2 Haz 2018

ALTYAPI VE INİESTA


Böyle futbolculara ülke ve toplum olarak sahip olmak ne onur verici bir şey...

Düzgün, duygusal, romantik, sevecen, narin, işini iyi yapan, kompleksiz ve hayatı iyi kavrayan.. Her haliyle ticari futbol çölünde açan güzel bir çiçek gibi... Her haliye ideal bir "insan"...

Ineasta 20 mayıs akşamı oynadığı son lig maçı ile, tam 16 yıl önce A takım ile ilk kez müsabakaya çıkmış olduğu Nou Camp stadına veda etti..

Ama aslına bakarsanız bir türlü edemedi...

Herkes gitti... O kaldı.... Nou Capm'ta tek başına... Yürüdü, oturdu, ağladı, ayakkabıllarını çıkardı.... Yalınayak yürüdü.... Ve hesaplaştı... Muhtemelen bu hesaplaşmada alacak ve verecek çıkmadı ama bir ömrün neredeyse üçte birinin muhasebesi çıktı..

Velhasıl Iniesta iki saati bulan "yalnızlığın vedasında" stattan ayrılmadı... Daha doğrusu ayrılamadı...

Bu bir bütünden kendini koparma halidir. Daha ufak bir bütün olabilmek sancısı gibi bir şey bu.... Bir nevi bölünmenin yok olurken başka bir var oluşa tekamül edişidir bu...

Ama bu bölünme bir aşk bölünmesi.... Aşklar kolay bitmez. Biterken can yakar, iç kavurur..Ama yeni aşklar doğurur...

Çünkü en güzel aşklar tutsak almayan ve tutsak etmeyen aşklardır.

Iniesta için haftalardır boşuna söylenmedi bu kadar söz ve boşuna yazılmadı bu kadar cümle..

Çünkü İniesta, futbolun efendi ve sanatçı ruhlu virtiözü olduğu kadar duygusal bağlılığın en tipik örneklerinden birisi olan bir futbolcuydu...

Üstelik en iyi olup, en iyi ikinci olmayı seçen futbolcuydu... Çoğu kişinin pek yapamadığı...

Bir kulübe ve bir takıma bağlılık ancak kültürel anlamda bazı birliktelikler ile beraber gelişir. Bu acıda, tasada, sevinçte, zaferde paylaşmak ile ilgili bir kültürdür...

Mesele galiba biraz da bu... Iniesta sadece bir futbolcudan öte, o kültürün de iyi, güzel ve özel bir insanı...

Hiç yorum yok:

OYUN ALANLARININ YAPISI VE UYARAN İLİŞKİSİ

Oyun alanlarındaki, kazaya sebep olma olasılığı olan nesnelerin kaldırılmasına yönelik eğilim, diğer bir açıdan bakıldığında çocukların sab...