruma gelir.
Bu
15 yıllık sürede belli dönemler ve bu dönemlere ilişkin belli evreler vardır.
İşte bu dönem ve evrelerde yaşanmış olması gereken deneyimler eğer yaşanmamış ise,
içinde bulunulan yaşta bunları telafi etme olanağı olsa dahi ulaşılabilecek
maksimum düzey asla olması gereken maksimum düzey olamayacaktır. Bir kişi 15
yaşlarından sonra kazanabileceği ve gerçekleştirebileceği beceriler ne olursa
olsun asla kendisinin gelebilme potansiyeli olan en son düzeye gelebilmeyi asla
başaramayacaktır.
Örneğin
3-7 yaş süreci dış uyaranlardan ve bu uyaranlara tepki vermekten mahrum olarak geçirilmiş,
temel hareket becerilerini gerçekleştirebilme olanağı veren çocuk oyunları ve
etkinliklerinden uzak sürdürülmüş ise bu durum 8-9 yaşa büyük ölçüde olumsuz
yansıyacaktır. Bu olumsuz durumun 8-9 yaşlarda telafisi belli ölçülerde mümkün
olsa dahi 8-9 yaşlarda gelinmesi gereken düzeye ulaşılmış olmasını
engelleyecektir. Bu süreç 10-11 yaşlarda gerçekleşmesi gereken spora ilişkin
başlangıç becerilerinin ve yüksek enerjili oyun oynama isteğinin ve
hareketliliğinin yaşanamayacağı anlamına gelmektedir. Bu koşullarda çok yönlü
genel hareket becerilerinin spor branşlarına yönelik hareket becerilerine
transferleri gerçekleşmemesi anlamına gelmektedir. 12 yaşa gelindiğinde
karşımıza “yeteneksiz” diye tanımlanan ya da “yetenekli ama” diye başlanan ama
teşhisin bir türlü koyulamadığı çocuklar çıkacaktır. Oysa çoğu zaman teşhis bellidir. Teşhis “temel
ve özelleşmiş hareket becerilerine” ilişkin motorik formasyon yetersizliğidir.
Günümüzde
20’li yaşlara gelmiş olmasına rağmen birçok gencimizin çoğu temel hareketleri
9, 10, 11, 12 yaş düzeyi beceri seviyesinde gerçekleştirememektedirler. Bunun
nedeni psikomotor gelişim açısından geçmişteki yaş dönemi ve evrelerinde kalınmış/takılmış
olunmasındandır. İşte söz konusu 20’li yaşlardaki bu gençler ciddi bir “hareket
gelişimi eğitimi programına” alınsalar dahi asla 15’li yaşların hareket beceri
düzeyine ulaşamayacakları gibi kendi 15 yaşlarının potansiyel doruk noktalarına
ulaşamayacaklardır.
Geçmiş
hareket gelişim dönemlerini verimli geçirmemiş olduğunu var saydığımız bir
gencin 15 yaşını geçmemiş olmasına karşın telafi programlarına katılsa dahi
ulaşabileceği maksimum hareket becerisi düzeyi, geçmiş dönemleri verimli olarak
geçirmiş olduğunu varsaydığımızda ulaşmış olacağı düzeye ulaşmayı asla sağlamayacaktır.
Örneğin,
daha önceki hareket gelişim dönemlerini verimli geçirmiş 11- 12 yaşlarında
çocuklar ile daha önceki hareket gelişim dönemlerini verimli geçirmemiş 11-12
yaşlarında iki grup çocuğu aynı koşullarda bir futbol eğitimi programına tabi
tuttuğunuzda elde edilecek öğrenme düzeyi farkı ve bu öğrenme düzeyine ulaşma
zamanı inanılmaz farklılıklar gösterecektir.
Futbol
eğitimi açısından bu durumu şu şekilde de ifade etmek mümkündür;
3-7
yaş dönemi boyunca yaşının gerektirdiği temel hareketleri yeterince
gerçekleştirme imkânı bulamadan geçirmiş olan bir çocuk, yani; çocuk oyunları
oynamadan, okulöncesi hareket eğitimi etkinliklerine katılmadan, oyun
parklarında, kum havuzlarında, dağda bayırda, suda, çamurda zaman geçirmeden,
vücudunu kullanma ve kontrol etme çabaları göstermeden geçirmiş bir çocuk
demektir. Böyle bir çocuğun 8 yaşına geldiğinde altyapı eğitimine alınıp
geçmişe ilişkin hareket becerilerinin telafisi belli ölçüde mümkün olsa dahi,
yaşının gerektirdiği düzeyin doruk noktalarına getirilmesi asla mümkün
olamayacaktır. Çünkü geçmiş yaş
dönemlerine ilişkin psikomotor gelişim eksiklikleri yaşının gereği
gerçekleştirilmesi gereken hareketleri oyunlara yönelik kullanımına izin
vermeyecektir. Bu nedenle de 8-9 yaşındaki bir çocuğun genel hareketlilik ve bu
hareketliliği amaca yönelik kullanma ihtiyacı içinde olması da mümkün
olamayacaktır. Bu durumdaki bir çocuğun 10-11 yaşlarına geldiğinde
basitleştirilmiş koşullarda dahi futbol oyunları oynaması asla olması gereken
düzeyde olamayacaktır.
Bir
çocuğun psikomotor gelişim ile ilgili (hareket gelişimi ile ilgili) önemli dönemleri
ve bu dönemlerde çok ama çok önemli dönüm noktaları vardır. Bu altı çizilmesi
gereken bir konudur. İşte bu dönemler ve dönüm noktaları (kritik dönemler)çok
iyi değerlendirilir ise çocuklar potansiyellerinin doruk noktalarına ulaştırılabilirler.
Sonraki süreçlerde ve özellikle performans dönemi dediğimiz 15 yaş sonrasındaki
sürecin daha verimli olması buna bağlıdır.
Uterus içi 4 ay ile 4 ay-1 yaş
Çocukların
refleks hareketler aracılığı ile yaşamını sürdürdüğü ve 4.aydan itibaren
reflekslerin ortadan kalkmaya başladığı evredir. Refleks hareketlerin var
olması gereği hayati bir durumdur. Ama 1 yaşına değin refleks hareketlerin
yerini istemli hareketler bırakması gereği de o kadar önemli ve hayati bir
durumdur. Geleceğin sporcuları adına burada yapılacak tek şey çocuğun sağlıklı
olması gereğinden başka bir şey değildir. Bu bir yıl bebeğin ellerini,
kollarını, bacaklarını ve olabildiğince vücudunu önce refleks hareketler, sonra
da istemli ama güdüsel bir şekilde hareket ettirmeye çalışması ve bu imkanın
ona sağlanması son derece önemlidir. Bu imkanı bulamayan çocuklar (hastalıklar
ve patolojik bozukluklar nedeni ile) 1 yaşın sonlarına doğru ulaşmaları gereken
ilk önemli dönüm noktalarından birisi olan “ilkel hareketler” dönemine geçiş
yapamazlar ya da yaşdaşlarına göre daha geç kalırlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder